199
kayserispor – galatasaray : 1-3 olması gerektiği gibi kolay galibiyet
öyle tabii, olması gerektiği gibi kolay bir galibiyet aldı takım kayseri’de. büyük takım gider deplasman falan dinlemez maçı alır döner, basit.
zaten maç da tam da dediğim gibi başladı. ilk andan itibaren ısıran bir galatasaray kısa sürede golleri buldu, maçı kopardı. sezonun ilk yarısında en kolay galibiyetlerimizden birini yine kayseri’ye karşı almıştık. sebebi belli, kayseri top oynamak istiyor.
bugüne kadar galatasaray karşısında top oynamak isteyen takım bulduğunda hep iyi sonuçlar aldı. şampiyonlar ligi maçları buna en güzel örnektir. gruplarda asy arena’da kapanan braga, cluj gibi takımlar bizden puan aldı, manu’yu yendik. belki tek istisnası schalke 04’tür. arenada top oynamak istediler ama yenemedik. gerçi deplasmanda gerçekleşti iddia. o da olur.
maç yazısı kısa olacak. kazanınca yazacak şey bulmak zor. dayanaksız şekilde fatih terim’e sallayanlar da kovuklarına saklanınca sinirlenmedim de, gerçi bakmadım bile ne diyorlar diye.
takım yine aynı şekilde çıktı sahaya. savunma, orta saha ve forvet dizilişi ve oyun anlayışı son birkaç maçın aynısıydı. buradan şu sonuç çıkar: fatih terim takımın bu şekilde oynamayı öğrenmesi konusunda ısrarcı olacak. topçular birbirlerine ve bu oyun şekline alışsınlar diye hoca kadroyu bozmuyor.
bakın galibiyeti geçtim, bu fikir beni heyecanlandırıyor. burak, drogba, sneijder forvetiyle oynamayı öğrenen, savunmasında açık vermeyen bir takım her takımı yenebilir. yeter ki öndeki büyük güç arka taraftaki zafiyet sebebiyle sekteye uğramasın. çok mu eski dilde oldu be:) türkçe altyazısı şöyle: forvetteki büyük güç savunma tarafındaki eksiklik sebebiyle gücünü yitirmezse takım büyük işler yapar.
maç erkenden kopunca aktif dinlenerek ve yine de pozisyonlar bularak maçı bitirdi takım.
maçla ilgili başka şeyler var. mourinho kayseri’ye maçı izlemeye geldi. ortalık inledi. nasıl yani? real madrid’le maçımız var ve adam rakibini izlemeye geldi, ne var bunda? abartılacak bir şey yok yahu. mourinho asy arenaya da gelecektir. şampiyonlar ligi’nde çeyrek final oynayacak adam, ligde şampiyonluk şansı kalmamış. her fırsatta galatasaray’la ilgili bilgi almaya çalışacaktır. bizim topçuların sağlık durumlarını bile bizim kadar takip ediyordur adam. bunları iki sebeple yazıyorum. birincisi bazı beyinsizler takımın mourinho geldi diye ekstra iyi oynadığını iddia etmesi ki maçtan önce kayserisporlu topçulara doping etkisi olacağını iddia edenler de olmuştu. buna benzer bir anım var, yazının denk getirdiğim bir yerinde anlatırım. ikinci sebep çok daha önemli. ama bunu şu anda açıklamaya yetkim yok. teşekkürler.
konuyu değiştirmek için hemen bahsettiğim anıma geçeyim. fenerin dereağzındaki halı sahada 10 sene falan abonelik alıp oynadık. ulan bir gün bir coştum, avut atışından gol yapıyorum, santradan gol yapıyorum, sol çaprazdan, sağ çaprazdan gol yapıyorum falan. bir ara bir dedi ki “kaptan yeter artık, bu yaştan sonra başkan seni almaz”. o ne demek lan dedim. meğer aziz yıldırım bizim maçı izliyormuş. onun ben açık mert korkusuz lan dedim, maçı kim izliyor diye bakmam ki hiç. ulan binlerce kişi izlerken bile işime baktım, aziz’e mi bakıcam hem de 40 yaşındayken. (hahahaha bazı beyinsizler yine delirecek, captanonun egosu falan yazacaklar, bari yalan yazmasalar, çarpılırlar nitekim)
nereye geleceğim; galatasaraylı topçuya kenarda mourinho var diye iyi oynadı demek en önce fatih terim’e saygısızlıktır. adam her hafta kenarda duruyor be avanaklar. gerçi biz galatasaraylı da olsa, kuş da olsa kimin neden böyle yakıştırmalar yaptığını anlıyoruz. kendilerini üzmesinler ya da üzsünler. bu kulüp, bu takım, fatih terim çok daha büyük işler yapacak. bütün değersiz gösterme çabalarınızı anlıyoruz, ama yemiyoruz.
unutmadan, mourinho ile fatih terim’in kucaklaşması da enteresan değil. dostlar kucaklaşacak lan tabii. biz son zamanlarda iş yoğunluğu sebebiyle teco’yla neredeyse her gün kucaklaşıyoruz, kimse de şaşırmıyor.
çanakkale geçilmez, sadece, zayıf türk takımlarının yaptığı savunma değildir.
