365
beni 96-2000 yılları arasındaki şampiyonlar ligi maçlarına götüren bir maç oldu.
o zamanlarda terim hep önde baskı kurmaya çalışır, top oynamaya, yenmeye çalışır, çoğunda yenilirdik. hep yediğimiz goller ya duran toplar olurdu ya da siktirboktan pozisyon bile olmayan zamanlardan.
isveç zamanında rusya ile hep savaşa girer ve hep kaybedermiş ama savaşmaya devam edermiş. krala sormuşlar neden savaşıyorsunuz diye, o da yenile yenile yenmeyi de öğreneceğiz demiş.
bizimkisi de o misaldi. yenile yenile yenmesini öğrenmiştik ve en sonunda namağlup uefa kupasını aldık. şu anda da bir üst seviyede yani şampiyonlar liginde bu kupayı almaksa hedef, gittiğimiz yol da oynadığımız oyun da doğrudur.
maça süper başladık. oyunu yıkmalarına izin vermedik, tempoyu düşük tuttuk. golden önce bir iki kere rakip kaleyi bile yokladık. olmayan pozisyondan golü yedik ama oyunu bırakmadık. topla oynama oranımız da şut sayımız da pas sayımız da realden iyiydi. bu göstergelere 70. dakikaya kadar hep lehimizeydi. varın gerisini siz düşünün.
maçın kırılma anları iki tane. birincisi verilmeyen penaltı ikincisi 2-0'ken ebouenin kaçırdığı gol. o kadar müsait bir pozisyondu ki gol olsa herşey değişebilir bu sabah istanbulda turu nasıl atlarızı konuşuyor olabilirdik.
ikinci yarı taktik ve oyuncu değişiklikleri bozulan moralimizi yükseltemedi direncimiz kırıldı. duran topdan da golü yedik ve maçı kaybettik. ama sadece maçı kaybettik. ilk senemizde cl kupasını almayı beklemiyorduk zaten. bu maç uzun bir yolculukta mola gibi, kaldığımız yerden devam edeceğiz ve eğer bu kupa bu ülkeye gelecekse, terimin önderliğinde galatasaray getirecektir.
maçın en kötüleri sneijder ve semihti. sneijderi bu kadar kötü görmek beni çok şaşırttı. daha hırslı ve oyuna etki eden bir sneijder bekliyordum ama terim bile 45 dakika dayanabildi. semih de çok hatalar yaptı. onun canı saolsun, yolun çok başında. daha önünde uzun yılları var, tecrübe zaten hayatta yediğin kazıkların, hatalarının bileşkesiymiş. böyle böyle tecrübelencek.
maçın en iyileri selçuk ve meloydu. umarım selçuk için bu maçtan sonra transfer teklifi falan gelmez, abartıyorum gibi gelebilir ama xavi'nin dün akşamki selçuktan hiç bir fazlası yok.
artık turu geçmek için çok büyük mucizelere ihtiyacımız var. rövanşta en azından bir galibiyet alıp öyle uğurlayalım madridi.
son sözüm mesuta, sende adam değilmişsin. selçuğun faul yaptığı pozisyonda hakeme meloyu gösterip 3 oldu kart göster diye ağlandın meloya kart gösterttin ya, ayağın kırılsa keyif sigarası yakarım bundan sonra.
teşekkürler aslanlar.
o zamanlarda terim hep önde baskı kurmaya çalışır, top oynamaya, yenmeye çalışır, çoğunda yenilirdik. hep yediğimiz goller ya duran toplar olurdu ya da siktirboktan pozisyon bile olmayan zamanlardan.
isveç zamanında rusya ile hep savaşa girer ve hep kaybedermiş ama savaşmaya devam edermiş. krala sormuşlar neden savaşıyorsunuz diye, o da yenile yenile yenmeyi de öğreneceğiz demiş.
bizimkisi de o misaldi. yenile yenile yenmesini öğrenmiştik ve en sonunda namağlup uefa kupasını aldık. şu anda da bir üst seviyede yani şampiyonlar liginde bu kupayı almaksa hedef, gittiğimiz yol da oynadığımız oyun da doğrudur.
maça süper başladık. oyunu yıkmalarına izin vermedik, tempoyu düşük tuttuk. golden önce bir iki kere rakip kaleyi bile yokladık. olmayan pozisyondan golü yedik ama oyunu bırakmadık. topla oynama oranımız da şut sayımız da pas sayımız da realden iyiydi. bu göstergelere 70. dakikaya kadar hep lehimizeydi. varın gerisini siz düşünün.
maçın kırılma anları iki tane. birincisi verilmeyen penaltı ikincisi 2-0'ken ebouenin kaçırdığı gol. o kadar müsait bir pozisyondu ki gol olsa herşey değişebilir bu sabah istanbulda turu nasıl atlarızı konuşuyor olabilirdik.
ikinci yarı taktik ve oyuncu değişiklikleri bozulan moralimizi yükseltemedi direncimiz kırıldı. duran topdan da golü yedik ve maçı kaybettik. ama sadece maçı kaybettik. ilk senemizde cl kupasını almayı beklemiyorduk zaten. bu maç uzun bir yolculukta mola gibi, kaldığımız yerden devam edeceğiz ve eğer bu kupa bu ülkeye gelecekse, terimin önderliğinde galatasaray getirecektir.
maçın en kötüleri sneijder ve semihti. sneijderi bu kadar kötü görmek beni çok şaşırttı. daha hırslı ve oyuna etki eden bir sneijder bekliyordum ama terim bile 45 dakika dayanabildi. semih de çok hatalar yaptı. onun canı saolsun, yolun çok başında. daha önünde uzun yılları var, tecrübe zaten hayatta yediğin kazıkların, hatalarının bileşkesiymiş. böyle böyle tecrübelencek.
maçın en iyileri selçuk ve meloydu. umarım selçuk için bu maçtan sonra transfer teklifi falan gelmez, abartıyorum gibi gelebilir ama xavi'nin dün akşamki selçuktan hiç bir fazlası yok.
artık turu geçmek için çok büyük mucizelere ihtiyacımız var. rövanşta en azından bir galibiyet alıp öyle uğurlayalım madridi.
son sözüm mesuta, sende adam değilmişsin. selçuğun faul yaptığı pozisyonda hakeme meloyu gösterip 3 oldu kart göster diye ağlandın meloya kart gösterttin ya, ayağın kırılsa keyif sigarası yakarım bundan sonra.
teşekkürler aslanlar.