372
bugünlerde taraflı tarafsız tüm futbolperestlerin diline dolanan. *
futbolu bilinçli izleyen bir birey rahatlıkla bu sezon çok gol yememizin nedeninin sadece defans kurgusu olmadığını görebilir.
takım savunması. geçen sezonki elmander katkısının yarısını alamadık hücumcularımızdan. burası gerçek. burak'ı ya da diğer golcüleri suçlamıyorum. hücumda işlerini fazlasıyla yapıyorlar ama savunma anlamında aynı şeyleri konuşmak güç. ayrıca maç içinde belki 100 kez uzun top yapıyoruz. ileride top tutamayınca tüm yük defansa biniyor. tenis maçına dönüyor maçların asgari 25-30 dakikası. sneijder'in alınma sebebinin daha fazla pas yapmak olduğunu ummuştum. umudumu korumak istiyorum. pas oyununu arttırarak defansın yükünü azaltacak diğer iki isimden biri selçuk diğeri melo ya da onun yerine kim oynuyorsa işte. selçuk top almak için defansın içine gömülmek zorunda kalıyor ona rağmen bireysel becerileriyle fark yaratıyor. melo tarafı sadece eksi. pasla çıkmaktan beter top kayıpları, savruk oyun, savunmanın yükünü azaltmak şöyle dursun arttırdığı da oluyor.
sol bekimiz açıktan bozma sol bek riera. hücum yönü fena değil ama defans kısmı sıkıntı. çizgiden orta açtığı pozisyonda top rakibe geçerse sol kanadımız öylesine boşalıyor ki geniş bir ergen grubu o alanda rahatlıkla bowling oynayarak stres atabilir. kontraya yakalanmanın bir ileri boyutu kontraya 3'lü defans ile yakalanmak. haliyle o kanattan çok pozisyon veriyoruz. yeri gelmişken amrabat konusuna da değinmek istedim değinemedim. değinmesem daha iyi.
geçen sezon* takım gol yememe rekoru kırdı. o takımın kalecisi değişmedi. o takımın sağ beki ve bir stoperi değişmedi. o takımın sol beki değişse dahi kesinlikle kötüleşmedi. değişen tek isim defansa başarıyla liderlik yapan ujfalusi oldu. etkisi var mıdır? kesinlikle vardır. ama pastanın büyük dilimi ujfa'nın eksikliği değil. daha doğrusu defans kurgusu değil. işlemeyen ışıldamayan dişliler var. maalesef sayıları epeyce fazla.
futbolu bilinçli izleyen bir birey rahatlıkla bu sezon çok gol yememizin nedeninin sadece defans kurgusu olmadığını görebilir.
takım savunması. geçen sezonki elmander katkısının yarısını alamadık hücumcularımızdan. burası gerçek. burak'ı ya da diğer golcüleri suçlamıyorum. hücumda işlerini fazlasıyla yapıyorlar ama savunma anlamında aynı şeyleri konuşmak güç. ayrıca maç içinde belki 100 kez uzun top yapıyoruz. ileride top tutamayınca tüm yük defansa biniyor. tenis maçına dönüyor maçların asgari 25-30 dakikası. sneijder'in alınma sebebinin daha fazla pas yapmak olduğunu ummuştum. umudumu korumak istiyorum. pas oyununu arttırarak defansın yükünü azaltacak diğer iki isimden biri selçuk diğeri melo ya da onun yerine kim oynuyorsa işte. selçuk top almak için defansın içine gömülmek zorunda kalıyor ona rağmen bireysel becerileriyle fark yaratıyor. melo tarafı sadece eksi. pasla çıkmaktan beter top kayıpları, savruk oyun, savunmanın yükünü azaltmak şöyle dursun arttırdığı da oluyor.
sol bekimiz açıktan bozma sol bek riera. hücum yönü fena değil ama defans kısmı sıkıntı. çizgiden orta açtığı pozisyonda top rakibe geçerse sol kanadımız öylesine boşalıyor ki geniş bir ergen grubu o alanda rahatlıkla bowling oynayarak stres atabilir. kontraya yakalanmanın bir ileri boyutu kontraya 3'lü defans ile yakalanmak. haliyle o kanattan çok pozisyon veriyoruz. yeri gelmişken amrabat konusuna da değinmek istedim değinemedim. değinmesem daha iyi.
geçen sezon* takım gol yememe rekoru kırdı. o takımın kalecisi değişmedi. o takımın sağ beki ve bir stoperi değişmedi. o takımın sol beki değişse dahi kesinlikle kötüleşmedi. değişen tek isim defansa başarıyla liderlik yapan ujfalusi oldu. etkisi var mıdır? kesinlikle vardır. ama pastanın büyük dilimi ujfa'nın eksikliği değil. daha doğrusu defans kurgusu değil. işlemeyen ışıldamayan dişliler var. maalesef sayıları epeyce fazla.