2511
ajax'da oynadığı yıllarda takip etmeye başladığım, aynı yaşta olduğum müthiş zeki ve teknik futbolcu tanımıyla başlayayım sözlerime. evet ajax'da ilk parlamaya başladığı zamanlarda, bu çocuğun, bir gün real madrid'e transfer olacağını söylediğimde çevremdekiler inanmadı. hollanda ligini tabi o zamanlar sadece özetlerden izliyordum, ajax'ı zaman zaman da avrupa maçlarında izleme şansım olsa da bu çocuğun nasıl bir yeteneğe ve potansiyele sahip olduğunu görmek için yeterliydi. sonrasında real madrid'de yaşadığı süreci ve ardından inter'de yaşadığı başarıları zaten buradaki herkes biliyor.
hayatımda galatasaray forması giymemiş futbolculara karşı çok sempati beslediğim söylenemez. gheorghe hagi, patrick kluivert, juan sebastian veron, thierry henry, peter schmeichel, ronaldinho, andrea pirlo, edgar davids ve wesley sneijder sadece bunlara karşı aşırı derecede sempatim olmuştur 28 yıllık yaşantımda. nitekim hagi'yi 94 dünya kupasında izlerken henüz 10 yaşındaydım ve babama "bu adamı galatasaray neden almıyor ?" dediğimde, "belki tatile gelir" cevabını almıştım demek ki çok büyük futbolcuydu ve ben babamla bu muthiş 10 numarayı izlerken adeta hayran kalmıştık. mahallede top oynarken henüz kimse hagi'yi bilmezken ben "hagi, hagi, hagii" diye topa vurmaya çalışıyordum kullanamadığım sol ayağımla*. aradan 2 yıl geçti bu amca galatasaray'a geldi ve tabi dünyalar benim oldu fakat çocuk olduğum için bu sevinci yaşayamadım belki de. sonrasında jardel geldi ve ben yine sevinemedim sebebi belliydi hakan şükürün yerine gelmişti ve hala kralın gidişinin üzüntüsünü yaşıyordu bütün galatasaraylılar.
2013'ün ocak ayında şimdiye kadar hiçbir futbolcunun gelişine sevinmediğim kadar bir futbolcuya sevindim adı wesley sneijder olan bu adam galatasarayımızın formasını giyecekti, uzun bir sürecin sonunda imzayı attı ve o kutsal formayı sırtına geçirdi. gelmesinin sevincini hala yaşıyorum, yaşıyoruz. temennimiz şudur ki; galatasaray forması altında uzun seneler geçirsin, nice başarılara imza atsın, piyasada ne kadar kupa varsa hepsinin toplanmasına önderlik etsin, katkıda bulunsun. r.madrid'den ayrıldıktan sonra inter'de yaptığı patlamayı belki galatasarayımızda da fazlasıyla yapacak. * *
hayatımda galatasaray forması giymemiş futbolculara karşı çok sempati beslediğim söylenemez. gheorghe hagi, patrick kluivert, juan sebastian veron, thierry henry, peter schmeichel, ronaldinho, andrea pirlo, edgar davids ve wesley sneijder sadece bunlara karşı aşırı derecede sempatim olmuştur 28 yıllık yaşantımda. nitekim hagi'yi 94 dünya kupasında izlerken henüz 10 yaşındaydım ve babama "bu adamı galatasaray neden almıyor ?" dediğimde, "belki tatile gelir" cevabını almıştım demek ki çok büyük futbolcuydu ve ben babamla bu muthiş 10 numarayı izlerken adeta hayran kalmıştık. mahallede top oynarken henüz kimse hagi'yi bilmezken ben "hagi, hagi, hagii" diye topa vurmaya çalışıyordum kullanamadığım sol ayağımla*. aradan 2 yıl geçti bu amca galatasaray'a geldi ve tabi dünyalar benim oldu fakat çocuk olduğum için bu sevinci yaşayamadım belki de. sonrasında jardel geldi ve ben yine sevinemedim sebebi belliydi hakan şükürün yerine gelmişti ve hala kralın gidişinin üzüntüsünü yaşıyordu bütün galatasaraylılar.
2013'ün ocak ayında şimdiye kadar hiçbir futbolcunun gelişine sevinmediğim kadar bir futbolcuya sevindim adı wesley sneijder olan bu adam galatasarayımızın formasını giyecekti, uzun bir sürecin sonunda imzayı attı ve o kutsal formayı sırtına geçirdi. gelmesinin sevincini hala yaşıyorum, yaşıyoruz. temennimiz şudur ki; galatasaray forması altında uzun seneler geçirsin, nice başarılara imza atsın, piyasada ne kadar kupa varsa hepsinin toplanmasına önderlik etsin, katkıda bulunsun. r.madrid'den ayrıldıktan sonra inter'de yaptığı patlamayı belki galatasarayımızda da fazlasıyla yapacak. * *