32
evvela anlamlı bir adımdır. şimdiye dek atılması gerekiyordu zaten.
dünya üzerindeki büyük derbilerin dinsel, ırksal vb. şeylere dayanarak çıktığını biliyoruz. yere göğe sığdıramadığımız derbilere duyduğumuz saygı da biraz burdan geliyor. tamam futbol hazzımızı da fazlasıyla gideriyor o maçlar. acaba bizim ülkemizde de yaşanmaz mı bu hazlar?
medya hep şunu söyler. bu derbileri biz başlattık. galatasaray fenerbahçe rekabetini biz körükledik! efendim? ne yüce medyaymış bu be! merak ediyorum da bu kudretli medya niye bu ülke insanlarını bir türlü yola getiremiyor? susar gibi oldun! hatta bazen beğenmez bu derbileri güzel medyamız. önce "dünyadaki sayılı derbilerden" derler, sonra "böyle derbi mi olur yahu" diye burun kıvırırlar. hatta özelliksiz bir derbi derler. yani tanımlamaya kalksan tanımlayamassın ayağına yatarlar. hulen en güzel tarafı da budur zaten derbilerin. illa belli bir sınıf ayrımı gerekmez. benim çeşitli mezheplere bağlı olmam da gerekmez sonra. kendi içinde güzelliği olan şeylerdir bu 3 büyüklerin arasında dönen derbiler. bu medya her şeyi yaptığını zannediyor ama. misal fenerbahçe'ye mi taktı. tamam önümüzdeki 15-20 yıl türkiye'nin patenti fb'nin elinde! yok bjk'yi sevmediler mi. onlar ezik, onlar hep 3. büyük. sıralamada yükselme şansları hiç yok! tam ergen işi şeyler. sorunlu şeyler. burada medyada olduğu kadar taraftarda da suç var. daha bilinçli olmalılar. aslında sorun insanımızda, bizlerde. toplum olarak genelleme yapmak gerekiyor malesef. 3 büyükler bu ülkenin tarihinde daima yer bulacak köklü kulüplerdir. medyanın payı şurda. taraftarları öyle bir hale getirdi ki. artık önüne polisten başkası geçemiyor. sevgili medyam derbileri sen çirkinleştirdin. olaylı derbilerden sonra "bunlar kaka şeyler" demen artık beni tatmin etmiyor yani! hele diğer türlü düşünsek daha fena. ortada belli bir husumet yokken bu kadar birbirine düşürülen taraftar grupları, şayet derbilerin dayandırılacağı bir ideoloji olsaydı ne hale getirilirdi acaba? düşünmesi bile korkunç. benim gözümde hem bjk'nin hem de fb'nin daima saygın bir yeri vardır. bu değişmez, kimse de değiştiremez. ama değiştirebileceğimiz şeyler var seyirciler olarak. bir gün ben kale arkasında galatasaray'ımı izlerken hemen 2 metre sağımda bir siyah beyaz, bir sarı lacivert formayı kuşanmış taraftarı doya doya görebilecek miyim acaba? illa bazı şeylerin örneği olmasına gerek yok. avrupa'dan maçları izlerken ercan rıdvan'a "yahu adamlar deplasmanda fark atıyor, ev sahibi takımın taraftarından tık yok" diyor. hayır orayı kana bulasalar onu mu örnek alacağız. hulen mal mıyız toplumca? doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü de mi ayırt edemiyoruz artık. belki de edemiyoruz! illa her şeyin bir örneği olacak sonra bu topraklarda uygulanacak. yazık kere yazık! galatasaray'ım kaybettiğinde köpekler gibi üzülüyorum ben, trübünde köpekler gibi haykırıyorum takımımın adını. ama asla bir çirkefliğim olmuyor. çünkü önce kendime sonra takımıma sonra da rakibime saygım var benim. önce bunu nasıl kazanabiliriz sorununun yanıtını arayalım. sonra izleriz maçımızı!
