3018
insan kendini her eleştiriden muaf bırakıp kendini özel kılmayı sever ama şu "x taraftar gelmesin kardeşim" ya da "x tribüne hep şu tipler geliyor onlar tabi bağırmaz" söylemleri çok ucuz.
bir kere kimse maçta deli gibi bağırmak mecburiyetinde değil. üstelik siz insanların tezahürat etmesini istiyorsanız onlara ya ciddi bir serbestlik ya da iyi malzemeler sunmak zorundasınız. bu bir eğlence işi ve insanlar orada eğlenmek de istiyorlar. ben numaralı tribünde de sezon geçirdim , kapalıda şampiyonluk maçını da seyrettim ve senelerce yeni açık tribünde holigan gibi maçlar da izledim. aranızda muhakkak eskiden beri tribünlerde olan ya da yeni yeni maçlara gitmeye başlayıp maç kaçırmayanlar vardır. fakat tahmin ediyorum burada bu tip sivri söylemlerde bulunanların çoğunluğu ya hayatında doğru düzgün maça gitmemiş ya da son zamanlarda tribün gruplarına takılmaya başlamış , lise çağında arkadaşlar. ben 100 yaşında değilim , taçsız kral benim oturduğum tribünde ağları delmedi , mustafa denizli'yi de görenlerden değilim ama o tribünlerin nasıl deforme olduğunu çok net gören bir dönemin müdavimlerindenim.
siz maça gittiğinizde dışarda selam vermeyeceğiniz adamlar size talimat vermeye çalışıyorsa , tezahürat üretmekten aciz taraftar grupları aynı saçma nakaratı senelerce okuyorsa , boğazının alev alev yanarken yine de gittiğiniz maçta sesiniz titremeye müsait son teline kadar bağırmışken kısa bir molanıza "bağırsanıza lan !" diye müdahele geliyorsa ; ne o taraftardan bir şey olur ne o tribünden.
bundan 30 sene önce sırf galatasaray için yaşayıp , cebinden bilet parasını verip davul çalan , bir yandan tribüne ağabeylik yapan o amigoların yerini nemalanmak için maçlara gelip beyaz gömleğiyle sırtını futbolculara çeviren o tiplere bırakanlar kimlerse onlara teoki gösterin.
dileyen olursa mesaj atarak daha kapsamlı fikir alışverişinde bulunabilirim , sevgilerle.
bir kere kimse maçta deli gibi bağırmak mecburiyetinde değil. üstelik siz insanların tezahürat etmesini istiyorsanız onlara ya ciddi bir serbestlik ya da iyi malzemeler sunmak zorundasınız. bu bir eğlence işi ve insanlar orada eğlenmek de istiyorlar. ben numaralı tribünde de sezon geçirdim , kapalıda şampiyonluk maçını da seyrettim ve senelerce yeni açık tribünde holigan gibi maçlar da izledim. aranızda muhakkak eskiden beri tribünlerde olan ya da yeni yeni maçlara gitmeye başlayıp maç kaçırmayanlar vardır. fakat tahmin ediyorum burada bu tip sivri söylemlerde bulunanların çoğunluğu ya hayatında doğru düzgün maça gitmemiş ya da son zamanlarda tribün gruplarına takılmaya başlamış , lise çağında arkadaşlar. ben 100 yaşında değilim , taçsız kral benim oturduğum tribünde ağları delmedi , mustafa denizli'yi de görenlerden değilim ama o tribünlerin nasıl deforme olduğunu çok net gören bir dönemin müdavimlerindenim.
siz maça gittiğinizde dışarda selam vermeyeceğiniz adamlar size talimat vermeye çalışıyorsa , tezahürat üretmekten aciz taraftar grupları aynı saçma nakaratı senelerce okuyorsa , boğazının alev alev yanarken yine de gittiğiniz maçta sesiniz titremeye müsait son teline kadar bağırmışken kısa bir molanıza "bağırsanıza lan !" diye müdahele geliyorsa ; ne o taraftardan bir şey olur ne o tribünden.
bundan 30 sene önce sırf galatasaray için yaşayıp , cebinden bilet parasını verip davul çalan , bir yandan tribüne ağabeylik yapan o amigoların yerini nemalanmak için maçlara gelip beyaz gömleğiyle sırtını futbolculara çeviren o tiplere bırakanlar kimlerse onlara teoki gösterin.
dileyen olursa mesaj atarak daha kapsamlı fikir alışverişinde bulunabilirim , sevgilerle.