223
kendisine türk medeni kanununun 2. maddesinin özellikle de ikinci cümlesini hatırlatmak istediğim yazar.
madde 2 - herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
yani klasik bir örnek vermek gerekirse sen mülkiyet hakkını sırf başkasının manzarasını kapamak amacıyla kullanamazsın. evinin arkasındaki ev manzarayı izlemesin diye 10 metre yüksekliğin bir levha ile adamın penceresini kapatırsan normalde hukuk sana o levhayı oraya koyma hakkını vermiş olmasına rağmen açacağın dava ile bu kanuna dayanarak o levhayı kaldırtırlar adama.
şimdi bleach otursun azıcık vicdan muhasebesini yapsın. burada ne mahkeme var, ne de medeni kanunun 2. maddesi. fakat insanlar birarada olduğunda anlam ifade eden galatasaray sözlük var. o başlıkları ne amaçla açtığını, sözlüğü birbirine sokarken sergilediği ödünsüz tavrın sebebini bir tek kendisi bilebilir. eğer amacı inat, trollük ve ilgi odağı olmaktan aldığı hazsa bu onu kötü insan yapmaz fakat aynı renge gönül vermiş insanları birbirine soktuğu ve galatasaray'ın seviyeli ve güçlü bir platformuna kişisel hırsları nedeniyle zarar verdiği için bence kötü bir galatasaraylı yapar.
öte yandan basketbol ilgi odağıdır, basketbolla yatıp basketbolla kalkıyodur, samimi şekilde öz eleştiri yaptığında kendi karakter özellikleri çerçevesinde bu kadar insanı rahatsız eden inadında sergileyebileceği en ılımlı tavrı sergilemiştir, gerçekten de kimse takmayacak olsa bile her gün itinayla o başlıkları açmaktan zevk alıyodur, bu başlıkları insanları rahatsız etmeden açmanın başka bir yolunu bulamıyodur, o başlıkları açma özgürlüğü onun için "ki bu tamamen subjektif bir değerlendirme saygı duymak zorundayım" bu kadar insanın rahatsızlığından daha önemlidir böyle bir durumda kendisine edecek hiç bir lafım yok. hatta destekçisi de olurum.
ancak burdan galatasaray sözlük yönetimine de bir hatırlatma yapmak istiyorum. hukukda kamu çıkarı kişisel çıkarlara ağır basar. o sebeple medeni kanunun bahsettiğim maddesi, mülkiyet hakkını sınırlayan özelleştirme, kamulaştırma gibi müesseselere yer vermiştir kanunlar. yada savaş hallerinde hukuk; kimi, kurala bağlamadığı insan hakları ihlallerini bile meşru saymıştır. denebilir ki lan burası sözlük, neden bahsediyosun sen. ancak kanunlar çok sayıda insanın bir araya geldiği ortamlarda, insan ilişkilerinden çıkan sorunların analiz edilmesiyle ihtiyaca göre hazırlanmıştır. yani hamurabi'den beri 3-4 bin senelik bir tecrübe içerir. bu tecrübeden faydalanmak bir çok zararın önüne geçecektir. o zarar ne diye sorarsanız, şu an sözlüğün düştüğü durum bilfiil zararın kendisidir. bir tane huzuru kaçmamış yazar kalmadı. infial dediğin şeyin başlangıcı bu ruh halidir.
şimdi bence herkes açısından sağduyulu olma zamanı.
madde 2 - herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.
bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz.
yani klasik bir örnek vermek gerekirse sen mülkiyet hakkını sırf başkasının manzarasını kapamak amacıyla kullanamazsın. evinin arkasındaki ev manzarayı izlemesin diye 10 metre yüksekliğin bir levha ile adamın penceresini kapatırsan normalde hukuk sana o levhayı oraya koyma hakkını vermiş olmasına rağmen açacağın dava ile bu kanuna dayanarak o levhayı kaldırtırlar adama.
şimdi bleach otursun azıcık vicdan muhasebesini yapsın. burada ne mahkeme var, ne de medeni kanunun 2. maddesi. fakat insanlar birarada olduğunda anlam ifade eden galatasaray sözlük var. o başlıkları ne amaçla açtığını, sözlüğü birbirine sokarken sergilediği ödünsüz tavrın sebebini bir tek kendisi bilebilir. eğer amacı inat, trollük ve ilgi odağı olmaktan aldığı hazsa bu onu kötü insan yapmaz fakat aynı renge gönül vermiş insanları birbirine soktuğu ve galatasaray'ın seviyeli ve güçlü bir platformuna kişisel hırsları nedeniyle zarar verdiği için bence kötü bir galatasaraylı yapar.
öte yandan basketbol ilgi odağıdır, basketbolla yatıp basketbolla kalkıyodur, samimi şekilde öz eleştiri yaptığında kendi karakter özellikleri çerçevesinde bu kadar insanı rahatsız eden inadında sergileyebileceği en ılımlı tavrı sergilemiştir, gerçekten de kimse takmayacak olsa bile her gün itinayla o başlıkları açmaktan zevk alıyodur, bu başlıkları insanları rahatsız etmeden açmanın başka bir yolunu bulamıyodur, o başlıkları açma özgürlüğü onun için "ki bu tamamen subjektif bir değerlendirme saygı duymak zorundayım" bu kadar insanın rahatsızlığından daha önemlidir böyle bir durumda kendisine edecek hiç bir lafım yok. hatta destekçisi de olurum.
ancak burdan galatasaray sözlük yönetimine de bir hatırlatma yapmak istiyorum. hukukda kamu çıkarı kişisel çıkarlara ağır basar. o sebeple medeni kanunun bahsettiğim maddesi, mülkiyet hakkını sınırlayan özelleştirme, kamulaştırma gibi müesseselere yer vermiştir kanunlar. yada savaş hallerinde hukuk; kimi, kurala bağlamadığı insan hakları ihlallerini bile meşru saymıştır. denebilir ki lan burası sözlük, neden bahsediyosun sen. ancak kanunlar çok sayıda insanın bir araya geldiği ortamlarda, insan ilişkilerinden çıkan sorunların analiz edilmesiyle ihtiyaca göre hazırlanmıştır. yani hamurabi'den beri 3-4 bin senelik bir tecrübe içerir. bu tecrübeden faydalanmak bir çok zararın önüne geçecektir. o zarar ne diye sorarsanız, şu an sözlüğün düştüğü durum bilfiil zararın kendisidir. bir tane huzuru kaçmamış yazar kalmadı. infial dediğin şeyin başlangıcı bu ruh halidir.
şimdi bence herkes açısından sağduyulu olma zamanı.
