2573
iki gündür yazacağım ama yazamıyorum, elim gitmiyor. neyse ki bugün kafamda kurguladım yazacaklarımı ve buraya aktarıyorum.
yanılmıyorsam rahmetli albert einstein'ın şans hakkında birkaç cümlesi vardır. kendisi normalde şans denen bir kavramın olmadığını, bilimin henüz keşfedemediği bir formül veya bir boyutta, bir mekanda insanların şans olarak açıkladığı olayların bir matematiği olduğunu söyler. yani atıyorum sizin iddaa kuponunuz tek maça kalmışsa, o maçta oynadığınız takım 90. dakikada 0-1 yenikken 2 dakikada 2 gol atıp maçı 2-1 kazanarak kuponunuzun tutmasını sağlıyorsa, bu sizin şansınız değil olması gereken bir olaydır. ancak hangi olay gerçekleşir hangi olay gerçekleşmez veya bu olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği neye bağlı henüz çözülememiştir. sanırım iyi anlatamadım ama kafanızda bir şeyler canlanmıştır.
yukarıda bahsettiğim olayı ilk okuduğumda inanıp inanmamak arasında tereddütte kalmıştım. bana göre şansın yanınızda olduğu zaman aralığında her işiniz rast gider, olmadığı zamanlarda da dikiş tutturamazsınız. bunu hayatım boyunca çok yaşadım, pekçok makale okudum bu konu hakkında. 2-3 gün başımdan geçen her olay istediğim gibi sonuçlandı mesela, tam aksi durumlarda ise ne yaparsam yapayım dilediklerim olmadı. olmadığı zamanlarda da zorlamadım ve şansın yanımda olacağı zamanı bekledim. sonuç beklediğim gibiydi.
bu duruma verilecek örnek diye soracak olursanız; bravo adams derim. appiah'ın direkten dönen topu derim. milan baros'un üst direğe vurduğu top derim, süper finalde içerde oynadığımız 2-1'lik fenerbahçe maçı derim. bu olaylar, tüm bu saydıklarım, aslında öyle olması gerektiği için olmamış yani. yoksa uefa kupası müzemizde olmaz, 20.45 şampiyonluğu hiç yaşanmaz, kadıköy'de şampiyonluk kupası kalkmazdı yani. eğer bunlar yaşandıysa, tüm bu aksiliklerin yaşanması gerektiği için yaşanmış yani.
şimdi hamit bu sezon oynadığı maçlarda 7 kez direği bulmuş. normal şartlarda 1 olur umursamazsın, 2-3'te n'oluyoruz dersin, 4-5'de oha falan denmeye başlar. 7 olmuş ama, 7 yani. 7.
ben hamit'in direğe vurduğu 7 topun da şans eseri o çubuğa çarptığını düşünmüyorum yani. matematiksel olarak olasılıklar dahilinde olsa da bu kadar uzun bir zaman aralığında bu kadar şans yoksunu olamaz bir insan. 7 direk ne lan ?
eğer entry'nin başında belirttiğim düşünceye yormak gerekirse bu konuyu, tüm bu toplar direğe gitmesi gerektiği için direğe gidiyordur. şans falan değildir bu. o top direğe çarpmak zorundadır tüm bu vuruşlarda. olumludur veya olumsuzdur bilinmez, ama direğe çarpması gerekiyordur o şutların.
ve ben inanıyorum ki hamit attığı ilk golü öyle bir zamanda atacak ki, bekledik bunu çok bekledik diye döküleceğiz sokaklara. belki en umutsuz olduğumuz zamanda çakacak golünü hamit, belki de yangın alarmına basmamız girektiği zamanda basacak o tuşa bilinmez. ama atacak hamit, ümitsizliğimizi yıkmamız gereken bir anda.
sen şampiyon olacaksın, seni sevmeyen ölsün !
yanılmıyorsam rahmetli albert einstein'ın şans hakkında birkaç cümlesi vardır. kendisi normalde şans denen bir kavramın olmadığını, bilimin henüz keşfedemediği bir formül veya bir boyutta, bir mekanda insanların şans olarak açıkladığı olayların bir matematiği olduğunu söyler. yani atıyorum sizin iddaa kuponunuz tek maça kalmışsa, o maçta oynadığınız takım 90. dakikada 0-1 yenikken 2 dakikada 2 gol atıp maçı 2-1 kazanarak kuponunuzun tutmasını sağlıyorsa, bu sizin şansınız değil olması gereken bir olaydır. ancak hangi olay gerçekleşir hangi olay gerçekleşmez veya bu olayın gerçekleşip gerçekleşmeyeceği neye bağlı henüz çözülememiştir. sanırım iyi anlatamadım ama kafanızda bir şeyler canlanmıştır.
yukarıda bahsettiğim olayı ilk okuduğumda inanıp inanmamak arasında tereddütte kalmıştım. bana göre şansın yanınızda olduğu zaman aralığında her işiniz rast gider, olmadığı zamanlarda da dikiş tutturamazsınız. bunu hayatım boyunca çok yaşadım, pekçok makale okudum bu konu hakkında. 2-3 gün başımdan geçen her olay istediğim gibi sonuçlandı mesela, tam aksi durumlarda ise ne yaparsam yapayım dilediklerim olmadı. olmadığı zamanlarda da zorlamadım ve şansın yanımda olacağı zamanı bekledim. sonuç beklediğim gibiydi.
bu duruma verilecek örnek diye soracak olursanız; bravo adams derim. appiah'ın direkten dönen topu derim. milan baros'un üst direğe vurduğu top derim, süper finalde içerde oynadığımız 2-1'lik fenerbahçe maçı derim. bu olaylar, tüm bu saydıklarım, aslında öyle olması gerektiği için olmamış yani. yoksa uefa kupası müzemizde olmaz, 20.45 şampiyonluğu hiç yaşanmaz, kadıköy'de şampiyonluk kupası kalkmazdı yani. eğer bunlar yaşandıysa, tüm bu aksiliklerin yaşanması gerektiği için yaşanmış yani.
şimdi hamit bu sezon oynadığı maçlarda 7 kez direği bulmuş. normal şartlarda 1 olur umursamazsın, 2-3'te n'oluyoruz dersin, 4-5'de oha falan denmeye başlar. 7 olmuş ama, 7 yani. 7.
ben hamit'in direğe vurduğu 7 topun da şans eseri o çubuğa çarptığını düşünmüyorum yani. matematiksel olarak olasılıklar dahilinde olsa da bu kadar uzun bir zaman aralığında bu kadar şans yoksunu olamaz bir insan. 7 direk ne lan ?
eğer entry'nin başında belirttiğim düşünceye yormak gerekirse bu konuyu, tüm bu toplar direğe gitmesi gerektiği için direğe gidiyordur. şans falan değildir bu. o top direğe çarpmak zorundadır tüm bu vuruşlarda. olumludur veya olumsuzdur bilinmez, ama direğe çarpması gerekiyordur o şutların.
ve ben inanıyorum ki hamit attığı ilk golü öyle bir zamanda atacak ki, bekledik bunu çok bekledik diye döküleceğiz sokaklara. belki en umutsuz olduğumuz zamanda çakacak golünü hamit, belki de yangın alarmına basmamız girektiği zamanda basacak o tuşa bilinmez. ama atacak hamit, ümitsizliğimizi yıkmamız gereken bir anda.
sen şampiyon olacaksın, seni sevmeyen ölsün !
