101
14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı'nda o dönemde futbolcusuna bile para veremeyen galatasaray'ın denizlispor'a "yüklü" bir prim verdiğini iddia edebilecek kadar kompleksli olanları da vardır. aynen ekşi sözlük'teki ilgili entry'i alıntı olarak buraya yazıyorum;
-----alıntıdır-----
bu karşılaşmayla ilgili istesem hiç durmadan saatlerce yazabilirim. canım istediği zamanlarda da yazmayı düşünüyorum. bilindiği gibi aziz yıldırım ve ali ipek'in arası iyi değildir. zaten aziz yıldırım döneminden beri fenerbahçe ile anadolu'nun arası açıktır. aziz yıldırım'ın en sevmediğim yönlerinden biri budur, anadolu'da en çok sevilen takım fenerbahçe'yi en çok nefret edilen takım haline getirmiştir.
öncelikle belirtmeliyim ki, şikedir, carttır, curttur sonuna kadar karşı olan biriyim. hatta bana kalsa nba'deki draft sistemi olsun isterim, güçlü hep güçlü kalmasın, fakir de fakir. ama ülkemizin, hatta dünya futbolunun bir gerçeği var, şike ve teşvik primi. adımın emre olduğu gibi eminim ki, aziz yıldırım'ın arası ali ipek ile iyi olsaydı, fenerbahçe bu karşılaşmayı kazanıp şampiyon olurdu. çünkü, bilindiği gibi maçın bitmesine 5 dakika kala denizlispor ligde kalmayı garantilemişti fakat buna rağmen sonuna kadar mücadele ettiler. normalde de olması gereken budur, yani denizlispor'un normal şartlarda ligde kalması kesinleşse bile sonuna kadar mücadele etmesi gerekir. fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez. bu yüzden dolayı ben bu karşılaşmada galatasaray'ın denizlispor'a çok yüklü bir miktarda prim verdiğini düşünüyorum. aynı şekilde eminim ki, galatasaray'ın yerinde fenerbahçe olsaydı, fenerbahçe de verirdi. dediğim gibi aziz yıldırım'la ali ipek'in arası iyi olsaydı, o akşam sevinen taraf sarı-lacivertliler olurdu.
evet, "futbol asla sadece futbol değildir" diyorum, bu tarz şeylerin olduğuna sonuna kadar inanıyorum.
(scugnizzi, 18.05.2009 20:30)
-----alıntıdır-----
şimdi birincisi, bu arkadaş büyük bir travma yaşadığı için belli ki 3 sene sonra bile bunu atlatamamış. fenerbahçe'nin anadolu'da en sevilen kulüp olması gibi bir olay ne zaman gerçekleşti de aziz yıldırım bunu bozdu bilemiyorum. zaten şahıs bu maç hakkında saatlerce yazabilirim demiş, ulan ben yazamam o maç hakkında üç saat, ki benim takımım şampiyon oldu, son 16 dakikasını da tüm türkiye beraber izledik. ikincisi şöyle bir cümle var ki tanıdığım bütün fenerbahçelilerin en az bir defa söylediği bir söz öbeğidir. "fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez." şimdi çok açık küfrü hakeden bir cümle olmasına karşın siz değerli okurların hayal gücüne bırakıyorum bu küfür işini, ben yazmayayım. bakın işte galatasaray taraftarı ile fenerbahçe taraftarı farkı burada ortaya çıkıyor. ben denizlispor oyuncularının o son 16 dakikada bir anlamda şeref mücadelesi yaptığını, küme düşmemeleri kesinleşince "maçı sattılar" demesinler diye sonuna kadar savaştıklarını düşünürken, bu hayatı fenerbahçe olan arkadaş olayı "galatasaray para vermiş"e getiriyor. onu da geçtim, appiah'ın o şutu gol olsa, yani top dışarıya gitmek yerine ağlara gitse bu arkadaşımızın tezleri bir yerine kaçmış olmaz mıydı? bir başka açıdan bakarsak "büyük fenerbahçe"nin denizlispor'u yenecek gücünün ver inancının olmaması galatasaray'ın suçu mu?
not: bu entry "bütün genellemeler yanlıştır" önermesinden bağımsız olarak yazılmıştır. zira fenerbahçe taraftarlarının büyük kısmı bü düşüncelerle avutuyor kendini.
not2: nba'deki draft sistemini futbola uygulamaya çalışmış bu arkadaş, onu yeni gördüm gülüyorum şu anda.
not3: bir de şöyle bir çelişki var ki, "yani denizlispor'un normal şartlarda ligde kalması kesinleşse bile sonuna kadar mücadele etmesi gerekir." ile "fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez." cümleleri aynı tezi savunmak için kullanılmış. buna gülemiyorum bile.
not4: 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı başlığında bu arkadaşın bir önceki entry'sini okursanız daha iyi anlarsınız durumu.