*
öyle tabii, olması gerektiği gibi kolay bir galibiyet aldı takım kayseri’de. büyük takım gider deplasman falan dinlemez maçı alır döner, basit.
zaten maç da tam da dediğim gibi başladı. ilk andan itibaren ısıran bir galatasaray kısa sürede golleri buldu, maçı kopardı. sezonun ilk yarısında en kolay galibiyetlerimizden birini yine kayseri’ye karşı almıştık. sebebi belli, kayseri top oynamak istiyor.
bugüne kadar galatasaray karşısında top oynamak isteyen takım bulduğunda hep iyi sonuçlar aldı. şampiyonlar ligi maçları buna en güzel örnektir. gruplarda asy arena’da kapanan braga, cluj gibi takımlar bizden puan aldı, manu’yu yendik. belki tek istisnası schalke 04’tür. arenada top oynamak istediler ama yenemedik. gerçi deplasmanda gerçekleşti iddia. o da olur.
maç yazısı kısa olacak. kazanınca yazacak şey bulmak zor. dayanaksız şekilde fatih terim’e sallayanlar da kovuklarına saklanınca sinirlenmedim de, gerçi bakmadım bile ne diyorlar diye.
takım yine aynı şekilde çıktı sahaya. savunma, orta saha ve forvet dizilişi ve oyun anlayışı son birkaç maçın aynısıydı. buradan şu sonuç çıkar: fatih terim takımın bu şekilde oynamayı öğrenmesi konusunda ısrarcı olacak. topçular birbirlerine ve bu oyun şekline alışsınlar diye hoca kadroyu bozmuyor.
bakın galibiyeti geçtim, bu fikir beni heyecanlandırıyor. burak, drogba, sneijder forvetiyle oynamayı öğrenen, savunmasında açık vermeyen bir takım her takımı yenebilir. yeter ki öndeki büyük güç arka taraftaki zafiyet sebebiyle sekteye uğramasın. çok mu eski dilde oldu be:) türkçe altyazısı şöyle: forvetteki büyük güç savunma tarafındaki eksiklik sebebiyle gücünü yitirmezse takım büyük işler yapar.
maç erkenden kopunca aktif dinlenerek ve yine de pozisyonlar bularak maçı bitirdi takım.
maçla ilgili başka şeyler var. mourinho kayseri’ye maçı izlemeye geldi. ortalık inledi. nasıl yani? real madrid’le maçımız var ve adam rakibini izlemeye geldi, ne var bunda? abartılacak bir şey yok yahu. mourinho asy arenaya da gelecektir. şampiyonlar ligi’nde çeyrek final oynayacak adam, ligde şampiyonluk şansı kalmamış. her fırsatta galatasaray’la ilgili bilgi almaya çalışacaktır. bizim topçuların sağlık durumlarını bile bizim kadar takip ediyordur adam. bunları iki sebeple yazıyorum. birincisi bazı beyinsizler takımın mourinho geldi diye ekstra iyi oynadığını iddia etmesi ki maçtan önce kayserisporlu topçulara doping etkisi olacağını iddia edenler de olmuştu. buna benzer bir anım var, yazının denk getirdiğim bir yerinde anlatırım. ikinci sebep çok daha önemli. ama bunu şu anda açıklamaya yetkim yok. teşekkürler.
konuyu değiştirmek için hemen bahsettiğim anıma geçeyim. fenerin dereağzındaki halı sahada 10 sene falan abonelik alıp oynadık. ulan bir gün bir coştum, avut atışından gol yapıyorum, santradan gol yapıyorum, sol çaprazdan, sağ çaprazdan gol yapıyorum falan. bir ara bir dedi ki “kaptan yeter artık, bu yaştan sonra başkan seni almaz”. o ne demek lan dedim. meğer aziz yıldırım bizim maçı izliyormuş. onun ben açık mert korkusuz lan dedim, maçı kim izliyor diye bakmam ki hiç. ulan binlerce kişi izlerken bile işime baktım, aziz’e mi bakıcam hem de 40 yaşındayken. (hahahaha bazı beyinsizler yine delirecek, captanonun egosu falan yazacaklar, bari yalan yazmasalar, çarpılırlar nitekim)
nereye geleceğim; galatasaraylı topçuya kenarda mourinho var diye iyi oynadı demek en önce fatih terim’e saygısızlıktır. adam her hafta kenarda duruyor be avanaklar. gerçi biz galatasaraylı da olsa, kuş da olsa kimin neden böyle yakıştırmalar yaptığını anlıyoruz. kendilerini üzmesinler ya da üzsünler. bu kulüp, bu takım, fatih terim çok daha büyük işler yapacak. bütün değersiz gösterme çabalarınızı anlıyoruz, ama yemiyoruz.
unutmadan, mourinho ile fatih terim’in kucaklaşması da enteresan değil. dostlar kucaklaşacak lan tabii. biz son zamanlarda iş yoğunluğu sebebiyle teco’yla neredeyse her gün kucaklaşıyoruz, kimse de şaşırmıyor.
çanakkale geçilmez, sadece, zayıf türk takımlarının yaptığı savunma değildir.
*
