• 14513
    "gerek şampiyonlar ligi maçları gerekse sezon sonu yaklaştıkça süper lig'de takıma yönelik motivasyon konuşmaları yapmaya özen gösterdim. ben bu kulübün başkanıyım ve oyuncularımıza ne kadar güvendiğimi onlara söylemem kadar doğal bir şey olamaz. bunu her hafta yapabilme şansım yok. zaten her hafta yaparsanız kanıksanır. önemli olan yararı olacağı zaman ve her şeyi kararında ve yerinde yapmaktır.

    avrupa'da ve türkiye'de hedeflerimiz gayet net; bu yılın başarısını aşmak. yani kendinizle yarışmak. bizim bunun altında bir hedef koymamız zaten mümkün değil. bu, iyi yöneticiliğin ruhuna aykırı olur. ancak futbol fabrikada imal ettiğiniz bir ürün değil. biraz daha kaliteli malzeme kullanalım, daha iyi işçi ve mühendislerle daha kaliteli üretim yapalım demeniz bu alanda işlemez. sonuçta insanlardan ve 90 dakikalık performanslarından oluşan bir durum var. şans faktörü var, dönem faktörü var. yönetim olarak önemli olan şans faktörünü minimize edecek tedbirleri almanızdır. gerisi o 90 dakikadaki bir çok faktöre bağlı."

    "bizim yapmaya çalıştığımız bu. bu nedenle zaman zaman 'bu transfere de ne gerek vardı, şu oyuncu yetmez miydi' tarzında eleştirilere kulağımızı tıkıyoruz. sonunda siz kağıt üzerinde geçmiş verilere dayalı bir plan yapıyorsunuz. gerçek öyle şekillenmeyebiliyor. en büyük verimi beklediğiniz oyuncunuz sakatlık ya da başka bir nedenle istediğiniz, beklediğiniz verimi veremeyebiliyor. galatasaray bu sezon ujfalusi'den yoksun kaldı. savunmanın belkemiği idi. üstelik transferin kapanmasına 48 saat kala oldu bu sakatlık. bunları planlamanız mümkün değil, ama tedbirli olmanız mümkün.

    galatasaray için bu yıl hazırladığımız kitabın başlığını 'liderlik için doğdu' koyduk. ne demek liderlik? sadece yarışı en önde bitirmek demek değil. hedefimiz diğerlerine, topluma, özellikle gençliğimize örnek olmak. galatasaray'ın değişmez sosyal misyonu, sosyal sorumluluğu bu; örnek olmak. her noktada lider gibi davranmak."

    "sadece 20. şampiyonluk değil, şampiyonlar ligi kupasını kaldırmak geçiyor içimizden. ama bunlar bugünden yarına hemen yapılabilecek ve söylendiği kadar gerçekleştirilmesi kolay olan şeyler değil, sabırlı olmak şarttır. şunu belirtmekle yetineceğim; galatasaray'ın gelecek hedefleri artık son derece nettir. kimse bu yıl gelinen noktanın gerisinde hedef koyamaz. biz büyük vizyonların kulübüyüz. bu vizyondur bize avrupa kupasını getiren. vizyondan bir adım gerilemek söz konusu değil.

    bakıyorum bir kaç kişinin gülümseyip geçtiği çilek esprisi literatüre yerleşmiş durumda. bugün elimiz daha güçlü. kim çeyrek finalde rakiplerine kök söktürmüş bir takımda oynamak istemez? 'seksi' meselesi de anlaşıldı sanırım. hem istanbul, hem galatasaray tüm yıldızlar için çok çekici durumda. bizim görevimiz doğru analizler yapmak ve faydası, maliyetinin kat kat üzerinde olacakları seçmektir. kimse merak etmesin çalışıyoruz."

    "didier drogba gibi bir dünya yıldızından yapmakta olduklarından daha azını bekleyemezsiniz. çünkü o bir lider."

    "sezon içinde gerçek galatasaraylı, çok sevdiğim, çok değerli bir kardeşimi kaybetmiştim. mehmet ali birand nur içinde yatsın."

    "ben kendimden, 'galatasaray'ın neferleriyiz' diye bahsettiğimde hadise olmuyor da, teknik direktörümüz için yabancı dilde sıkça kullanılan bir deyimi kullandığımda niye hadise oluyor?

    şunu anlamam mümkün değil. ben kendimden, yöneticilerimizden 'galatasaray'ın neferleriyiz' diye bahsettiğimde hadise olmuyor da, teknik direktörümüz için görevde olan bir insan için yabancı dillerde sıkça kullanılan bir deyimi (eleman) kullandığımda niye hadise oluyor? ben fatih terim için aşağılayıcı bir terim kullanacak olsam, bunu ulu orta söylemeyecek terbiyeye de, olgunluğa da, akla da sahibim. ama medyanın olay yaratma alışkanlığına dur diyemem sadece sabır ve sükunet öneririm. öküzün altında buzağı aramaktan vazgeçmemiz gerek.

    galatasaray yönetim kurulu'na girecek ölçüde kendini yetiştirmiş 15 insanı bir odaya koyup, her meselede aynı şekilde düşünmelerini bekleyemezsiniz. beklerseniz 15 kişiye ne gerek var? madem görüşler aynı, bir kişi yönetir, olur biter. dolayısıyla farklı görüşlerin olması kadar doğal bir şey yok. mesele, sonunda verilen kararın gerçekleştirilmesi için herkesin elinden geleni yapmasıdır.

    bu noktada zaten sorunumuz yok. olsa, bilin ve emin olun ki bu sahaya da yansır. ancak kulüp olarak takımınızın kalitesini yükseltmeye çalışırken profesyonellerimiz için de, yöneticilerimiz için de aynı beklenti içinde olmamız lazım. bizden sonra gelecekler de bizi aratmamalı. ancak prensip kararları ve vizyonunuza dönük sapmalar izlediğinizde buna müsamaha gösteremezsiniz."

    ünal aysal
App Store'dan indirin Google Play'den alın