2348
aslında bu entryi mesut özil yazıp bırakmak isterdim ama modlar niteliksiz diye silerler diye endişe ettim.
emre çolak hakkında yazılanlar arasında birinci sırayı fiziği ve güçsüzlüğü alıyor. tümden yanlış diyemem ama doğru da denemez. nasıl bir oyuncudan bahsettiğinize, nasıl bir oyuncu aradığınıza, ne yapmasını istediğinize bakar.
zıt örnekler bolca mevcut. ibrahimoviç de, aguero da, falcao da birinci sınıf santrafor. boyları, tipleri, kiloları farklı. pato da, baros da, inzaghi de, elmader de santrafor. bunlar santrafora örnekler. illa kanat adamı örneği mi lazım, siz gençler benden daha iyi bilirsiniz elbette, fiziksel özellikleri birbirinden farklı aynı seviyede bir çok oyuncu sayılabilir.
o yüzden, emre çolak'ın asıl sorununun fiziksel olmadığının üzerinde dursak daha iyi olacak. çünkü bu konuda 2 yılda epeyce kendisini geliştirdi. hızı da iş yapar. ama işte asıl sorun başka. mental.
tipik altyapıdan gelen müthiş yeteneklerin (nasıl diyor fmciler wonderkid) yaşadığı sorun. tabii ben altyapıdan gelen topçularla ilgili bir çok defa yazdım. bazen konuyla ilgili başlıkta bazen maç yazılarının içinde. memleketimizde yetenekli topçuya altyapıda bir şey öğretilemeiyor ne yazık ki. kötü örnek kadar çarpıcısı yoktur: batuhan karadeniz. hiç bir şey öğrenmemiş genç takımlarda, hiç bir şey. sadece ondan kaynaklanmıyor bu. ne yazık ki memleketteki alyyapı hocalarının bile işlerini sürdürmeleri için liglerinde gösterdikleri başarı kıstas alınıyor. emre çolak, batuhan karadeniz hatta arda turan, sabri sarıoğlu gibi yaşıtlarına fazla gelen oyuncular maçları kazandırdıkları sürece onlara kimse sahada yanlış işler yaptığını, işin doğrusunu söylemiyor.
burada kabahat kimde acaba? sadece topçuda mı, hocada mı, yoksa ille de başarı diyen yöneticilerimizde mi? siz karar verin.
amma velakin, bir oyuncu artık a takıma çıktıysa kendisi de neler oluyor, neler yapıyor bir bakacak. hala çok genç emre. sercan'ı biz yetiştirmesek bile aynı durumda. mental olarak o kadar eksikler ki. mental deyince taktik bilgilerini de katıyorum işin içine. akılla, bilgiyle ilgili şeyler anlamında.
kendisine yine de biraz daha zaman vermek lazım. yıl sonuna kadar epey var.
emre çolak hakkında yazılanlar arasında birinci sırayı fiziği ve güçsüzlüğü alıyor. tümden yanlış diyemem ama doğru da denemez. nasıl bir oyuncudan bahsettiğinize, nasıl bir oyuncu aradığınıza, ne yapmasını istediğinize bakar.
zıt örnekler bolca mevcut. ibrahimoviç de, aguero da, falcao da birinci sınıf santrafor. boyları, tipleri, kiloları farklı. pato da, baros da, inzaghi de, elmader de santrafor. bunlar santrafora örnekler. illa kanat adamı örneği mi lazım, siz gençler benden daha iyi bilirsiniz elbette, fiziksel özellikleri birbirinden farklı aynı seviyede bir çok oyuncu sayılabilir.
o yüzden, emre çolak'ın asıl sorununun fiziksel olmadığının üzerinde dursak daha iyi olacak. çünkü bu konuda 2 yılda epeyce kendisini geliştirdi. hızı da iş yapar. ama işte asıl sorun başka. mental.
tipik altyapıdan gelen müthiş yeteneklerin (nasıl diyor fmciler wonderkid) yaşadığı sorun. tabii ben altyapıdan gelen topçularla ilgili bir çok defa yazdım. bazen konuyla ilgili başlıkta bazen maç yazılarının içinde. memleketimizde yetenekli topçuya altyapıda bir şey öğretilemeiyor ne yazık ki. kötü örnek kadar çarpıcısı yoktur: batuhan karadeniz. hiç bir şey öğrenmemiş genç takımlarda, hiç bir şey. sadece ondan kaynaklanmıyor bu. ne yazık ki memleketteki alyyapı hocalarının bile işlerini sürdürmeleri için liglerinde gösterdikleri başarı kıstas alınıyor. emre çolak, batuhan karadeniz hatta arda turan, sabri sarıoğlu gibi yaşıtlarına fazla gelen oyuncular maçları kazandırdıkları sürece onlara kimse sahada yanlış işler yaptığını, işin doğrusunu söylemiyor.
burada kabahat kimde acaba? sadece topçuda mı, hocada mı, yoksa ille de başarı diyen yöneticilerimizde mi? siz karar verin.
amma velakin, bir oyuncu artık a takıma çıktıysa kendisi de neler oluyor, neler yapıyor bir bakacak. hala çok genç emre. sercan'ı biz yetiştirmesek bile aynı durumda. mental olarak o kadar eksikler ki. mental deyince taktik bilgilerini de katıyorum işin içine. akılla, bilgiyle ilgili şeyler anlamında.
kendisine yine de biraz daha zaman vermek lazım. yıl sonuna kadar epey var.