152
büyük başkanımız, kurucumuzdur.
mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
ali sami yen - galatasaray'ın kurucusu ali sami bey, tutkulu bir arnavut milliyetçisi olan fraşeri ailesinin üyesi olarak dünyaya geldi. babası ilk türkçe roman sayılan "taaşşuk-ı talat ve fitnat"ın yazarı, dilbilimci şemsettin sami bey'di. annesini 7 yaşında kaybetti. babası, eşinin ölümünden sonra abisinin dul kalan eşiyle (ali sami'nin amcasının eşi) evlendi.
babası şemsettin sami, arnavut milliyetçiliğini desteklediği gerekçesiyle padişah 2. abdülhamid tarafından ev hapsine mahkum oldu. babası şemsettin sami ali sami'yi 16 yaşına kadar hiçbir okula göndermedi. eğitimini kendisi üstlendi. çocuklarının eğtimi için özel arapça, türkçe ve fransızca öğretmenleri tuttu. bunun yanısıra çocuklarına piyano ve resim dersleri aldırdı. ali sami hiçbir okula gitmedi. babası ailesinin ısrarıyla oğlu ali sami'yi 1902'de, 16 yaşındayken mekteb-i sultani'ye yazdırdı.
ali sami için. 1902 dışında bir diğer önemli tarih ise 1904 yılıydı. ali sami bu yıl babasını kaybetti.
ve yine 1904 yılında ilk kez futbol maçı seyretti. bu maçın hangisi olduğunu bilmiyoruz ama muhtemelen moda'yla cadikeuy arasındaydı. bu iki takım da istanbul'da yaşayan ingiliz kolonisine mensup britanyalılar'ın kurduğu takımlardı. formaları vardı bir renge sahiptiler. ingilizler gibi top oynamak, bir renge ve isme sahip olmak vizyonu bu maçtan çıkmıştır. ali sami bey, mekteb-i sultani'de futbol takımı kurarken aklından yıllar sonra türkiye'nin en köklü kulübü olacak bir oluşum geçmemişti. ancak sosyal örgütlenmenin inanılmaz fakir olduğu osmanlı toplumunda bir takımın bir mektebe dayanması bu kulübü ayakta tuttu. mektep, galatasaray için en büyük şanstı. böylece kulüp siyaset ve iktidarla fazla hemhâl olmadan ayakta kalabildi ve bugünlere geldi.
bugün galatasaray ali sami yen'i ve onun organizasyon yeteneğini iyi anlamak zorunda. çünkü onun bu yeteneği galatasaray'ı oluşturdu. o, insanlardan oluşan çok büyük bir ağı (organizasyon, haber ve ilişki) oluşturmuş ve 1918 yılına kadar o ağın tam göbeğinde kalmıştır. 1918'den sonra kurmuş olduğu bu ağ, birçok zorluğa karşın kendi ayakları üstünde durmayı başardı ve bugünlere büyüyerek geldi.
melih şabanoğlu
mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
ali sami yen - galatasaray'ın kurucusu ali sami bey, tutkulu bir arnavut milliyetçisi olan fraşeri ailesinin üyesi olarak dünyaya geldi. babası ilk türkçe roman sayılan "taaşşuk-ı talat ve fitnat"ın yazarı, dilbilimci şemsettin sami bey'di. annesini 7 yaşında kaybetti. babası, eşinin ölümünden sonra abisinin dul kalan eşiyle (ali sami'nin amcasının eşi) evlendi.
babası şemsettin sami, arnavut milliyetçiliğini desteklediği gerekçesiyle padişah 2. abdülhamid tarafından ev hapsine mahkum oldu. babası şemsettin sami ali sami'yi 16 yaşına kadar hiçbir okula göndermedi. eğitimini kendisi üstlendi. çocuklarının eğtimi için özel arapça, türkçe ve fransızca öğretmenleri tuttu. bunun yanısıra çocuklarına piyano ve resim dersleri aldırdı. ali sami hiçbir okula gitmedi. babası ailesinin ısrarıyla oğlu ali sami'yi 1902'de, 16 yaşındayken mekteb-i sultani'ye yazdırdı.
ali sami için. 1902 dışında bir diğer önemli tarih ise 1904 yılıydı. ali sami bu yıl babasını kaybetti.
ve yine 1904 yılında ilk kez futbol maçı seyretti. bu maçın hangisi olduğunu bilmiyoruz ama muhtemelen moda'yla cadikeuy arasındaydı. bu iki takım da istanbul'da yaşayan ingiliz kolonisine mensup britanyalılar'ın kurduğu takımlardı. formaları vardı bir renge sahiptiler. ingilizler gibi top oynamak, bir renge ve isme sahip olmak vizyonu bu maçtan çıkmıştır. ali sami bey, mekteb-i sultani'de futbol takımı kurarken aklından yıllar sonra türkiye'nin en köklü kulübü olacak bir oluşum geçmemişti. ancak sosyal örgütlenmenin inanılmaz fakir olduğu osmanlı toplumunda bir takımın bir mektebe dayanması bu kulübü ayakta tuttu. mektep, galatasaray için en büyük şanstı. böylece kulüp siyaset ve iktidarla fazla hemhâl olmadan ayakta kalabildi ve bugünlere geldi.
bugün galatasaray ali sami yen'i ve onun organizasyon yeteneğini iyi anlamak zorunda. çünkü onun bu yeteneği galatasaray'ı oluşturdu. o, insanlardan oluşan çok büyük bir ağı (organizasyon, haber ve ilişki) oluşturmuş ve 1918 yılına kadar o ağın tam göbeğinde kalmıştır. 1918'den sonra kurmuş olduğu bu ağ, birçok zorluğa karşın kendi ayakları üstünde durmayı başardı ve bugünlere büyüyerek geldi.
melih şabanoğlu
