92
nişantaşı cafelerininde sağında bir fincan supremo'su, kucağında notebook'u ile halkçılık oynayan liboşgillerden. birde mahalle ağzı ile yazmaya çabalayıp "bende halktan biriyim" izlenimi vermeye çalışması yok mu insanı çileden çıkaracak cinsten. ancak bu kadar yapmacık olabilir bir insan. yazılarının her satırında, insan cümlelerinde ki zorlamaları farkediyor.
acı olan ise bu seviyede bir adamın, memleket üzerine yazılar yazarak yıllardır bu işten ekmek yemesi. hemde türkiye'nin en tirajlı gazetelerinden birinde. gerçi çalıştığı gazetenin galatasaray düşmanlığı düşünülünce, şaşırmamak lazım bu meseleye. biraz patronu dillemek lazım değil mi yılmazcım?
acı olan ise bu seviyede bir adamın, memleket üzerine yazılar yazarak yıllardır bu işten ekmek yemesi. hemde türkiye'nin en tirajlı gazetelerinden birinde. gerçi çalıştığı gazetenin galatasaray düşmanlığı düşünülünce, şaşırmamak lazım bu meseleye. biraz patronu dillemek lazım değil mi yılmazcım?