6854
hakan şükür olayının çarpıtıldığı sözlüktür. zaten mars'ta yaşamayan galatasaray taraftarı en başından beri bilir hakan şükür'ün fethullah gülen'le olan yakınlığını. siyasi görüşünü tahmin etmek de hiç bir zaman zor olmadı, nitekim biz kendisini ülkücü, ulusalcı veya sosyalist olduğunu sandığımız için değil, galatasaray'ı bizler gibi sevdiği ve terinin son damlasına kadar o forma için mücadele ettiğini bildiğimiz için baş tacı ettik.
hakan şükür'ü ak parti milletvekili olduğu için sevmeyen insanlar da olabilir, pekala bu partinin ülkenin rejimini değiştirmesinden endişelenen ve bu ihtimalin yüksek olduğunu düşünen kişi için hakan şükür buna hizmet ediyordur ve daha fazla efsane olarak anılamaz. aynı şeyi komünist bir futbolcunun ülkeyi komünist rejime sürüklemesinden endişelendiğiniz bir partide görev alması gibi de düşünebilirsiniz. ancak bu daha çok siyasi bir tartışma, öngörüdür ve bugün hakan şükür'e yapılan eleştirilerin asıl sebebi bu değildir.
ancak hangi partiden olursa olsun bu ülkede spor bakanlığı'nı en çok hakettiğini düşündüğüm kişi olan hakan şükür'ün bizde bıraktığı hayal kırıklığı, en azından kendim için konuşayım, ak parti milletvekili olması ile değil, galatasaray'ın avrupa devlerine kafa tutmasını sağlayan kral duruşunu milletvekili olduktan sonra yaptığı "büyüklerimiz daha iyi bilir" duruşuyla değiş tokuş etmesi ile başlamıştı. gezi olayları ise benim için kralın krallığını bıraktığı an oldu. ondan ne istifa etmesini, ne başbakanı açık seçik eleştirmesini bekledim, ancak bu ülkenin her kesim insanının sevgisini kazanmış, futbolla ilgilensin ilgilenmesin herkesin tanıdığı, dünya'da en çok tanınan türk sporcusu olan hakan şükür'ün bu kadar korkak, hareket özgürlüğü kısıtlanmış olduğunu gördükten sonra kendisine aynı saygıyı duymak maalesef mümkün değildi. polis şiddetine işaret edebilirdi, ölenlere baş sağlığı dileyebilirdi ve sokaklarda ölenlerin, yaralananların, gözlerini kaybedenlerin de çocukken onun formalarını giyen, onun golüyle zıplayan sevinç çığlıklarına boğulan insanlar olduğunu hatırlayabilirdi. ne yazık ki yapamadı, ve galatasaray'ın efsanesi değildir demiyorum ama benim için artık hakan şükür adında bir efsane yoktur.
hakan şükür'ü ak parti milletvekili olduğu için sevmeyen insanlar da olabilir, pekala bu partinin ülkenin rejimini değiştirmesinden endişelenen ve bu ihtimalin yüksek olduğunu düşünen kişi için hakan şükür buna hizmet ediyordur ve daha fazla efsane olarak anılamaz. aynı şeyi komünist bir futbolcunun ülkeyi komünist rejime sürüklemesinden endişelendiğiniz bir partide görev alması gibi de düşünebilirsiniz. ancak bu daha çok siyasi bir tartışma, öngörüdür ve bugün hakan şükür'e yapılan eleştirilerin asıl sebebi bu değildir.
ancak hangi partiden olursa olsun bu ülkede spor bakanlığı'nı en çok hakettiğini düşündüğüm kişi olan hakan şükür'ün bizde bıraktığı hayal kırıklığı, en azından kendim için konuşayım, ak parti milletvekili olması ile değil, galatasaray'ın avrupa devlerine kafa tutmasını sağlayan kral duruşunu milletvekili olduktan sonra yaptığı "büyüklerimiz daha iyi bilir" duruşuyla değiş tokuş etmesi ile başlamıştı. gezi olayları ise benim için kralın krallığını bıraktığı an oldu. ondan ne istifa etmesini, ne başbakanı açık seçik eleştirmesini bekledim, ancak bu ülkenin her kesim insanının sevgisini kazanmış, futbolla ilgilensin ilgilenmesin herkesin tanıdığı, dünya'da en çok tanınan türk sporcusu olan hakan şükür'ün bu kadar korkak, hareket özgürlüğü kısıtlanmış olduğunu gördükten sonra kendisine aynı saygıyı duymak maalesef mümkün değildi. polis şiddetine işaret edebilirdi, ölenlere baş sağlığı dileyebilirdi ve sokaklarda ölenlerin, yaralananların, gözlerini kaybedenlerin de çocukken onun formalarını giyen, onun golüyle zıplayan sevinç çığlıklarına boğulan insanlar olduğunu hatırlayabilirdi. ne yazık ki yapamadı, ve galatasaray'ın efsanesi değildir demiyorum ama benim için artık hakan şükür adında bir efsane yoktur.
