19
düzenleyici ve denetleyici bir kamu kurumudur, idari ve mali özerkliği vardır vs. vs.
gelelim fasulyenin faydalarına; galatasaray'ın birinci bedelli sermaye arttırımından herkesin anlayacağı şekilde bahsedeyim biraz, öncelikle galatasaray bu sermaye arttırımını yapmak zorundaydı, kanuni gereklilikti çünkü arttırmaması şirketin teknik iflası anlamına gelecekti. spk'ya yaptığı başvuruyu şu ise şekilde örnekleyebilirim; benim klübümün atıyorum 10 senede 100 milyon dolarlık gelir getirecek bir loca ürünüm - imkanım var, ben bunu bir bankaya teminat olarak gösterip bir teminat mektubu alıyorum ve bunu şirketimin (klüpten alıp şirkete devrediyor) varlıkları içine ekleyip sermayemi arttırmak istiyorum bunun karşılığında benim borsadaki hisse fiyatım 1 tl'den 5 tl'ye çıkıyor. kanuni zorunluluk olarak ortaklarımında (hissedarlar) bu sermaye arttırımına katılması gerekeceğinden, 1 tl'lik hissesi olan kişi yada kurum ya bana 4 tl. ödemek zorunda kalacak ya da isterse bana hissenin şu anki fiyati olan 1 tl'den satabilecek. ben galatasaray sportif aş. olarak, arttırıma katılmak istemeyip hissesini satmak isteyen herkesten bedeli karşılığında almaya hazırım. bunu onaylıyor musun? galatasaray'ın spk'dan gerekli onayı almasıyla hem şirketin sermayesini arttırmış oldu, hem de şirketini teknik iflastan kurtarmış oldu.
sonrasında galatasaray, şirketini gaha güçlü bir sermaye yapısına kavuşturmak ve yeni yatırımlar için kaynak bulmak amacıyla ikinci bir sermaye arttırım talebinde bulundu. ancak spk'da bu sefer hem başkan değişmişti (başkanın değişim sürecini hepiniz medyadan takip etmişsinizdir) hem de prensipler. spk dedi ki; tamam, talebini alıyorum ancak bu sefer sermaye arttırırken senin ortaya koyacağın değer nakit olmalı, yani gelir getirecek bir kalemini teminat olarak göstermek yerine direk o geliri nakit olarak sermayene ekleyeceksin, o şekilde kabul ederim ve onay veririm.
şimdi galatasaray bu sözkonusu nakit değeri bulmaya çalışıyor ki sanırım yönetim, banka kredisi ile bu bedeli bulup ikinci sermaye arttırımını da başaracak ve bu galatasaray'a yine büyük oranda bir kaynak imkanı sağlayacaktır. gerisi ise büyüklerin söylediği gibi lâf-ı güzaftır. spk'nın onay verdiği hiç bir operasyonda kanuna aykırılık bulamazsınız. şöyle düşünün; siz arsanıza ev yapmak için belediyeye başvurup ruhsat alıyorsunuz sonra komşunuz mahalleliye "bu evin ruhsatı yok, kaçak" diyor, mevzu bundan ibaret. manüplasyon iddiasında bulunanlar; gerçekten ortada bir manüplatif bir eylem olsa iddiada bulunmak yerine çoktan harekete geçmiş olurlardı.
aysal yönetimi'nin bu finansman sağlama yolu diğer klüplere de örnek olmuş olacak ki beşiktaş'ın da aynı şekilde nakit bir kaynak bulup yakın zamanda sermaye arttırımına gitmek hazırlığında olduğu konusunda sık sık haberler çıkmakta. bu nakiti yaratamayacak olan klüplerin ise (bankadan kredi alamayan, tüm gelirleri temlikli vs.) sermaye arttırımı imkanı olamayacağından tahvil çıkarma talepleri olabilir yine spk'dan.
gelelim fasulyenin faydalarına; galatasaray'ın birinci bedelli sermaye arttırımından herkesin anlayacağı şekilde bahsedeyim biraz, öncelikle galatasaray bu sermaye arttırımını yapmak zorundaydı, kanuni gereklilikti çünkü arttırmaması şirketin teknik iflası anlamına gelecekti. spk'ya yaptığı başvuruyu şu ise şekilde örnekleyebilirim; benim klübümün atıyorum 10 senede 100 milyon dolarlık gelir getirecek bir loca ürünüm - imkanım var, ben bunu bir bankaya teminat olarak gösterip bir teminat mektubu alıyorum ve bunu şirketimin (klüpten alıp şirkete devrediyor) varlıkları içine ekleyip sermayemi arttırmak istiyorum bunun karşılığında benim borsadaki hisse fiyatım 1 tl'den 5 tl'ye çıkıyor. kanuni zorunluluk olarak ortaklarımında (hissedarlar) bu sermaye arttırımına katılması gerekeceğinden, 1 tl'lik hissesi olan kişi yada kurum ya bana 4 tl. ödemek zorunda kalacak ya da isterse bana hissenin şu anki fiyati olan 1 tl'den satabilecek. ben galatasaray sportif aş. olarak, arttırıma katılmak istemeyip hissesini satmak isteyen herkesten bedeli karşılığında almaya hazırım. bunu onaylıyor musun? galatasaray'ın spk'dan gerekli onayı almasıyla hem şirketin sermayesini arttırmış oldu, hem de şirketini teknik iflastan kurtarmış oldu.
sonrasında galatasaray, şirketini gaha güçlü bir sermaye yapısına kavuşturmak ve yeni yatırımlar için kaynak bulmak amacıyla ikinci bir sermaye arttırım talebinde bulundu. ancak spk'da bu sefer hem başkan değişmişti (başkanın değişim sürecini hepiniz medyadan takip etmişsinizdir) hem de prensipler. spk dedi ki; tamam, talebini alıyorum ancak bu sefer sermaye arttırırken senin ortaya koyacağın değer nakit olmalı, yani gelir getirecek bir kalemini teminat olarak göstermek yerine direk o geliri nakit olarak sermayene ekleyeceksin, o şekilde kabul ederim ve onay veririm.
şimdi galatasaray bu sözkonusu nakit değeri bulmaya çalışıyor ki sanırım yönetim, banka kredisi ile bu bedeli bulup ikinci sermaye arttırımını da başaracak ve bu galatasaray'a yine büyük oranda bir kaynak imkanı sağlayacaktır. gerisi ise büyüklerin söylediği gibi lâf-ı güzaftır. spk'nın onay verdiği hiç bir operasyonda kanuna aykırılık bulamazsınız. şöyle düşünün; siz arsanıza ev yapmak için belediyeye başvurup ruhsat alıyorsunuz sonra komşunuz mahalleliye "bu evin ruhsatı yok, kaçak" diyor, mevzu bundan ibaret. manüplasyon iddiasında bulunanlar; gerçekten ortada bir manüplatif bir eylem olsa iddiada bulunmak yerine çoktan harekete geçmiş olurlardı.
aysal yönetimi'nin bu finansman sağlama yolu diğer klüplere de örnek olmuş olacak ki beşiktaş'ın da aynı şekilde nakit bir kaynak bulup yakın zamanda sermaye arttırımına gitmek hazırlığında olduğu konusunda sık sık haberler çıkmakta. bu nakiti yaratamayacak olan klüplerin ise (bankadan kredi alamayan, tüm gelirleri temlikli vs.) sermaye arttırımı imkanı olamayacağından tahvil çıkarma talepleri olabilir yine spk'dan.