31
lebron'un kobe'ye yetişmek için daha çoook fırın ekmek yemesi gerektiğini bir kez daha gördüm 4 haziran 2009 orlando magic los angeles lakers maçıyla.
kobe'nin öyle lebron gibi 45 sayı, 12 ribaunt, 12 asist falan gibi istatistikler yapmasına gerek yok. sahadaki varlığı, hırsı ve atletizmi mj tadında; saha görüşü ve oyunu okuyuşu magic johnson tadında; basketbol zekası larry bird tadında... artık olabilecek en üst noktada yani.
basketbolunun en olgun dönemini geçiren bir efsaneyi, lebron'la kıyaslamak çok gereksiz an itibariyle. ayrıca artık eskisi gibi topu alayım, sürekli sivri röportajlar vereyim, içeri dalayım, smaç vurayım, egomu tatmin edeyim, istatistiğe boğulayım gibi dertleri yok. artık onun egosunu tatmin edecek tek şey nba şampiyonluğu. ve nasıl mj'i izleyebildiğim için kendimi şanslı sayıyorsam kobe için de bu böyle. ha bir de son 2 sezon için şöyle bir şey de vardı; #104751.
lebron, pek insancıl olmayan fiziği sayesinde nba'in gelmiş geçmiş en önemli basketbolcuları arasına girecek, buna hiç şüphe yok. ama kobe'nin olgunluğuna erişebilecek mi, bunu ilerleyen yıllarda göreceğiz.
bir de not: imkansız şutlarına bakınca kimin daha beşer kimin daha saçmalık olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz ayrıca. lebron'un o fizikle yaptığı şeyler normaldir. ama kobe'nin yaptıklarını fizikle ve mantıkla açıklamak pek kolay olmuyor.
son saniyelerden, maç kazandıran basketlerden bahsetmedim bile...
kısacası an itibariyle diyeceğim şudur ki; lebron portakalda vitaminken, kobe o portakalla evinin bahçesinde basketbol oynuyordu. bi süreliğine kıyaslamaktan vazgeçiyorum.:)
kobe'nin öyle lebron gibi 45 sayı, 12 ribaunt, 12 asist falan gibi istatistikler yapmasına gerek yok. sahadaki varlığı, hırsı ve atletizmi mj tadında; saha görüşü ve oyunu okuyuşu magic johnson tadında; basketbol zekası larry bird tadında... artık olabilecek en üst noktada yani.
basketbolunun en olgun dönemini geçiren bir efsaneyi, lebron'la kıyaslamak çok gereksiz an itibariyle. ayrıca artık eskisi gibi topu alayım, sürekli sivri röportajlar vereyim, içeri dalayım, smaç vurayım, egomu tatmin edeyim, istatistiğe boğulayım gibi dertleri yok. artık onun egosunu tatmin edecek tek şey nba şampiyonluğu. ve nasıl mj'i izleyebildiğim için kendimi şanslı sayıyorsam kobe için de bu böyle. ha bir de son 2 sezon için şöyle bir şey de vardı; #104751.
lebron, pek insancıl olmayan fiziği sayesinde nba'in gelmiş geçmiş en önemli basketbolcuları arasına girecek, buna hiç şüphe yok. ama kobe'nin olgunluğuna erişebilecek mi, bunu ilerleyen yıllarda göreceğiz.
bir de not: imkansız şutlarına bakınca kimin daha beşer kimin daha saçmalık olduğunu daha iyi anlayabilirsiniz ayrıca. lebron'un o fizikle yaptığı şeyler normaldir. ama kobe'nin yaptıklarını fizikle ve mantıkla açıklamak pek kolay olmuyor.
son saniyelerden, maç kazandıran basketlerden bahsetmedim bile...
kısacası an itibariyle diyeceğim şudur ki; lebron portakalda vitaminken, kobe o portakalla evinin bahçesinde basketbol oynuyordu. bi süreliğine kıyaslamaktan vazgeçiyorum.:)
