1858
mevcut durum için bakıldığında birbirini tetikleyecek bir çok faktöre göre geleceğinin şekillenmesi muhtemel olan takımdır. malumunuz üzerine takımımız, alnının teriyle mücadele edebileceği en üst seviye olan turkish airlines euroleague arenasında oynama şansını bir kez daha yakaladı. bu arenada kalıcı olabilmek hem bugün hem de gelecek başarılar için anahtar görevindedir. bu transfer döneminde yapacağımız doğru hamleler ile hem sportif açıdan başarılı olabilme hem de kalıcı olabilmenin en kolay yöntemi olan a lisans konusunun çözülmesi gerekmektedir. bunun için yöneticilerimizin tüm lobi faaliyetlerini yerine getirerek sonucunda başarıya ulaşması çok kritik bir süreç olacaktır. transfer olaylarını bu durumla ilişkilendirdiğimizde ise, turkish airlines euroleague 'de a lisans sayesinde uzun süreli yer alma şansı olan takımların transfer aşamasında rakiplerine oranla daha şanslı olduğunu söylemek sanırım hatalı olmayacaktır. işte birbirini tetikleyen faktörlerde düşünüldüğünde bu transfer döneminde yapılacak doğru hamle ve transferler sayesinde istenen sportif başarılar ve vizyon sahibi oyuncuların eklenmesi sayesinde yapılması öngörülen a lisans alınabilmesi lobi faaliyetlerinin de olumlu etkilenmesi kaçınılamaz bir gerçek olarak karşımızda duruyor. 2 sezon önce turkish airlines euroleague elemelerinde muazzam bir başarı göstererek lige katılım şansı yakalayan takımımız ve o dönem elemelerden daha çok eurocup'ta mücadele edileceği düşünülerek transfer edilen yabancıları düşündükçe, turkish airlines euroleague 'in ilerleyen turlarında x oyuncu yerine z oyuncu olsaydı diye bolca hayıflanmıştık. bu süreçte oktay mahmuti 'nin, yetenekleri kısıtlı olmasına rağmen takım oyununa yatkın isimlere daha çok yönelmesi de mutlaka etkenlerden biri olmuştur ancak kazın diğer ayağına bakıldığında, oyuncuların takım tercih etmeleri sürecinde takımların hangi kulvarda yarıştığı ve hatta bu kulvarda kalıcılık konusunun da oldukça önemli bir belirleyici olduğunu görüyoruz. bana göre faktörlerden bir diğeri de yerel anlamdaki rakiplerinizin vizyonudur. bu açıdan bakıldığında efes pilsen 'in (ısrar etmeyin anadolu efes diyemiyorum) belli oranda küçülmeye gitme kararı almasının mutlaka olumsuz yansımaları olacak olsa da fenerbahçe ülker 'in yapmış olduğu zeljko obradovic hamlesinin öncelikle olarak türk basketbolu ve devamında da takımımıza mutlaka olumlu yansımalarının olacağı fikrindeyim. "rakibim ne kadar güçlüyse o sayede ben daha da güçlü olurum" mantığını benimsediğim için doğru isimlerle ve doğru yapılanmaya sahip (tamam suyun karşısında nedim karakaş gibi bir isim var bende farkındayım!) rakiplerimizin bizim de vizyon ve sportif başarı anlamında daha güçlü ve doğru adımlar atabilmemiz adına güzel bir şans olacağı fikrindeyim. yıllarca efes pilsen 'in avrupa piyasasında isim sahibi oyuncuları transfer etmesi hep göze ve kulağa hoş gelmiştir ama bu isimlerin daha çok posası çıktıktan sonra emeklilik öncesi son durak olarak bu toprakları tercih etmesi sorgulanması gereken süreçlerin başındadır. fenerbahçe ülker 'in geçen yıl bu transfer politikasına benzer hamleleri, malum birleşmeden sonraki en kötü sezonlarını geçirmelerinin başlıca sebeplerinden biridir. hatalardan ders almış bir şekilde öncelikle, kendileri adına olabilecek en doğru koç hamlesi ve devamında da olası doğru isimlerin tercih edilmesiyle pozitif ivme yakalama şansları hiç te az değildir. işte bahsettiğim tüm bu faktörlerin birleşimi ve doğru değerlendirilmesi sayesinde takımımız adına büyük bir kırılma noktasına gelinmiş durumdadır. avrupa basketbolundaki vizyonumuz konusunda, maalesef bizlerin kendimizi gördüğümüz yerlerde değiliz. bu yüzden öncelikli olarak bazı tavizler ve fedakarlıklar yapılarak, kendimizi görmek istediğimiz seviyelere bizi ulaştırabilecek doğru isimlerle kadronun takviye edilmesi ve yöneticilerimiz belki de hiç olmadıkları kadar doğru ve akılcı hareketlerle en üst seviyede kalıcı olmamızı sağlayıcı hamleler yapılması gerekmektedir.