• 288
    sizin takımınız hangisi?

    yirminci yüzyıl dünya futbol filminin neredeyse tamamında bir figüran olmaktan öteye gidemeyen türkiye’ye önemli yardımcı rollerden birini kazandıran nesil, 1993 akdeniz oyunları şampiyonlarıydı. emre aşık, alpay, abdullah, bülent, tugay, hakan, sergen, arif ve ergün’lü o altın jenerasyon, euro’96 katılımıyla ülke futbolunun kaderini değiştirdi. 6 sene içinde 500 sayfalık türk futbol tarihi kitabının 400 sayfasını elleriyle yazdılar.

    birinci altın neslimizin dip yaptığı letonya serüveni günlerinde türk futbolu meğer ikinci altın neslini buluyormuş. euro 2008 yarı finalisti ikinci altın oyuncu grubunun temelleri, 2004 avrupa ümitler şampiyonası elemelerinde atılmış. o elemelerde joe cole’lü ingiltere, ronaldo-quaresma’lı portekiz gibi devleri yenen jenerasyon, 7-8 yıl boyunca milli takımımızın temel taşlarıydılar: volkan, servet, tuncay, hamit-halil, sabri, toraman, selçuk ve arkadaşları…

    bir altın nesli dünya üçüncülüğü, ikinci altın nesli avrupa dördüncülüğü kazanan türk futbolu bu yıllarda yeni altın jenerasyonunu arıyor. 2005’te abdullah avcı ile avrupa şampiyonu ve dünya dördüncüsü olan gençlerden çok umutluyduk, ama caner-nuri-onur-aykut dışında bu çocukları tükettik, a milli takıma geçişlerini sağlayamadık. ama bir başka oyuncu grubu, 2008 u17 avrupa şampiyonası’nda dördüncü olan takım, bugünlerde bizi daha fazla umutlandırıyor sanki…

    birinci takım
    1991 ve 1992’lilerden oluşan o jenerasyon, 2008’de antalya’daki avrupa şampiyonası’nda yarı final, bir yıl sonra nijerya’daki dünya şampiyonası’nda da çeyrek final gördüler. o grupta daha sonra a milli takım forması giyen emre çolak, batuhan karadeniz, gökhan töre ve soner aydoğdu ile şu anda süper lig’de iyi işler yapan orhan gülle, muhammet demir, engin bekdemir, özgür çek ve abdülkadir kayalı var. seri kenar oyuncuları ömer ali şahiner ve eren albayrak, kaleci deniz mehmet, sağ bekler okan alkan ve kamil çörekçi ile stoper sezer özmen de halen çıkış yapabileceğine inandığımız genç isimler.

    herkes bana süper lig’de tuttuğum takımı soruyor, doğrusu ligde beni en çok heyecanlandıran ekip bu. bu takıma sizin de, türkiye’nin potansiyel 2018 dünya kupası takımı gözüyle bakmanızı öneririm doğrusu…

    ikinci takım
    bu araştırmayı yaparken denk geldiğim bir başka takımsa, yukarıdaki takımın panzehiri adeta! “sizin yetenekli gençleriniz süper lig’de şans bulamazsa kimler o formaları giyiyor” un yanıtı gibiler… mayıs-haziran 2006’da portekiz’de düzenlenen u21 avrupa şampiyonası’nı muhtemelen hiçbirimiz hatırlamıyoruz, ama az sonra sayacağım isimleri duyduğunuzda bu şampiyonanın bizim için hiç de sıradan olmadığını anlayacaksınız.
    hollanda’nın şampiyon, ukrayna’nın ikinci bitirdiği, klaas-jan huntelaar’ın gol krallığı tacını taktığı bu turnuvada bakın kimler oynamış: ev sahibi portekiz’in kaptanı portolu ricardo quaresma … ilerleyen günlerde inter ve chelsea forması giyen yıldız futbolcunun son durağı beşiktaş olmuştu. takımın santrforu portolu hugo almeida’nın yolu da bremen’den sonra dolmabahçe’ye düştü. 2006 avrupa ümitler şampiyonası ev sahibi portekiz orta sahasının iki yıldızından manuel fernandes, o sırada benfica’da. adını liverpool ve chelsea’de büyüten raul meireles’se o günlerde porto forması giyiyor.

    portekiz’le birlikte a grubu’nda mücadele eden fransa kadrosunda bugün sivasspor forması giyen jacques faty ile elazığsporlu julien faubert var. aynı gruptan çıkamayan alman jenerasyonundan bugünkü a milli takımlarına kimse gelememiş, ama süper lig yolunu tutanlar olmuş: herthalı malik fathi kayserispor’da, fürth’lü roberto hilbert beşiktaş’ta saygı görmüşler.

    2006 avrupa ümitler şampiyonası a grubu’nda almanya ve portekiz’i alt ederek yarı finale çıkan sırbistan-karadağ takımındaysa ivanovic, milijas, vucinic gibi yıldızlar var. onlar gibi üst düzey liglerde tutunamayan takım arkadaşlarından milos krasiç fenerbahçe’ye, dusko tosiç gençlerbirliği’ne, milan stepanov’sa mersin’e yerleşmiş durumdalar. turnuvanın diğer dikkat çekici isimleri arasında antalyalı ismail aissati ile antepli haris medunjanin de var!

    sanırım bu iki takımdan çıkarılacak bir küçük ders var: kulüpler düşük maliyetli yerli oyuncularına zamanında şans verirlerse, gençliğinde avrupa ve dünya şampiyonaları’nda çeyrek finaller/yarı finaller olan futbolcular bu başarılarını üst yapıya da taşıyabilirler.
    eğer türk kulüpleri bu gençlere o şansı vermekten imtina ederlerse, alt yaş turnuvalarında alt ettikleri rakipleri ilerleyen yıllarda daha fazla gelişiyor, onları geçiyor ve milyon eurolarla türkiye’ye transfer oluyorlar.

    süper lig’in son 20 yılının transfer hikâyesinin özeti de aşağı yukarı bu.

    sanırım önce hangisinin bizim takımımız olduğuna karar vermemiz gerek: 2005’te avrupa şampiyonu, 2008’de avrupa üçüncüsü olan, 2009’da dünya şampiyonası’nda çeyrek final oynayan türkler mi? yoksa 2006’da varlık gösteremeyen almanlar, sırplar ve portekizliler mi? sahi, sizin takımınız hangisi?

    uğur meleke
App Store'dan indirin Google Play'den alın