2806
durumum gereği bu sene çoğu zaman yalnız kaldım. asosyalliğin dibine vurdum. kötü zamanlarım geçti.
beni avutan tek şeydi galatasaray. sesimin kısılmasının tek sebebiydi. yatağa kafamı koyduğumda mutlu olabileceğim tek şeydi.
sevgilim yoktu benim elimi tutan. gözümün gözünde olduğu. beni avutan.
galatasaray vardı hep yanımda. kalbim farklı çarpıyordu galatasaray diyince. hesapladım bile bunu bugün. o kadar yalnızım düşün. neler yapıyorum. normalde dakikada 80 kere çarpan kalbim , 87 atıyordu.
kötü bir maç geçirince , dayanamazdım. düğümlenirdi boğazım. içimdekini kimselere dökemiyordum. yalnızdım. sözlükte yazardım hep. galatasaray marşları açıp içki içiyordum bazen. tek başıma. bazen sevincine , bazen hüznüne.
kale arkası tezahürat video arşivim var. işte onları açıyorum kötü oynadığımız maçlarda. kendimden bir şey buluyorum hep o insanlarda. gözlerinde galatasaray. bizi birbirimize bağlayan galatasaray. çocukluk aşkımız.
o an umutla bakıyorum yine takımıma. her şeye. ailem o benim sonuçta. ne kadar kızabilirim ki? doğrularıyla , yanlışlarıyla sevdiğim çocukluk aşkım.
küçükken hagi diye bağırırdım hep pederin yanında. daha hiç bir şeyi kavramamışken bile.
şimdi selçuk diye bağırıyorum avazım çıktığı kadar. bir elimde bira , öbür elimde sigara. içiyorum takımımın şerefine. metin oktay formamla.
daha tt arena'ya gidemedim. uzun zamandan beri uzaktan seviyorum takımımı. bu nasıl bir şey bilirsin. aşık olduğunu söylemek için yanıp tutuşuyosundur hani. ama durumlar el vermez. aksilik çıkar. diline dökemezsin bazı kelimeleri. bazen beklersin vicdan azabı çeke çeke. o durumdayım aynen.
trabzonspor maçına gideceğim. belki ağlarım o maçta. ses tellerimi kaybedene kadar bağıracağım. onu çok iyi biliyorum. uzun zamandır sessizce sevdiğim takımımı izleyeceğim. ve sonra nevizade'de içkimi içeceğim sabahlara kadar. dostlarla. galatasaray sevgisiyle büyüyen güzel insanlarla , omuz omuza.
diyeceğim şudur ki a dostlar , bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray.
beni avutan tek şeydi galatasaray. sesimin kısılmasının tek sebebiydi. yatağa kafamı koyduğumda mutlu olabileceğim tek şeydi.
sevgilim yoktu benim elimi tutan. gözümün gözünde olduğu. beni avutan.
galatasaray vardı hep yanımda. kalbim farklı çarpıyordu galatasaray diyince. hesapladım bile bunu bugün. o kadar yalnızım düşün. neler yapıyorum. normalde dakikada 80 kere çarpan kalbim , 87 atıyordu.
kötü bir maç geçirince , dayanamazdım. düğümlenirdi boğazım. içimdekini kimselere dökemiyordum. yalnızdım. sözlükte yazardım hep. galatasaray marşları açıp içki içiyordum bazen. tek başıma. bazen sevincine , bazen hüznüne.
kale arkası tezahürat video arşivim var. işte onları açıyorum kötü oynadığımız maçlarda. kendimden bir şey buluyorum hep o insanlarda. gözlerinde galatasaray. bizi birbirimize bağlayan galatasaray. çocukluk aşkımız.
o an umutla bakıyorum yine takımıma. her şeye. ailem o benim sonuçta. ne kadar kızabilirim ki? doğrularıyla , yanlışlarıyla sevdiğim çocukluk aşkım.
küçükken hagi diye bağırırdım hep pederin yanında. daha hiç bir şeyi kavramamışken bile.
şimdi selçuk diye bağırıyorum avazım çıktığı kadar. bir elimde bira , öbür elimde sigara. içiyorum takımımın şerefine. metin oktay formamla.
daha tt arena'ya gidemedim. uzun zamandan beri uzaktan seviyorum takımımı. bu nasıl bir şey bilirsin. aşık olduğunu söylemek için yanıp tutuşuyosundur hani. ama durumlar el vermez. aksilik çıkar. diline dökemezsin bazı kelimeleri. bazen beklersin vicdan azabı çeke çeke. o durumdayım aynen.
trabzonspor maçına gideceğim. belki ağlarım o maçta. ses tellerimi kaybedene kadar bağıracağım. onu çok iyi biliyorum. uzun zamandır sessizce sevdiğim takımımı izleyeceğim. ve sonra nevizade'de içkimi içeceğim sabahlara kadar. dostlarla. galatasaray sevgisiyle büyüyen güzel insanlarla , omuz omuza.
diyeceğim şudur ki a dostlar , bize her sevdadan geriye kalan sadece galatasaray.