100
illa 3-5 aptal çıkıp bunu yapmıştır. gerçekten anlamını bile bildiklerini düşünmüyorum. amacı sadece rakip futbolcunun performansını düşürmek, atmosferi arttırmak bu adamların. bilincinde değiller yaptıkları şeyin korkunçluğun. bunu kabul ederim.
ama bir kulüp yönetiminin bu kadar aptal olup önceki sene futbolcusu, bu sene taraftarı çevresindeki tüm ırkçılık eylemlerini savunmasını kabul edemem.
yahu türkiye'de kurum içi denetleme sistemi denen şey yok mu?
bir takımın başkanlık mevkiine gelen azıcık diktatör ruhluysa anında muhalifleri temizliyor kongreden ve canı isteyene kadar orda kalıyor.
hadi kulübü geçtim, sosyal demokrat dediğimiz chp'de bile durum böyle değil mi? demokrasi demokrasi diyosun. parti başkanı seçilir seçilmez ilk iş parti içi muhalifleri temizlemeye başlıyor.
sonra ne bok yese alkışlar, şakşaklar, şakşakçılar.
işte bu yüzden biz sadece bir spor kulübü değil, geçmişi, kökeni olan devasa bir eğitim kurumuyuz. var mı türkiye'de böyle başka bir örnek?
tüm branşlarda zirve yapmışız. genel kurul oluyor. ünal aysal ve yönetimi ölesiye eleştiriliyor. eleştirenler kim? sadece muhalifler değil. yandaşlar da. çünkü doğru insanlar da yanlış yapabilir. sonra bir de yapılan doğrular var. onlar da alkışlanıyor. alkışlayanlar kim? sadece yandaşlar değil, muhalifler de. çünkü rakibiniz de doğru şeyler yapabilir. zaten yaptığı için rakip olmuşsunuzdur, senle rekabet ediyodur. doğrusu olmayan rakip mi olur hiç? varsa sen de çok yanlış şeyler yapıyosun demektir. sonuç? hep beraber yanlışlar doğrular tespit edilip ona göre hareket ediliyor galatasaray'da. keşke türkiye de böyle yönetilse. şu kültür galatasaray'dan taşıp tüm türkiye'ye sirayet etse.
bizde ırkçılık yok. ben buna inanmıyorum. aptallık, cahillik ve dediğim dedik saltanat kültürü var. 3 tane salak taraftar ve onlardan daha salak, sorumsuz be ne yaparsam doğrusu o diyen bir yönetim var ortada.
ama bir kulüp yönetiminin bu kadar aptal olup önceki sene futbolcusu, bu sene taraftarı çevresindeki tüm ırkçılık eylemlerini savunmasını kabul edemem.
yahu türkiye'de kurum içi denetleme sistemi denen şey yok mu?
bir takımın başkanlık mevkiine gelen azıcık diktatör ruhluysa anında muhalifleri temizliyor kongreden ve canı isteyene kadar orda kalıyor.
hadi kulübü geçtim, sosyal demokrat dediğimiz chp'de bile durum böyle değil mi? demokrasi demokrasi diyosun. parti başkanı seçilir seçilmez ilk iş parti içi muhalifleri temizlemeye başlıyor.
sonra ne bok yese alkışlar, şakşaklar, şakşakçılar.
işte bu yüzden biz sadece bir spor kulübü değil, geçmişi, kökeni olan devasa bir eğitim kurumuyuz. var mı türkiye'de böyle başka bir örnek?
tüm branşlarda zirve yapmışız. genel kurul oluyor. ünal aysal ve yönetimi ölesiye eleştiriliyor. eleştirenler kim? sadece muhalifler değil. yandaşlar da. çünkü doğru insanlar da yanlış yapabilir. sonra bir de yapılan doğrular var. onlar da alkışlanıyor. alkışlayanlar kim? sadece yandaşlar değil, muhalifler de. çünkü rakibiniz de doğru şeyler yapabilir. zaten yaptığı için rakip olmuşsunuzdur, senle rekabet ediyodur. doğrusu olmayan rakip mi olur hiç? varsa sen de çok yanlış şeyler yapıyosun demektir. sonuç? hep beraber yanlışlar doğrular tespit edilip ona göre hareket ediliyor galatasaray'da. keşke türkiye de böyle yönetilse. şu kültür galatasaray'dan taşıp tüm türkiye'ye sirayet etse.
bizde ırkçılık yok. ben buna inanmıyorum. aptallık, cahillik ve dediğim dedik saltanat kültürü var. 3 tane salak taraftar ve onlardan daha salak, sorumsuz be ne yaparsam doğrusu o diyen bir yönetim var ortada.