• 123
    geçen gece karabük deplasmanındayız. aynı gün sabahı da basket maçı varmış ipekçi'de. ordan karabük'e gitmişim. stada yaklaşırken takımı görüyorum öyle ayakta duruyorlar. usulca sokuluyorum selçuk'un yanına: "bugün frikikten golün var kesin." diyorum. maç 1-0 öndeyken de dakika 90'da frikikten 2-0 yapıp bana koşuyor selçuk. sevinç gözyaşları.

    dün gece de hamburg'la deplasmanda oynuyoruz. adamlar nistelrooy'u almış. ne maçı diyeceksiniz. ben de bilmiyorum önce. sonra düşünüyorum: "lan demek ki real'i eledik, bu da yarı final maçı " diyorum. seviniyorum sonra, koyarsak finaldeyiz. maçı da istiklal'in meydana bakan ucunda izliyoruz bir iki arkadaşla. ilk yarı burak sıfırdan atıyor bir tane. sevinç gözyaşları. devrede yemek yemeye dağılıyoruz. dönüşte ikinci yarının başını kaçırmışız. ışıklardan karşıdan karşıya geçerken ikinci golü atıyoruz. beş dakika sonra maçın izlendiği yere ulaştığımda insanların arasından "goool" diye bağırarak geçiyorum. sevinç gözyaşları. gülüyorlar bana.

    sonra maçın skorunu hatırlamadan evdeyim. sözlüğe bakıyorum. maçı 4-2 almışız. ama bir matem havası. burak yılmaz bıçaklanmış maçta. maçın başlığında da sitki siyril adlı arkadaşın (ki kendisiyle hiç bir tanışıklığımız yok) şöyle bir entry'sini görüyorum: "maça dair aklımda kalan en garip şey staywithus'ın elinde sarıkız marka soda şişesiyle golden beş dakika sonra sevinerek ortalıkta koşması. yemeği yemiş, soda elinde koşuyor adam."

    hadi ilkini anladık. ikincisi? noluyor bana, yeter artık bitsin şu sezon diye kendimi sorgularken annem devreye girdi: burak'in bıçaklandığı bir görüntüde kan gördüğüm için rüya bozulmuş, rahatım artık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın