24
galatasaray camiası da zamanında maddi zorluklar çekmiştir evet ama bunun çözümünü daima kendi taraftarında görmüştür.
bu yılki bjk yönetimi politikası gibi, siyasal baskı ile rakibinin stadının üzerine çökmek şeklinde davranmamıştır hiçbir zaman galatasaray. ya da ikinci başkanları mıdır nedir her haltsa; hiçbir zaman onların galatasaray'ı aşağıladığı gibi tv canlı yayında rakip camiaya atarlanmamıştır hiçbir galatasaray yönetim kurulu üyesi.
galatasaray zorluklarda çözümü daima kendi taraftarında görmüştür dedik, bahsediler maddi zorluk edebiyatına gösterilen örneklerden en barizi (hatta tek örnek) adnan polat'ın kulüp adına bağış toplaması. orada yapılan davranış günlük çözüme yönelik ani bir reflekse gelişen kampanya. yani ne bir kitlesel hareket var, ne de yönetimin arkasından topla tüfekle desteklediği fakirlik edebiyatı. kısa süreli olan adnan polat'ın kişisel yardım çabası ile, tüm bjk yönetiminin ve camiasının aylardır yaptığı çoğu siyaset baskılı taleplerini kıyaslamak en hafif tabirle ayıptır.
hele de 'rıza efendi 2 ekmek 1 süt' iğrençliği ile uzaktan yakından alakası olmayan pankarttır. yapmayın etmeyin beyler rıza'nın pankartıyla bunu nasıl bir tutabiliriz?
galatasaray camiası farklı bir camiadır. demirören gibi bir başkana sahip olsa* ona tepkiyi daha yolun başında koyar. 'hoop ne yapıyorsun sen babanın çiftliği mi burası?' gibisinden. veya da aziz yıldırım gibi icraatlarını detaylandırmaya gerek olmayan bir kişi için milyonlarca kişi halinde yapılan haksızlığın peşinden gitmez.
konuya tekrar dönmek gerekirse, galatasaray maddi zorluklar çekmiştir. ama bunun sonucunda rakibin stadına siyasi baskı ile çöreklenmek yerine gidip ebesinin bilmemneyindeki stadda maç oynamayı kabul etmiştir*. kaldı ki mantıklı olan da budur. zaten esas bu pankartın temelindeki nokta da odur. bjk olimpiyata gitmeyi kabul etse, makul bi bilet fiyatlandırmasıyla muazzam gelir elde edebilir. kaldı ki benim bildiğim stadın fiziki koşulları bizim orada oynadığımız yılkinden nispeten daha iyi. şampiyonlar ligi filan sebebiyle. yani ortada böyle mantıklı ve kârlı çözüm varken, sırf bjk yönetiminin aylarca kamuoyuna pompaladığı bu işgüzarlığa yönelik bile az gelmiş bir pankarttır. stadlarındaki ırkçılık manzaralarını saymıyorum bile.
beter olsunlar.
bu yılki bjk yönetimi politikası gibi, siyasal baskı ile rakibinin stadının üzerine çökmek şeklinde davranmamıştır hiçbir zaman galatasaray. ya da ikinci başkanları mıdır nedir her haltsa; hiçbir zaman onların galatasaray'ı aşağıladığı gibi tv canlı yayında rakip camiaya atarlanmamıştır hiçbir galatasaray yönetim kurulu üyesi.
galatasaray zorluklarda çözümü daima kendi taraftarında görmüştür dedik, bahsediler maddi zorluk edebiyatına gösterilen örneklerden en barizi (hatta tek örnek) adnan polat'ın kulüp adına bağış toplaması. orada yapılan davranış günlük çözüme yönelik ani bir reflekse gelişen kampanya. yani ne bir kitlesel hareket var, ne de yönetimin arkasından topla tüfekle desteklediği fakirlik edebiyatı. kısa süreli olan adnan polat'ın kişisel yardım çabası ile, tüm bjk yönetiminin ve camiasının aylardır yaptığı çoğu siyaset baskılı taleplerini kıyaslamak en hafif tabirle ayıptır.
hele de 'rıza efendi 2 ekmek 1 süt' iğrençliği ile uzaktan yakından alakası olmayan pankarttır. yapmayın etmeyin beyler rıza'nın pankartıyla bunu nasıl bir tutabiliriz?
galatasaray camiası farklı bir camiadır. demirören gibi bir başkana sahip olsa* ona tepkiyi daha yolun başında koyar. 'hoop ne yapıyorsun sen babanın çiftliği mi burası?' gibisinden. veya da aziz yıldırım gibi icraatlarını detaylandırmaya gerek olmayan bir kişi için milyonlarca kişi halinde yapılan haksızlığın peşinden gitmez.
konuya tekrar dönmek gerekirse, galatasaray maddi zorluklar çekmiştir. ama bunun sonucunda rakibin stadına siyasi baskı ile çöreklenmek yerine gidip ebesinin bilmemneyindeki stadda maç oynamayı kabul etmiştir*. kaldı ki mantıklı olan da budur. zaten esas bu pankartın temelindeki nokta da odur. bjk olimpiyata gitmeyi kabul etse, makul bi bilet fiyatlandırmasıyla muazzam gelir elde edebilir. kaldı ki benim bildiğim stadın fiziki koşulları bizim orada oynadığımız yılkinden nispeten daha iyi. şampiyonlar ligi filan sebebiyle. yani ortada böyle mantıklı ve kârlı çözüm varken, sırf bjk yönetiminin aylarca kamuoyuna pompaladığı bu işgüzarlığa yönelik bile az gelmiş bir pankarttır. stadlarındaki ırkçılık manzaralarını saymıyorum bile.
beter olsunlar.