2304
linç girişimleri son sürat devam eden futbolcu.
2011-2012 sezonunda engin, elmander ve necati rakip ceza sahası çevresinde top saklarken selçuk-melo ikilisinden biri ve eboue ceza sahasına yaklaşarak, bir şekilde rakibi oraya hapsediyorlardı. bu hücumların sonunda top ya auta çıkıyordu, ya korner oluyordu, ya frikik kazanıyorduk ya da gol buluyorduk. rakip takımın hızlı kontratağa çıkması her zaman engelleniyordu. bunun 2 nedeni var. ilki semih ve ujfalusi'nin oyunun içinde olması ve rakip topu uzun vuruşlarla uzaklaştırdığında hemen kontrol edip atağı sürdürmesi, ki bu dediğimi çoğu takım yapıyor, 2. ve bizi büyük takımlarla eşdeğer yapan da dediğim gibi melo veya selçuk'tan birinin ve emre çolak'ın biraz daha geride, doğru pozisyonlarda beklemeleri. hatta bu katkının yüzde 70'ini emre çolak'a yazarım ben. isabetli pas yüzdesi inanılmaz yüksek. 2012-2013 sezonu galatasaray'ının 2011-2012'den en büyük farkı hücumları sonlandıramaması ve ben bunun arkasında emre'yi aramam. geçen yıl elmander-necati-engin üçlüsünün yüklendiği görevi bu yıl çoğu maçta tek başına kaldırmaya çalıştı. beyblade gibi dönüyor diye suçlanıyor, abi allah aşkına adamın fantezisi beyblade gibi dönmek mi bu kadar da yapmayın. cidden ne yani ben bugün çıkarım 2-3 tur dönerim kendi etrafımda xavi de öyle yapıyor zaten falan mı dediğini zannediyorsunuz? takımımız rakip sahaya yerleşsin, hücum bölgesinde çoğalabilsin diye bu talimatlar veriliyor kendisine, o da uygulamaya çalışıyor. geçen yıl topu ayağından en çabuk çıkarması istenen ve pas trafiğinin hızlanmasını sağlayan emre'den, bu sene topu en çok tutan oyuncu olması isteniyor. ben bu pencereden bakınca bu çocuğu başarılı bile buluyorum.
2011-2012 sezonunda engin, elmander ve necati rakip ceza sahası çevresinde top saklarken selçuk-melo ikilisinden biri ve eboue ceza sahasına yaklaşarak, bir şekilde rakibi oraya hapsediyorlardı. bu hücumların sonunda top ya auta çıkıyordu, ya korner oluyordu, ya frikik kazanıyorduk ya da gol buluyorduk. rakip takımın hızlı kontratağa çıkması her zaman engelleniyordu. bunun 2 nedeni var. ilki semih ve ujfalusi'nin oyunun içinde olması ve rakip topu uzun vuruşlarla uzaklaştırdığında hemen kontrol edip atağı sürdürmesi, ki bu dediğimi çoğu takım yapıyor, 2. ve bizi büyük takımlarla eşdeğer yapan da dediğim gibi melo veya selçuk'tan birinin ve emre çolak'ın biraz daha geride, doğru pozisyonlarda beklemeleri. hatta bu katkının yüzde 70'ini emre çolak'a yazarım ben. isabetli pas yüzdesi inanılmaz yüksek. 2012-2013 sezonu galatasaray'ının 2011-2012'den en büyük farkı hücumları sonlandıramaması ve ben bunun arkasında emre'yi aramam. geçen yıl elmander-necati-engin üçlüsünün yüklendiği görevi bu yıl çoğu maçta tek başına kaldırmaya çalıştı. beyblade gibi dönüyor diye suçlanıyor, abi allah aşkına adamın fantezisi beyblade gibi dönmek mi bu kadar da yapmayın. cidden ne yani ben bugün çıkarım 2-3 tur dönerim kendi etrafımda xavi de öyle yapıyor zaten falan mı dediğini zannediyorsunuz? takımımız rakip sahaya yerleşsin, hücum bölgesinde çoğalabilsin diye bu talimatlar veriliyor kendisine, o da uygulamaya çalışıyor. geçen yıl topu ayağından en çabuk çıkarması istenen ve pas trafiğinin hızlanmasını sağlayan emre'den, bu sene topu en çok tutan oyuncu olması isteniyor. ben bu pencereden bakınca bu çocuğu başarılı bile buluyorum.
