20
2002 dünya kupasında henüz 8 yaşında bir çocukken 40 yıllık amigolar gibi milli takımı destekleyen, attığımız her golde çılgınlar gibi sevinen, yarı finaldeki brezilya maçında 1-0 geri durumdayken kendini odasına kapatıp ciddi ciddi allah'a yalvaran -ki bir daha hayatım boyunca o kadar içten dua etmemişimdir-, 2003 konfederasyon kupasının her maçını büyük bir arzuyla takip eden, italya maçında son dakikada okan yılmaz'ın kaçan penaltısı yüzünden saatlerce ağlayan, tüm bu durumlardan sonra 2008 yılına kadar milli takımın başarılarının hasretiyle yanıp tutuşan, 2003-2008 arası süreçte milli takımla ilgili her maçı * takip eden, 2008 avrupa kupası'ndaysa milli takımın yarattığı mucizelerle yıllarca övünen biri olarak söylüyorum ki, andorra'nın sürpriz yapmasını deli gibi istediğim maçtır.
recep tayyip erdoğan'ın başbakan, yıldırım demirören'in tff başkanı, abdullah avcı'nın milli takımlar teknik direktörü ve a milli takımın kaptanının emre belözoğlu olduğu bir ülkeyi ben destekleyemem. mesele renk savaşı kesinlikle değil. zaten galatasaraylılar ve beşiktaşlılar bu konularda fenerbahçelilere benzemez. 2002'de rüştü, 2003'te tuncay ve 2008'de semih ile nihat favori oyuncularımdı. bu oyuncular kendi takımımın oyuncuları dışında hatalarıyla sevaplarıyla her zaman minnet duyduğum isimlerdir. mesele en tepedekilerin antipatikliği. başbakan, futbolun başkanı, teknik direktör ve belirlenen kaptan. bu öyle bir dörtlü oldu ki, her açıdan tüm milli değerlerimi yitirmiş hissediyorum. dediğim gibi, bu maçı veya bir başka maçı türkiye'nin kazanması benim için bir değişikliğe sebep olmayacak. keşke andorra bir sürpriz yapsa, en azından futbol adına bir heyecan yaşanmış olur.
recep tayyip erdoğan'ın başbakan, yıldırım demirören'in tff başkanı, abdullah avcı'nın milli takımlar teknik direktörü ve a milli takımın kaptanının emre belözoğlu olduğu bir ülkeyi ben destekleyemem. mesele renk savaşı kesinlikle değil. zaten galatasaraylılar ve beşiktaşlılar bu konularda fenerbahçelilere benzemez. 2002'de rüştü, 2003'te tuncay ve 2008'de semih ile nihat favori oyuncularımdı. bu oyuncular kendi takımımın oyuncuları dışında hatalarıyla sevaplarıyla her zaman minnet duyduğum isimlerdir. mesele en tepedekilerin antipatikliği. başbakan, futbolun başkanı, teknik direktör ve belirlenen kaptan. bu öyle bir dörtlü oldu ki, her açıdan tüm milli değerlerimi yitirmiş hissediyorum. dediğim gibi, bu maçı veya bir başka maçı türkiye'nin kazanması benim için bir değişikliğe sebep olmayacak. keşke andorra bir sürpriz yapsa, en azından futbol adına bir heyecan yaşanmış olur.