202
kurumları günden güne batağa saplanan ülkemiz. bunu bir politikaya bağlamıyorum, çünkü türkiye'nin şahit olduğum hiç bir döneminde de kurumlarının müthiş yönetildiğini hatırlamıyorum. ancak işler kötüye giderken değişim yapılmama, mantıksızlıkların yüzümüze baka baka diretilmesi insanı akıl hastası olma aşamasına getiriyor. olay bundan ziyade türk devlet geleneğinde sanki. son örnek de sporda yakın dönemde yaşananlar. ev sahibi olduğu akdeniz oyunları'nda bir sürü sporcusu dopingli çıkan, maalesef ki bunlardan biri yalnızca 16 yaşında bir sporcu, ve yine bu dönemdeki son fifa dünya sıralamasında milli takımı 57. sıraya kadar gerilemiş 75milyon nüfuslu bir ülkeden bahsediyoruz. ve milli eğitim bakanlığı hiç bir müzakere, fikir alımı yoluna gitmeden yapboz yapar gibi sınav ekleyen/kaldıran ülkemizin futbol federasyonu da aynı faşizan mantıkla ülkede bir şeylerin gelişmesi yolunu değil de bir takım karanlık insanların küçük oyunlarını desteklediğini verdiği son kararla bir kez daha ispatlıyor. ancak inanıyorum ki bu ülkenin en büyük geleneklerinden, yurt dışındaki sayılı markasının en büyüğü olan biz galatasaray camiası sözümüzün geçtiği her alanda bunu değiştirecek güce sahibiz. ve şuan her şeyden önce ilk hedefimiz bugün hepimize bu sinir harbini yaşatan ülke futbol tarihinin en beceriksiz, karanlık, çirkin yüzlerinden birini o koltuktan defetmek olmalıdır.