• 21
    kendine değil şahıslara ait kaynaklardır. elbet çeker suyunu.

    bakmayın böyle paralıyız ayaklarına bunların. aç gezse tok sallanırlar ki durum aslında bu. fenerbahçe'nin paralı, maddi sıkıntısı olmayan bir kulüp olduğu izleniminde medyanın rolü çok büyük. zaten bu yüzden burada bunlar tartışılıyor.

    yıllardır dünyanın parasını yatırdılar abuk subuk transferlere ama bu döneme şöyle bir bakarsak bizim maddi anlamda çok da iyi durumda olmamamıza rağmen adamlardan sportif olarak hiçbir eksiğimizin olmadığını görüyoruz. olsa ne yazar? medyanın yine aynı dönem içerisinde galatasaray hakkındaki batıyor, iflas ediyor vs. haberlerine bugün el kol hareketi yaparcasına bu camia dimdik ayakta.

    ünal aysal başkan olduğunda galatasaray'ı kimsenin parasına ihtiyaç duymadan düzlüğe çıkarmak amacındayız demişti. bu yaklaşımın arkasında taraftar kesinlikle durmalıdır. şahsa ait kaynakların ne gibi şeylere yol açtığının en büyük örneğini bugün görüyoruz. feda deyip ortalığa düşüyor adamlar. bak ne oldu dünya yıldızları getiriyorlardı bir iki yıl önce. aslında bakılırsa bu durumda fenerbahçe de beşiktaş'tan farksız. sadece arkasında bir medya gücü var ve bu güç neyin yaygarasını yapıp neyi örtbas etmesi gerektiğini biliyor. ama bunlar nafile çabalar. bunlar küçük insanların, küçük fikirlerin küçük oyunları. kimse sanmasın ki galatasaray böyle bir gücün en alasını arkasına alamazdı.

    uefa kupası'nın alındığı dönemden sonrası galatasaray için bir sınavdı. büyüklüğün sınavıydı. bugün biz bu sınavı geçiyoruz. fakat taraftar dahil tüm camianın bu sınav dönemindeki travmalardan bir ders çıkarması lazım. örnek vermek gerekirse; bir zamanlar adnan polat televizyonlara çıkıp taraftardan para dilendi. fakat orda amaç toplanacak olan o para değildi. sadece başkanlığı istiyordu ve taraftara oynaması gerekiyordu. bunda başarılı da oldu. taraftar o an o durumu bir vizyon kaybı olarak değerlendiremedi fakat öyleydi. bir anda adnan polat sempatizanları türedi, adnan polat el üstünde tutuldu, büyük başkan oldu. o dilendiği paraların bilmem kaç katına transferler yapılmaya başlandı sonra. biz bunları sorgulamak yerine bu transferlerle oyalandık. işte bu ve bu gibi durumlardan çıkarılacak dersler çok önemli. iki yıldız transferiyle gaza gelmemek, kulübün vizyonunun farkında olmak, şahısların paralarına dilenmemek... bugün taraftarın yapması gereken budur. çünkü gördük ki galatasaray batmaz, galatasaray'ı kimse batıramaz.

    artık birilerinin elindeki paraya aç camiaların aslında özenilecek bir yanının olmadığını görelim. şu adam galatasaray'a şu kadar para verse, şu adamı getirse gibi kısa vadeli hayaller kurmayalım. çünkü gerçek şu ki galatasaray dışındakilerin topunu bir araya getirsen galatasaray'ın ismindeki harfler kadar bile büyük değiller, şerefli değiller, güçlü değiller. bunu gördük, görüyoruz.

    taraftarız, elbette isteriz ki gelsin büyük yıldızlar formamızı giysin, her sene şampiyon olalım. ve bunları elbette konuşacağız ama kendimizi sadece bunlarla kandırmayalım. varsın birkaç yıl sportif başarı gelmesin, varsın takıma yıldız transfer edilmesin. eğer bu gibi durumlarda bugünki doğru yönetim ve gidişata çomak sokmaya çalışacak birileri çıkarsa içimizden, artık bu taraftar buna izin vermesin. dönsün galatasaray'ın tarihine baksın, dönsün şu son birkaç yılda nasıl bir sınavdan geçtiğine baksın, dönsün bazı dönemlerde kimlerin eline bırakıldığına baksın, o zamanlar kimlerin el üstünde tutulduğuna baksın.

    gerçek büyüklük manchester city büyüklüğü değil, gerçek büyüklük borussia dortmund büyüklüğüdür. bunlar sadece birer örnek. taraftarlığın, tarihin ve ruhun bir kulübü nereden nereye getirebileceğinin canlı kanıtıdır borussia dortmund. işte galatasaray'da olup diğerlerinde olmayan budur. iki iş adamına minnet etmekle sahip olunamayacak şey budur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın