1613
yazacak çok şey var. bu başlığa en son yazdığım zaman takımın başında oktay mahmuti hoca vardı süper kupayı yeni almıştık. rüya gibi geçecek bir euroleague sezonuna hazırlanıyorduk ve şampiyonluk umutları çok yüksekti.
bunlar geçti felaket bir playoff yarı finali oktay hoca nın çok çirkince kovulmasından sonra 'beşiktaşın çocuğu, galatasaraylı' ergin atamanla yeni bir sezon yeni bir takım ve yeni umutlarla bugünlere geldik.
bir çok insanda olduğu gibi benim de ne kadar uğraşsam içine düştüğüm kolektif bir psikozun içindeyiz. bu takım potansiyeli ve yeteneği çok daha iyi olsa da geçtiğimiz 2 sezonki takım kadar seyirci çekmiyor ve destek görmüyor.
bunun nedenleri çok basit. algı yönetimi konusunda fatih terim hariç korkunç olan galatasaray camiası felaket bir iletişim stratejisi güderek camianın 2inci lokomotifi olan basketbol takımıyla arasını açmıştır. olaylara objektiflikle baktığımızda 2011-2012 sezonunda yarı finalde elendikten sonra taraftarın %90ı oktay mahmuti yle yola devam edileceğini varsayarak yeni planlar yapıyordu ve hocanın gitmesine dair bir fikir kimse de yoktu. yönetim bir anda suyu bulandırdı ve ataman operasyonu gerçekleştirildi.
bunun başarı odaklı olduğu bir adım olduğunu anlayabiliyorum. sonuçta 3 kupalı takımın demirbaşları alındı, koç alındı (ki bu koç türk basketbol tarihinin en başarılılarından birisi)
ama şu adımlar unutuldu. ergin ataman galatasaray taraftarıyla arasını -bence- beşiktaş tribünü tarafından sahiplenmek amacıyla bozdu.
hawkins,dağlı,arroyo, ve ergin ataman iyi kötü beşiktaş tarihine geçmişlerdir. galatasarayla alınacak bir hiçbir kupa şampiyonluk bunun önüne geçemez geçmeyecek. bunu değiştiremeyecek olduğumuz gibi de şu kadroyla alınacak her başarısızlık formülün oyuncularda ya da koçta olmadığını gösterecek(ki bence haksız bi değerlendirme olur çünkü geçen seneki rekabetle bu sene arasında büyük fark var)
demek istemeye çalıştığım şudur, ben hala hawkinste beşiktaşın kaptanını görüyorum(ki bu onun suçu değil). hala ergin ataman kendi tribününe selam çakmak için rakip tribüne atar yapıyor( fener maçı).
bugün bizi yendikten sonra dans eden arroyo yu parçalıyla izledim. içim sızlamadı belki ama bazı şeyler oturmuyor gibi. ne bileyim bu takımda galatasaraya ait çok az şey var şimdilik, belki macvan belki ndong kesinlikle göksenin.
sertaç şanlı kalası bile gözüme çok şirin geliyor oyuna girdiğinde seviniyorum hep. bilmiyorum belki takım çoğunlukla iyi gittiği için belki de daha karakter koyup efsanevi bir geri dönüş yaşatmadıkları için, belki hakeme rağmen bir galibiyet almadıkları için, belki de sadece bir arkadaşını korumak amacıyla kavgaya hep beraber gitmedikleri için , şu takım bana iyi bir karma gibi geliyor. ya da iyi bir efes. ama bir galatasaray değil.
mahmutinin gidişinden kaynaklanan kalp kırıklığını 'artık başarılı olacağız kupalar alacağız' argümanıyla avutacaksan, şu takım ocak ayına 0 yenilgiyle ve fenerbahçeyi rencide edişiyle gelmeliydi. gelmedi , canları sağolsun, dünyanın sonu değil. sporda galibiyet kadar yenilgi de vardır olur geçer.
kafa ütüledim ama son cümleyi bulmak için bu kadar yazmam gerekiyordu.
bu takımın hawkins'in arroyo'nun ve ergin ataman'ın kredisi geçen sene beşiktaş'ta aldıkları 3 kupayla ölçülmez.
bunlar geçti felaket bir playoff yarı finali oktay hoca nın çok çirkince kovulmasından sonra 'beşiktaşın çocuğu, galatasaraylı' ergin atamanla yeni bir sezon yeni bir takım ve yeni umutlarla bugünlere geldik.
bir çok insanda olduğu gibi benim de ne kadar uğraşsam içine düştüğüm kolektif bir psikozun içindeyiz. bu takım potansiyeli ve yeteneği çok daha iyi olsa da geçtiğimiz 2 sezonki takım kadar seyirci çekmiyor ve destek görmüyor.
bunun nedenleri çok basit. algı yönetimi konusunda fatih terim hariç korkunç olan galatasaray camiası felaket bir iletişim stratejisi güderek camianın 2inci lokomotifi olan basketbol takımıyla arasını açmıştır. olaylara objektiflikle baktığımızda 2011-2012 sezonunda yarı finalde elendikten sonra taraftarın %90ı oktay mahmuti yle yola devam edileceğini varsayarak yeni planlar yapıyordu ve hocanın gitmesine dair bir fikir kimse de yoktu. yönetim bir anda suyu bulandırdı ve ataman operasyonu gerçekleştirildi.
bunun başarı odaklı olduğu bir adım olduğunu anlayabiliyorum. sonuçta 3 kupalı takımın demirbaşları alındı, koç alındı (ki bu koç türk basketbol tarihinin en başarılılarından birisi)
ama şu adımlar unutuldu. ergin ataman galatasaray taraftarıyla arasını -bence- beşiktaş tribünü tarafından sahiplenmek amacıyla bozdu.
hawkins,dağlı,arroyo, ve ergin ataman iyi kötü beşiktaş tarihine geçmişlerdir. galatasarayla alınacak bir hiçbir kupa şampiyonluk bunun önüne geçemez geçmeyecek. bunu değiştiremeyecek olduğumuz gibi de şu kadroyla alınacak her başarısızlık formülün oyuncularda ya da koçta olmadığını gösterecek(ki bence haksız bi değerlendirme olur çünkü geçen seneki rekabetle bu sene arasında büyük fark var)
demek istemeye çalıştığım şudur, ben hala hawkinste beşiktaşın kaptanını görüyorum(ki bu onun suçu değil). hala ergin ataman kendi tribününe selam çakmak için rakip tribüne atar yapıyor( fener maçı).
bugün bizi yendikten sonra dans eden arroyo yu parçalıyla izledim. içim sızlamadı belki ama bazı şeyler oturmuyor gibi. ne bileyim bu takımda galatasaraya ait çok az şey var şimdilik, belki macvan belki ndong kesinlikle göksenin.
sertaç şanlı kalası bile gözüme çok şirin geliyor oyuna girdiğinde seviniyorum hep. bilmiyorum belki takım çoğunlukla iyi gittiği için belki de daha karakter koyup efsanevi bir geri dönüş yaşatmadıkları için, belki hakeme rağmen bir galibiyet almadıkları için, belki de sadece bir arkadaşını korumak amacıyla kavgaya hep beraber gitmedikleri için , şu takım bana iyi bir karma gibi geliyor. ya da iyi bir efes. ama bir galatasaray değil.
mahmutinin gidişinden kaynaklanan kalp kırıklığını 'artık başarılı olacağız kupalar alacağız' argümanıyla avutacaksan, şu takım ocak ayına 0 yenilgiyle ve fenerbahçeyi rencide edişiyle gelmeliydi. gelmedi , canları sağolsun, dünyanın sonu değil. sporda galibiyet kadar yenilgi de vardır olur geçer.
kafa ütüledim ama son cümleyi bulmak için bu kadar yazmam gerekiyordu.
bu takımın hawkins'in arroyo'nun ve ergin ataman'ın kredisi geçen sene beşiktaş'ta aldıkları 3 kupayla ölçülmez.