2653
en çok ofsayt alan ve ara ara ofsayt almaya devam eden girdilerimden biri kendisi hakkında kıyaslama yaptığım girdi olan parçalı filimiz.
kendisi hakkında ki girdim şuydu; #1191404. daha çok başlık altında tepki alan bu girdimi daha sonra uzun uzadıya anlattım ancak sanıyorum kimse oynanan oyunun vermiş olduğu kızgınlık ve üzüntüyle okumamış.
uzun uzadıya anlattığım girdim ise şuydu; #1191893
drogba hepimiz için sürpriz oldu. gelmesini beklemiyorduk sneijder gibi dillenmemişti transferi. beşiktaş derbisi başlamadan önce almıştık hatta transfer haberini. beklentimiz sneijder'e olan beklentimizden yüksekti. takımın ileri ucunda top tutar, takımı atağa kaldırır diye düşünüyorduk. gün itibariyle çok şükür drogba bütün beklentilerimizi karşıladı. kendisi için "gol atsın, gol atmıyorsa ne işi var" diyen taraftar yoktur sanırım. adam öyle bir oynuyor ki gol atmadan bir forvet bu kadar faydalı olabilir. zaten gol işini halleden isim belli.* drogba'nın bu durumda gol atması bonus oluyor.
bu sezon çok puan kaybettik ancak hiç birisi 2 mart 2013 eskişehirspor galatasaray maçı'nda ki kadar acıtmamıştı. çünkü takım oynamıyor, denemiyor, hiç bir istek belirtisi göstermiyordu. maçtan mucizevi bir şekilde 1 puan çıkarttık. işte o gün drogba, sneijder ve melo üçlüsünde çok kırılmıştım. melo ayağına gelen topu ayağından açıp kaptırıyor, sneijder selçuk'un defanstan top alma yükünü hafifletmiyor, drogba ise sadece geziniyordu. bütün maç boyunca hep bir şeyler bekledim sneijder-drogba ikisinden. her an patlama yapıp maçı alacaklarını düşündüm. ancak ikisi de bu durum için bir çaba sarf etmemişti. biz onlar yokken de aynı şekilde oynuyorduk. top bizdeydi ancak gol pozisyonu açısından kısırdık. ama bu maçta top hem bizde değildi hemde kısırdık. yani gelmelerinden önceki halimizi mumla aramıştık.
kötü oynayabilirler. hatta ileride ki maçlarda kötü oynayacakları maçlar da olacak ama hiç bir zaman isteksiz, arzusuz olma lüksleri yok. bakın hakan balta isteksiz olur. çünkü bir beklentimiz yok adamdan. fatih hoca da dahil herkes çık topa vur diyor adama. ancak drogba ve sneijder gibi über yetenek iki topçunun isteksiz olma durumları yok. çünkü yetenekli insanlar istekli olduklarında yeteneklerini sahaya koyarlar. o güne kadar ben erkan zengin'i hiç öyle görmemiştim. adam resmen fake messi çıktı. bunu yapan bizdik. orta sahanın isteksizliği adamı oynattı. aynı şekilde hürriyet. adam riera'ya eskişehir tarihindeki en iyi beşlik çalımını attı. buna sebep veren de riera. yani riera kimlere karşı bek oynadı bu sezon. hiç birinde bu kadar isteksiz değildi. gerçi açık olarak girdi oyuna ancak açıkta bile bek gibi davrandı ki bu bizim için iyi bi haber aslında. bekliği özümsemiş gibi görünüyor. zaten son ibb maçı da bunu kanıtlar nitelikte.
drogba o maç top çok fazla top alamadı. daha doğrusu istediği topları alamadı. ona bu topları sağlamayan sneijder'dı. sneijder'e güven vermeyen ise melo'ydu. ancak sneijder melo'suz da top alabilir, oyun kurabilir, drogba'ya şahane paslar atabilirdi. aynı şekilde drogba'da bugün yaptıklarını o gün yapabilir, orta sahaya gelip top alabilir takımı hucuma kaldırabilirdi. bunları yapmadılar. isteksiz olduklarında yeteneklerini sergileyemediler. belki akıllarında başka bir maç vardı belki de yeni gelmiş olmanın verdiği bir rahatsızlık vardı. ancak bunlar isteksiz olmalarına sebep değildi. kısacası benim nihui ile drogba'yı, erkan zengin ile de sneijder'ı karşılaştırma sebebim buydu. istekli olduklarında isterlese bin tane gol kaçırsınlar ağzımı açmam.
