• 54
    --- alıntı ---

    önce gerçekler:

    uefa ister doldurulmuş; ister g.saray lobisi başta başka yerlerden etkilenmiş olsun; ister olmasın bir kanaate vardı. aydınlar’ı ve arıboğan’ı yanlarında 2 farklı kişi olmak üzere görüşmeye çağırdılar ve şunları dikte ettirdiler:

    * 58. maddeyi değiştirirseniz türkiye’ye ceza veririz. ama genel kurul kararı ile bu maddeyi değiştirirseniz bir şey demeyiz.

    * f.bahçe’ye 25 puandan az olmamak üzere eksi puan verin. kupayı alın ama trabzonspor’a vermeyin. böyle bir karar için mahkemenin sonunu bekleyin.

    * f.bahçe kendi isteğiyle 1 yıl daha gelmesin, bu iş bitsin.. aynen bunları söylediler.

    * aydınlar tff’si 1 yıl daha avrupa’dan men kararını erteletmeye ikna etti. puan silmeyi -16, -20 arasına çekti.

    * 27 ocak’taki genel kurul öncesi son kulüpler birliği toplantısında bu şartları f.bahçe kabul etti. -16 puana razı oldu.

    * fakat rıdvan dilmen’in başbakan’la yaptığı görüşmenin ardından genel kurul günü f.bahçe ve bazı kulüpler 58’i değiştirtmedi. aydınlar yenildi.

    * ankara dönüşü şenes erzik, aydınlar’a “artık küme düşürmekten başka çareniz yok” dedi.

    * sonra başbakan devreye girdi. başbakan’ın isteğiyle f.bahçe ‘namus davası’ dediği cas’tan dosyayı çekti. yıldırım da platini’ye açtığı davayı çekti.

    * başbakan ile platini arasındaki görüşmede ne olduğu bilinmiyor. o günden sonra aydınlar gitti; demirören geldi. 58 değişti; “şike sahaya yansımadı” denildi. f.bahçe geçen yıl avrupa’da oynadı.

    * fakat aziz yıldırım cezaevinden çıktıktan sonra ısrarla koltuğa yapışınca bu durum uefa’yı rahatsız etti.

    * nihayet disiplin kurulu kararını verdi.

    ***

    2-f.bahçe – şen görüşmesi

    * 25 eylül 2011’de ali ve metin şen, f.bahçe yönetimiyle görüştü. şen ailesi, f.bahçe’nin cas davasını; yıldırım’ın da platini davasını çekmesi halinde platini ile bizzat görüşme ayarlayacaklarını; f.bahçe yönetimini hem platini hem de icra kurulu üyeleriyle görüştüreceklerini söyledi.

    * şen ailesi, böyle bir görüşme sonunda da disiplin kuruluna gitmeden bu dosyanın kapatılması için her türlü çabayı göstereceklerini söyledi. aziz yıldırım kabul etmedi.

    ***

    3-f.bahçe – cas davasi

    * başta ali koç olmak üzere birçok yönetici davanın çekilmemesini istedi. hatta murat özaydınlı, cas davası çekilsin kararına imza atmadı. ama yıldırım’ın ısrarı; başbakan’ın isteğiyle “masum” olduğunu kanıtlama şansı ortadan kalktı.

    4-f.bahçe ve lobi faciasi

    * uefa, “sahaya yansımadı” tezine başından beri ikna olmadı. ama f.bahçe başkanının uefa veya platini ile görüşme şansı yoktu.

    * henüz aydınlar tff’si iş başındayken ali koç-nihat özdemir ve cihan kamer, uefa icra kurulu üyeleri ile görüştü. uefa “cas davası’nı çekin; 1 yıl daha gelmeyin. disiplin kurulu’na
    sevkedilmemeniz için elimizden geleni yapacağız” dedi. yıldırım gene kabul etmedi.

    * dünyada “f.bahçe şike yapmamıştır” diyen tek kurum olan avrupa kulüpler birliği’ni bile ziyaret etmek yıldırım’ın aklına gelmedi.

    * yaklaşık 2; 2.5 ay önce uefa, türkiye’ye başbakan’a da iletilmek üzere şu mesajı gönderdi: “türk futbolu hala bu isimlerden temizlenmedi mi?” f.bahçe kulağının üstüne yattı.

    * en son ali şen görüşmesinde bile aziz yıldırım “bir şey olmaz” diyebildi. ya çok rahat ya da artık umurunda değil.

    ***

    ve gelinen nokta:

    f.bahçe bu durumu muhtemel bir g.saray lobisi faaliyetine bağlamaya çalışacak. “uefa ceza veremez” diye açıklamalar yapıyor; yapacak. ama işin görünümü öyle değil. uefa’dan f.bahçe’ye avrupa’dan men cezasının gelmesi neredeyse kesin gibi. sonra sivas-eskişehir-ibb kulüpleri ile ilgili cezalar gelebilir. sonrası daha felaket olabilir. uefa icra kurulu, kendi disiplin kurulunun aldığı kararlarla yetinebilir. ya da tff’ye “benim uyguladığım cezalara sen de uymalısın” diyebilir. işte o durumda puan silme ile kurtulma dahi olmayabilir. f.bahçe küme düşebilir. bu şu an için zayıf bir ihtimal gibi görünse de puan silme oldukça kuvvetli bir ihtimal olarak ortada duruyor.

    ***

    bir yıldır yazıyorum. aziz yıldırım fenerbahçe’nin sırtında kendi hayatıyla ilgili gelişmeleri olumlu sonuçlandırmaya bakıyor. ama minare kılıfa sığmıyor işte. yıldırım gerçekten kendini değil f.bahçe’yi düşünseydi son kongrede aday olmazdı. yeni bir yönetim ile f.bahçe, uefa ayağını daha yumuşak geçerdi. ama “namus” dediği cas davasını çekip f.bahçe’yi ‘aklanma’ imkanından mahrum eden; aydınlar’ı, cemaati, ali şen’i, platini’yi, g.saray’ı, trabzonspor’u, kendi yöneticilerini, kardeşini özetle herkesi ama herkesi suçlayan aziz yıldırım en büyük suçludur. fenerbahçe’nin üzerinde koskoca bir yüktür. özgürlük savaşçısı, siyasal figür imajıyla ortalarda salınıp mehmet ağar ile görüşen de odur. hep suçladığı fethullah gülen’den sürekli randevu isteyen de odur. aziz yıldırım bugünden tezi yok istifa etmeli; camianın aylardır gördüğü kabuslar için f.bahçeliler’den özür dilemelidir. velev ki uefa’dan 1 gün bile ceza çıkmadı. tff de daha önce verdiği kararı aynen koruyabildi. fenerbahçeliler’in yaşadıkları 3 yıllık sıkıntıyı yok mu sayacağız? yargıtay kararı süreci hangi sabırla beklenecek? gelinen noktada fenerbahçe gibi 106 yıllık koca çınar, bir adamı daha fazla taşıyacak durumda değildir. sırtındaki korkunç yükten son sözünü söylemesini beklemektedir: istifa ettim; özür dilerim..

    --- alıntı ---

    serdar ali çelikler
App Store'dan indirin Google Play'den alın