4769
tek bacağının kopmasını geçtim, ek olarak iki kolu falan kopmuş haliyle bile galatasaray formasını sercan yıldırım'dan daha fazla hak eden oyuncu.
baros 2.9 alıyor diye galeyana gelene kadar sercan'ın aldığı her kuruş sorgulanmalı. baros zamanında iyi kötü bir şeyler yaşatıp hak ederek aldı bu parayı, sercan ise "genç yetenek" sıfatıyla avrupa'da yaşıtlarının tecrübeli kabul edilmeye başladığı yaşta hala umut vadediyor...
1461 trabzon maçında oynasaydı elenmezdik sığlığına girmiyorum, farklı gelişirdi bir şeyler o kesin ama nasıl ki baros ile 5-0 kazanırdık diyorsak öyle ters bir şey olurdu ki 5-0 da kaybedebilirdik. ama o maçta en azından 18'de tutulsaydı ve her şey 80. dakikaya kadar aynı gitseydi ve son 15 dakika cris yerine o gol arasaydı daha iyi olurdu, en azından 2 golü yediren ve turu elleriyle veren cris'in atacağı golden medet ummazdık. buradan "ya olsaydı" kafasıyla ya topu direkten dönmeyip girseydi denebilir, zaten girse bunu konuşuyor olmazdık, her ihtimale yeni ihtimal katıp uzatmak yersiz.
neyse, baros'a her ne olursa olsun son maçta son dakikada da olsa arena'nın çimlerinde veda etmek gerekirdi, olmadı. tribünden el sallamayla futbolcu yollanmaz, sahada uğurlamak ister insan.
mesela hatırlayın ümit'in lazio maçını ve milan'a gidişini... öyle olmalı işte, yoksa ümit'i tesisten tişört+kot pantolon giyerken uğurlamayı da bilirdik ama sahada elinde çiçekler, kafada şapkası ile uğurladığımız gibi unutulmaz olmazdı.
baros 2.9 alıyor diye galeyana gelene kadar sercan'ın aldığı her kuruş sorgulanmalı. baros zamanında iyi kötü bir şeyler yaşatıp hak ederek aldı bu parayı, sercan ise "genç yetenek" sıfatıyla avrupa'da yaşıtlarının tecrübeli kabul edilmeye başladığı yaşta hala umut vadediyor...
1461 trabzon maçında oynasaydı elenmezdik sığlığına girmiyorum, farklı gelişirdi bir şeyler o kesin ama nasıl ki baros ile 5-0 kazanırdık diyorsak öyle ters bir şey olurdu ki 5-0 da kaybedebilirdik. ama o maçta en azından 18'de tutulsaydı ve her şey 80. dakikaya kadar aynı gitseydi ve son 15 dakika cris yerine o gol arasaydı daha iyi olurdu, en azından 2 golü yediren ve turu elleriyle veren cris'in atacağı golden medet ummazdık. buradan "ya olsaydı" kafasıyla ya topu direkten dönmeyip girseydi denebilir, zaten girse bunu konuşuyor olmazdık, her ihtimale yeni ihtimal katıp uzatmak yersiz.
neyse, baros'a her ne olursa olsun son maçta son dakikada da olsa arena'nın çimlerinde veda etmek gerekirdi, olmadı. tribünden el sallamayla futbolcu yollanmaz, sahada uğurlamak ister insan.
mesela hatırlayın ümit'in lazio maçını ve milan'a gidişini... öyle olmalı işte, yoksa ümit'i tesisten tişört+kot pantolon giyerken uğurlamayı da bilirdik ama sahada elinde çiçekler, kafada şapkası ile uğurladığımız gibi unutulmaz olmazdı.