biz galatasaray taraftarı olarak skor taraftarı olmadık hiç bi zaman. bugün insanlar arkamızdan "galatasaray'ın en kötü zamanında bile fanatikliğinden bir şey kaybetmedi" diyorsa bizler bu takıma aşıktan da öteyiz demektir. evet belki maçları izlemiyorduk, takımdaki oyuncuları sevmiyorduk ama takım kaybettiği zaman oturup hüzünleniyor, bir seçim olacağı zaman bütün adayları araştırıyor, galatasaray için en iyi olanı istiyorduk. biz galatasaray'a hiç bir zaman ara vermedik. galatasaray başarılara ara vermişti sadece. bizde uzaktan izliyorduk sevdiğimizi. tepkimizi böyle gösteriyorduk. gülemiyorduk içten, uzaktan izlerken. mutlu olamıyorduk sadece anlık sevinçler vardı bizim için. bizimle alay etmeye çalışan insanlara laf yetiştirmekten hiç bir zaman bıkmamıştık.
işte bu eskişehir maçından sonra tümer metin densizinin "akhisar'a yaparlar ama eskişehir'e sökmez bunlar şansal abi keh keh" laflarını söylettikleri kızdım bu isimlere. yoksa yenmişiz, yenilmişiz hiç biri umurumda değil. sadece üstlerinde taşıdıkları forma için canları pahasına savaşsınlar.
umarım yapmış olduğum bu kıyaslamanın sebebini anlatabilmişimdir. bu kadar ağır, hatta drogba ve sneijder için hakaret olarak kabul edilebilecek bir karşılaştırmayı yaptığım için pişmanım. ancak o gün bunları dile getirmek zorundaydım.
kendisi hakkında ki girdim şuydu; #1191404. daha çok başlık altında tepki alan bu girdimi daha sonra uzun uzadıya anlattım ancak sanıyorum kimse oynanan oyunun vermiş olduğu kızgınlık ve üzüntüyle okumamış.
uzun uzadıya anlattığım girdim ise şuydu; #1191893
drogba hepimiz için sürpriz oldu. gelmesini beklemiyorduk sneijder gibi dillenmemişti transferi. beşiktaş derbisi başlamadan önce almıştık hatta transfer haberini. beklentimiz sneijder'e olan beklentimizden yüksekti. takımın ileri ucunda top tutar, takımı atağa kaldırır diye düşünüyorduk. gün itibariyle çok şükür drogba bütün beklentilerimizi karşıladı. kendisi için "gol atsın, gol atmıyorsa ne işi var" diyen taraftar yoktur sanırım. adam öyle bir oynuyor ki gol atmadan bir forvet bu kadar faydalı olabilir. zaten gol işini halleden isim belli.* drogba'nın bu durumda gol atması bonus oluyor.
bu sezon çok puan kaybettik ancak hiç birisi 2 mart 2013 eskişehirspor galatasaray maçı'nda ki kadar acıtmamıştı. çünkü takım oynamıyor, denemiyor, hiç bir istek belirtisi göstermiyordu. maçtan mucizevi bir şekilde 1 puan çıkarttık. işte o gün drogba, sneijder ve melo üçlüsünde çok kırılmıştım. melo ayağına gelen topu ayağından açıp kaptırıyor, sneijder selçuk'un defanstan top alma yükünü hafifletmiyor, drogba ise sadece geziniyordu. bütün maç boyunca hep bir şeyler bekledim sneijder-drogba ikisinden. her an patlama yapıp maçı alacaklarını düşündüm. ancak ikisi de bu durum için bir çaba sarf etmemişti. biz onlar yokken de aynı şekilde oynuyorduk. top bizdeydi ancak gol pozisyonu açısından kısırdık. ama bu maçta top hem bizde değildi hemde kısırdık. yani gelmelerinden önceki halimizi mumla aramıştık.
