• 22
    ilkokula giderken harçlık alabilen nesildenim. harçlık derken de yani ismi harçlık, yoksa öyle harç’lık bi durum yok; üç kişi bir araya girip bi kutu kola anca alabiliyosun. kolayı üç kişi döndürüp içiyosun, kolombiya usulü.. en çok parayı veren ilk içiyor. eğer o hıyarın da boğazı yanmıyorsa dibine kadar içiyor zaten. en sonuncuya bi iki damla falan kalıyor...

    “haldun içtin mi lan hepsini şerefsiz?”
    “zaten zararlı oğlum sen içme diye yaptım”

    tüm bu eziyet niye peki? kutuyu ezip futbol oynayacaz diye.. öyle futbol topu falan yok, o dönemde kutu kolayı anca alabiliyorsun ne topu.. ezilmiş kola kutusuyla kafaya orta açabilen arkadaşlarım vardı amına koyayım: sergen, hami, rıdvan... bir de o kutuya kafa atanlar vardı: hakan, jardel, birinci sınıfa giden bi çocuk vardı semih genç bişey..

    geçenlerde eski mahalleme gittim, küçükken top oynadığımız alan otopark olmuş, köşesine de playstation cafe açmışlar...
App Store'dan indirin Google Play'den alın