• 367
    sahadaki oyunu sadece seyredip herhangi bir analiz yeteneği bulunmayan, kör fanatik kesimin faturayı hakeme yüklediği maç. lakin kazın ayağı öyle değil. zaten fatih terim de basın toplantısında yenilgiyi hakeme bağlamayarak durumu ortaya koydu.

    bir kere distance covered'da real madrid'in tam 6 km altında kalmış galatasaray! yani rakip, işini daha fazla ciddiye almış. korkmuyoruz diye konuşmakla olmuyor bu işler. rakibinize saygı duyarak oluyor ki günümüz futbolunda bunu real madrid bile yapıyor. eğer bu gibi takımlarla baş etmek istiyorsan en az onlar kadar hatta galatasaray seviyesindeysen yani kalite olarak daha aşağıdaysan onlardan 5-10 km daha fazla mesafe katetmek gerekiyor saha içinde.

    ikincisi; maç boyunca herkesin dikkatini çekmiştir, uzaktan çekilen şutlar. sanırım 2012-2013 sezonundaki hiçbir maçta bu kadar fazla uzaktan şut çıkarmamıştır galatasaray. ve bu durum bence oyuncuların kendine olan güvensizliğinin en büyük göstergesi. atakların olgunlaşma evresinde gerçekleştirilen bu şutlar takımı daha iyi pozisyonlardan mahrum bıraktı. halbuki böyle şutlar için sadece iki oyuncu (bkz: hamit altıntop) (bkz: wesley sneijder) serbest bırakılmalıydı.

    üçüncüsü de kura çekildiğinden beri verilen "korku-korkusuzluk" beyanatları ki bu bence net bir biçimde real madrid'den korkulduğunun göstergesiydi. nitekim maç içinde de bunu gördük. fatih terim her mikrofon uzatıldığında "korkmuyoruz, en büyük silahımız yenilmekten korkmamak" dedi. felipe melo'yla röportaj yapıldı, beyanatı "korkarsak 5 yeriz". emmanuel eboue'yle röportaj, beyanat "korkarsak kaybederiz". hamit altintop'la röportaj ve beyanatı "korkmuyoruz, cesur oynayan bir takımız". burak yılmaz'la röportaj, beyanat "korkmuyoruz çünkü kaybedecek bir şeyimiz yok". daha saymadığım emre çolak, selçuk inan, yekta kurtuluş, sabri sarıoğlu, didier drogba röportajları var ki bu bir takımın baştan sona nasıl bir korku psikoljisine girdiğinin en büyük göstergesidir. zira bir şeyi ne kadar dillendirirsen o kadar içindesindir.

    büyük resme baktığımızdaysa yol uzun ama bir o kadar da açık. gösterilen vizyon ve felsefe gelecek için umut verici. bundan sonrası fatih terim önderliğinde yapılacak ufak nüanslar. verilen transfer bütçesinin çok akıllıca kullanılması sonucunda bu takımı kusursuz hale getirmek işten bile değil. bunun için de önce nordin amrabat gibi transferlerden iyi dersler çıkarmak gerekiyor zira galatasaray gibi bütçesi sınırsız olmayan takımların şampiyonlar ligi çeyrek finalinde 8,8 milyon euro verdiği bir adamı 82. dakikada oyuna sokmak gibi lüksleri olamaz. belki real madrid, barcelona ya da manchester united'ın bu tür rakamlara aldığı oyuncuların tutmama ihtimali olabilir (kaldı ki onlar bir oyuncuyu 50 kere izlemeden hayatta almaz) çünkü onların bütçesi bunu rahatlıkla kaldırır ama bizim kaldırmaz, kaldırmamalı. yapılacak olan transferler ince elenip sık dokunmalı. özellikle önümüzdeki sezon için defans hattı en sağından en soluna kadar ciddi şekilde irdelenmeli. ondan sonrası için galatasaray'ın önü, allah'ın da izniyle çok güzel.
App Store'dan indirin Google Play'den alın