kötü oynayabilirler. hatta ileride ki maçlarda kötü oynayacakları maçlar da olacak ama hiç bir zaman isteksiz, arzusuz olma lüksleri yok. bakın hakan balta isteksiz olur. çünkü bir beklentimiz yok adamdan. fatih hoca da dahil herkes çık topa vur diyor adama. ancak drogba ve sneijder gibi über yetenek iki topçunun isteksiz olma durumları yok. çünkü yetenekli insanlar istekli olduklarında yeteneklerini sahaya koyarlar. o güne kadar ben erkan zengin'i hiç öyle görmemiştim. adam resmen fake messi çıktı. bunu yapan bizdik. orta sahanın isteksizliği adamı oynattı. aynı şekilde hürriyet. adam riera'ya eskişehir tarihindeki en iyi beşlik çalımını attı. buna sebep veren de riera. yani riera kimlere karşı bek oynadı bu sezon. hiç birinde bu kadar isteksiz değildi. gerçi açık olarak girdi oyuna ancak açıkta bile bek gibi davrandı ki bu bizim için iyi bi haber aslında. bekliği özümsemiş gibi görünüyor. zaten son ibb maçı da bunu kanıtlar nitelikte.
drogba o maç top çok fazla top alamadı. daha doğrusu istediği topları alamadı. ona bu topları sağlamayan sneijder'dı. sneijder'e güven vermeyen ise melo'ydu. ancak sneijder melo'suz da top alabilir, oyun kurabilir, drogba'ya şahane paslar atabilirdi. aynı şekilde drogba'da bugün yaptıklarını o gün yapabilir, orta sahaya gelip top alabilir takımı hucuma kaldırabilirdi. bunları yapmadılar. isteksiz olduklarında yeteneklerini sergileyemediler. belki akıllarında başka bir maç vardı belki de yeni gelmiş olmanın verdiği bir rahatsızlık vardı. ancak bunlar isteksiz olmalarına sebep değildi. kısacası benim nihui ile drogba'yı, erkan zengin ile de sneijder'ı karşılaştırma sebebim buydu. istekli olduklarında isterlese bin tane gol kaçırsınlar ağzımı açmam.
biz galatasaray taraftarı olarak skor taraftarı olmadık hiç bi zaman. bugün insanlar arkamızdan "galatasaray'ın en kötü zamanında bile fanatikliğinden bir şey kaybetmedi" diyorsa bizler bu takıma aşıktan da öteyiz demektir. evet belki maçları izlemiyorduk, takımdaki oyuncuları sevmiyorduk ama takım kaybettiği zaman oturup hüzünleniyor, bir seçim olacağı zaman bütün adayları araştırıyor, galatasaray için en iyi olanı istiyorduk. biz galatasaray'a hiç bir zaman ara vermedik. galatasaray başarılara ara vermişti sadece. bizde uzaktan izliyorduk sevdiğimizi. tepkimizi böyle gösteriyorduk. gülemiyorduk içten, uzaktan izlerken. mutlu olamıyorduk sadece anlık sevinçler vardı bizim için. bizimle alay etmeye çalışan insanlara laf yetiştirmekten hiç bir zaman bıkmamıştık.
işte bu eskişehir maçından sonra tümer metin densizinin "akhisar'a yaparlar ama eskişehir'e sökmez bunlar şansal abi keh keh" laflarını söylettikleri kızdım bu isimlere. yoksa yenmişiz, yenilmişiz hiç biri umurumda değil. sadece üstlerinde taşıdıkları forma için canları pahasına savaşsınlar.
umarım yapmış olduğum bu kıyaslamanın sebebini anlatabilmişimdir. bu kadar ağır, hatta drogba ve sneijder için hakaret olarak kabul edilebilecek bir karşılaştırmayı yaptığım için pişmanım. ancak o gün bunları dile getirmek zorundaydım.