dünya üzerindeki büyük derbilerin dinsel, ırksal vb. şeylere dayanarak çıktığını biliyoruz. yere göğe sığdıramadığımız derbilere duyduğumuz saygı da biraz burdan geliyor. tamam futbol hazzımızı da fazlasıyla gideriyor o maçlar. acaba bizim ülkemizde de yaşanmaz mı bu hazlar?
medya hep şunu söyler. bu derbileri biz başlattık. galatasaray fenerbahçe rekabetini biz körükledik! efendim? ne yüce medyaymış bu be! merak ediyorum da bu kudretli medya niye bu ülke insanlarını bir türlü yola getiremiyor? susar gibi oldun! hatta bazen beğenmez bu derbileri güzel medyamız. önce "dünyadaki sayılı derbilerden" derler, sonra "böyle derbi mi olur yahu" diye burun kıvırırlar. hatta özelliksiz bir derbi derler. yani tanımlamaya kalksan tanımlayamassın ayağına yatarlar. hulen en güzel tarafı da budur zaten derbilerin. illa belli bir sınıf ayrımı gerekmez. benim çeşitli mezheplere bağlı olmam da gerekmez sonra. kendi içinde güzelliği olan şeylerdir bu 3 büyüklerin arasında dönen derbiler. bu medya her şeyi yaptığını zannediyor ama. misal fenerbahçe'ye mi taktı. tamam önümüzdeki 15-20 yıl türkiye'nin patenti fb'nin elinde! yok bjk'yi sevmediler mi. onlar ezik, onlar hep 3. büyük. sıralamada yükselme şansları hiç yok! tam ergen işi şeyler. sorunlu şeyler. burada medyada olduğu kadar taraftarda da suç var. daha bilinçli olmalılar. aslında sorun insanımızda, bizlerde. toplum olarak genelleme yapmak gerekiyor malesef. 3 büyükler bu ülkenin tarihinde daima yer bulacak köklü kulüplerdir. medyanın payı şurda. taraftarları öyle bir hale getirdi ki. artık önüne polisten başkası geçemiyor. sevgili medyam derbileri sen çirkinleştirdin. olaylı derbilerden sonra "bunlar kaka şeyler" demen artık beni tatmin etmiyor yani! hele diğer türlü düşünsek daha fena. ortada belli bir husumet yokken bu kadar birbirine düşürülen taraftar grupları, şayet derbilerin dayandırılacağı bir ideoloji olsaydı ne hale getirilirdi acaba? düşünmesi bile korkunç. benim gözümde hem bjk'nin hem de fb'nin daima saygın bir yeri vardır. bu değişmez, kimse de değiştiremez. ama değiştirebileceğimiz şeyler var seyirciler olarak. bir gün ben kale arkasında galatasaray'ımı izlerken hemen 2 metre sağımda bir siyah beyaz, bir sarı lacivert formayı kuşanmış taraftarı doya doya görebilecek miyim acaba? illa bazı şeylerin örneği olmasına gerek yok. avrupa'dan maçları izlerken ercan rıdvan'a "yahu adamlar deplasmanda fark atıyor, ev sahibi takımın taraftarından tık yok" diyor. hayır orayı kana bulasalar onu mu örnek alacağız. hulen mal mıyız toplumca? doğru ile yanlışı, iyiyle kötüyü de mi ayırt edemiyoruz artık. belki de edemiyoruz! illa her şeyin bir örneği olacak sonra bu topraklarda uygulanacak. yazık kere yazık! galatasaray'ım kaybettiğinde köpekler gibi üzülüyorum ben, trübünde köpekler gibi haykırıyorum takımımın adını. ama asla bir çirkefliğim olmuyor. çünkü önce kendime sonra takımıma sonra da rakibime saygım var benim. önce bunu nasıl kazanabiliriz sorununun yanıtını arayalım. sonra izleriz maçımızı!