819
işim gereği birkaç yıl önce istanbula gelip yerleşmiştim sözlük. yalan değil öyle çok sevmemiştim de kendisini. beni bu kente bağlayan 2 şeyden biriydi galatasaray. anadoluda içim eriye eriye takip ettiğim maçlarda o tribünde olma arzusu istanbula geldiğim günden beri hiç bir futbol ve basketbol maçını istisnasız kaçırmamama vesile oldu. ama gel gör ki kaderin cilvesi mi diyelim benim talebim mi diyelim, yeterli süreyi doldurduktan sonra şimdi tekrar memlekete dönüş vaktidir. yıllardır özlemini çektiğim tribünlere tam da alışmıştım derken çok erken oldu bu ayrılık be hacım. yalan değil ben istedim memlekete dönmeyi ve döneceğim için de son derece mutluyum ama burada geride bıraktığım için içimde düğümlenip kalacak tek şey galatasaray. ama olmaz öyle, olmamalı. bünye alıştı bir kere, yapamaz sevgiliyi görmeden.
yine gelirim, temelli gelmem de maçtan maça gelirim. yine gelirim, yine kaldırırız kadıköyde kupayı ve ben gece saat 3e kadar soğukta ayakta dikilmek pahasına da olsa floryada o kupayı görmek için yine gelirim. yine gelirim koyarken fenere koyarken kartala, ben yine gelirim. yine gelirim gözlerim dolu dolu gitsem de şimdi, şampiyonlar liginde çeyrek final görür inşallah aslanlar da ben de boğazımı yırtmaya günübirlik de olsa yine gelirim. yine gelirim ipekçi'de cska'lara kök söktürürken bu takım "inandık biz sizlere" demek için. yine gelirim inleyen nağmelere, yine gelirim ayva çiçek açmışlara. yine gelirim o güney tribüne, maç başlamadan mutlaka çayımı içerim. yine gelir geçerim güney altta kalenin tam arkasına. yine gelir gülerim tribündeki sarhoş muhabbetlerine, maç başlamadan mayışıp kalan sonra uyandığında maç bitti sanıp kaçırdım diye ağlayan o güzel insana. yine gelirim, nevizade gecelerine, yine gelirim rerere rarara gassray gassray cimbombomlara.
ha uygun olmaz da gelemem bir maça, o zaman söz ben de sizinle beraber çekeceğim o ilk üçlüyü maç başlarken televizyon karşısında. o halde, gol olduğunda sarılamam belki tribünde hiç tanımadığım o renktaşa ama sanki oymuş gibi sarılırım o an yanımda olan eşe dosta. sizinle beraber ben de kızarım belki hata yapan topçuya ama geçer o, kızar mı hiç insan armasını taşıyan adama.
gidiyorum ama kalbimin sarı kırmızı tarafı hep burada.
ben seni uzaktan da severim ey sevgili ama bil ki ben yine gelirim.
yine gelirim, temelli gelmem de maçtan maça gelirim. yine gelirim, yine kaldırırız kadıköyde kupayı ve ben gece saat 3e kadar soğukta ayakta dikilmek pahasına da olsa floryada o kupayı görmek için yine gelirim. yine gelirim koyarken fenere koyarken kartala, ben yine gelirim. yine gelirim gözlerim dolu dolu gitsem de şimdi, şampiyonlar liginde çeyrek final görür inşallah aslanlar da ben de boğazımı yırtmaya günübirlik de olsa yine gelirim. yine gelirim ipekçi'de cska'lara kök söktürürken bu takım "inandık biz sizlere" demek için. yine gelirim inleyen nağmelere, yine gelirim ayva çiçek açmışlara. yine gelirim o güney tribüne, maç başlamadan mutlaka çayımı içerim. yine gelir geçerim güney altta kalenin tam arkasına. yine gelir gülerim tribündeki sarhoş muhabbetlerine, maç başlamadan mayışıp kalan sonra uyandığında maç bitti sanıp kaçırdım diye ağlayan o güzel insana. yine gelirim, nevizade gecelerine, yine gelirim rerere rarara gassray gassray cimbombomlara.
ha uygun olmaz da gelemem bir maça, o zaman söz ben de sizinle beraber çekeceğim o ilk üçlüyü maç başlarken televizyon karşısında. o halde, gol olduğunda sarılamam belki tribünde hiç tanımadığım o renktaşa ama sanki oymuş gibi sarılırım o an yanımda olan eşe dosta. sizinle beraber ben de kızarım belki hata yapan topçuya ama geçer o, kızar mı hiç insan armasını taşıyan adama.
gidiyorum ama kalbimin sarı kırmızı tarafı hep burada.
ben seni uzaktan da severim ey sevgili ama bil ki ben yine gelirim.