(bkz: nasıl olsa ligde kaldık demek)
(bkz: fenerbahçe taraftarlarının kendilerine söylediği yalanlar)
-----alıntıdır-----
bu karşılaşmayla ilgili istesem hiç durmadan saatlerce yazabilirim. canım istediği zamanlarda da yazmayı düşünüyorum. bilindiği gibi aziz yıldırım ve ali ipek'in arası iyi değildir. zaten aziz yıldırım döneminden beri fenerbahçe ile anadolu'nun arası açıktır. aziz yıldırım'ın en sevmediğim yönlerinden biri budur, anadolu'da en çok sevilen takım fenerbahçe'yi en çok nefret edilen takım haline getirmiştir.
öncelikle belirtmeliyim ki, şikedir, carttır, curttur sonuna kadar karşı olan biriyim. hatta bana kalsa nba'deki draft sistemi olsun isterim, güçlü hep güçlü kalmasın, fakir de fakir. ama ülkemizin, hatta dünya futbolunun bir gerçeği var, şike ve teşvik primi. adımın emre olduğu gibi eminim ki, aziz yıldırım'ın arası ali ipek ile iyi olsaydı, fenerbahçe bu karşılaşmayı kazanıp şampiyon olurdu. çünkü, bilindiği gibi maçın bitmesine 5 dakika kala denizlispor ligde kalmayı garantilemişti fakat buna rağmen sonuna kadar mücadele ettiler. normalde de olması gereken budur, yani denizlispor'un normal şartlarda ligde kalması kesinleşse bile sonuna kadar mücadele etmesi gerekir. fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez. bu yüzden dolayı ben bu karşılaşmada galatasaray'ın denizlispor'a çok yüklü bir miktarda prim verdiğini düşünüyorum. aynı şekilde eminim ki, galatasaray'ın yerinde fenerbahçe olsaydı, fenerbahçe de verirdi. dediğim gibi aziz yıldırım'la ali ipek'in arası iyi olsaydı, o akşam sevinen taraf sarı-lacivertliler olurdu.
evet, "futbol asla sadece futbol değildir" diyorum, bu tarz şeylerin olduğuna sonuna kadar inanıyorum.
(scugnizzi, 18.05.2009 20:30)
-----alıntıdır-----
şimdi birincisi, bu arkadaş büyük bir travma yaşadığı için belli ki 3 sene sonra bile bunu atlatamamış. fenerbahçe'nin anadolu'da en sevilen kulüp olması gibi bir olay ne zaman gerçekleşti de aziz yıldırım bunu bozdu bilemiyorum. zaten şahıs bu maç hakkında saatlerce yazabilirim demiş, ulan ben yazamam o maç hakkında üç saat, ki benim takımım şampiyon oldu, son 16 dakikasını da tüm türkiye beraber izledik. ikincisi şöyle bir cümle var ki tanıdığım bütün fenerbahçelilerin en az bir defa söylediği bir söz öbeğidir. "fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez." şimdi çok açık küfrü hakeden bir cümle olmasına karşın siz değerli okurların hayal gücüne bırakıyorum bu küfür işini, ben yazmayayım. bakın işte galatasaray taraftarı ile fenerbahçe taraftarı farkı burada ortaya çıkıyor. ben denizlispor oyuncularının o son 16 dakikada bir anlamda şeref mücadelesi yaptığını, küme düşmemeleri kesinleşince "maçı sattılar" demesinler diye sonuna kadar savaştıklarını düşünürken, bu hayatı fenerbahçe olan arkadaş olayı "galatasaray para vermiş"e getiriyor. onu da geçtim, appiah'ın o şutu gol olsa, yani top dışarıya gitmek yerine ağlara gitse bu arkadaşımızın tezleri bir yerine kaçmış olmaz mıydı? bir başka açıdan bakarsak "büyük fenerbahçe"nin denizlispor'u yenecek gücünün ver inancının olmaması galatasaray'ın suçu mu?
not: bu entry "bütün genellemeler yanlıştır" önermesinden bağımsız olarak yazılmıştır. zira fenerbahçe taraftarlarının büyük kısmı bü düşüncelerle avutuyor kendini.
not2: nba'deki draft sistemini futbola uygulamaya çalışmış bu arkadaş, onu yeni gördüm gülüyorum şu anda.
not3: bir de şöyle bir çelişki var ki, "yani denizlispor'un normal şartlarda ligde kalması kesinleşse bile sonuna kadar mücadele etmesi gerekir." ile "fakat kendilerini sıkmasalar, nasıl olsa ligde kaldık deseler, hiç kimse de bir şey diyemez." cümleleri aynı tezi savunmak için kullanılmış. buna gülemiyorum bile.
not4: 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçı başlığında bu arkadaşın bir önceki entry'sini okursanız daha iyi anlarsınız durumu.
(bkz: nasıl olsa ligde kaldık demek)
(bkz: fenerbahçe taraftarlarının kendilerine söylediği yalanlar)