90
büyük takımların gelişimi ve ligin kalitesi için çok güzel bir sezondur. galatasaray ve fenerbahçe şu kadrolarıyla bundan 5-6 sezon önce şuan açık ara 1. ve 2. olurlardı. fakat şuan birçok kaliteli oyuncuya sahip bu iki takımın orta sıralarla puan farkı yok denecek kadar az.
şampiyon olmak isteyen takım devre arası transfer yapacaktır. sene sonu da şampiyon olamayan takımlar taraftarın gönlünü almak için şartlarını zorlayacaktır. doğal olarak şampiyon olan takım da kazandığı paraları kadro kalitesini arttırmak için kullanacaktır.
ben o büyük paralara sönük yıldızlar aldığımız eşiği çoktan atladığımızı düşünüyorum türk futbolu olarak. eskiden olsa şuan beckham gelsin filan diye ortalığı yıkan taraftarlara sahipti türk takımları. şimdi ise yıldız potansiyelli krasic, burak gibi adamlar, kendisini ispatlamış kuyt, hamit gibi futbolcular beğenilmiyor, yerlerine adam bakılıyor.
burda en önemli faktör eskişehirspor, gaziantepspor, kayserispor, gençlerbirliği gibi büyük takımları kovalayabilecek köklü kulüplerin kendilerini güçlendirmesi. örneğin beşiktaş maddi olarak kötü durumda olmasaydı neden şu kadrosu eskişehirspor'da olmasın ki. eskişehir gibi bi kulübün fernandes gibi bir yıldızı kadrosuna katıp etrafına olcay, veli, necip, holosko gibi adamları koymaması için ortada hiçbir sebep yok.
şuan maddi açıdan ispanya ve ingiltere hariç diğer bütün liglerden çok daha kuvvetliyiz. bunu biraz daha akıllı kullanabilsek şuan bile o liglerle kafa tutuyor olurduk. ama malesef hep önümüzde bir engel oluyor. herkes birbirini paçasından çekiyor. buna galatasaray da dahil. hiç kendimizi kandırmayalım. türkiyede 200 kulüp varsa 200'ü de öyle. zihniyetimiz bu bizim. birimiz başarısızsak diğerimizin başarılı olmasını türk insanı olarak hazmedemiyoruz. başka ülkelerde de belki bu böyledir ama özeleştiri yapmamız ve ileriyi hedeflememiz lazım.
ilerlememizin bence başlıca nedeni de yabancı sınırlaması. hangi gelişmiş futbol ülkesinin liginde yabancı sınırlaması var birisi bana söylesin. biz ülke olarak oyuncuların maçlarda geliştiğine saf gibi inandırmışız kendimizi. oynamayan oyuncu gelişemez diye düşünüyoruz. antrenman ve kişisel gelişim kültürümüz sıfıra yakın. bizim futbolcularımızda zaten "antrenman bitse de evime gitsem" anlayışı varken kendilerinin oynamasının zorunlu olduğunu bilmek onları ileriye değil geriye götürür. bunu kimsenin görememesi çok büyük bi dezavantaj. ülkede futbol konuşan adamların hiçbiri bu böyle diyemiyor. sen türkleri oynatmayı zorunlu hale getirdiğin müddetçe o oyuncu "zaten beni oynatmak zorunda" kafasını iliklerine kadar yaşıyor. ispanya 3 turnuvadır şampiyon oluyor fakat liglerinde sınırlama filan yok. ona rağmen altyapılarından yüzlerce ispanyol futbolcu çıkartıyorlar. yani ülkenin milli takımının yükselmesi zihniyetle, altyapıyla, planla projeyle gerçekleşebilir, kısıtlamayla, "zorla oynatacaksın" ile değil.
şampiyon olmak isteyen takım devre arası transfer yapacaktır. sene sonu da şampiyon olamayan takımlar taraftarın gönlünü almak için şartlarını zorlayacaktır. doğal olarak şampiyon olan takım da kazandığı paraları kadro kalitesini arttırmak için kullanacaktır.
ben o büyük paralara sönük yıldızlar aldığımız eşiği çoktan atladığımızı düşünüyorum türk futbolu olarak. eskiden olsa şuan beckham gelsin filan diye ortalığı yıkan taraftarlara sahipti türk takımları. şimdi ise yıldız potansiyelli krasic, burak gibi adamlar, kendisini ispatlamış kuyt, hamit gibi futbolcular beğenilmiyor, yerlerine adam bakılıyor.
burda en önemli faktör eskişehirspor, gaziantepspor, kayserispor, gençlerbirliği gibi büyük takımları kovalayabilecek köklü kulüplerin kendilerini güçlendirmesi. örneğin beşiktaş maddi olarak kötü durumda olmasaydı neden şu kadrosu eskişehirspor'da olmasın ki. eskişehir gibi bi kulübün fernandes gibi bir yıldızı kadrosuna katıp etrafına olcay, veli, necip, holosko gibi adamları koymaması için ortada hiçbir sebep yok.
şuan maddi açıdan ispanya ve ingiltere hariç diğer bütün liglerden çok daha kuvvetliyiz. bunu biraz daha akıllı kullanabilsek şuan bile o liglerle kafa tutuyor olurduk. ama malesef hep önümüzde bir engel oluyor. herkes birbirini paçasından çekiyor. buna galatasaray da dahil. hiç kendimizi kandırmayalım. türkiyede 200 kulüp varsa 200'ü de öyle. zihniyetimiz bu bizim. birimiz başarısızsak diğerimizin başarılı olmasını türk insanı olarak hazmedemiyoruz. başka ülkelerde de belki bu böyledir ama özeleştiri yapmamız ve ileriyi hedeflememiz lazım.
ilerlememizin bence başlıca nedeni de yabancı sınırlaması. hangi gelişmiş futbol ülkesinin liginde yabancı sınırlaması var birisi bana söylesin. biz ülke olarak oyuncuların maçlarda geliştiğine saf gibi inandırmışız kendimizi. oynamayan oyuncu gelişemez diye düşünüyoruz. antrenman ve kişisel gelişim kültürümüz sıfıra yakın. bizim futbolcularımızda zaten "antrenman bitse de evime gitsem" anlayışı varken kendilerinin oynamasının zorunlu olduğunu bilmek onları ileriye değil geriye götürür. bunu kimsenin görememesi çok büyük bi dezavantaj. ülkede futbol konuşan adamların hiçbiri bu böyle diyemiyor. sen türkleri oynatmayı zorunlu hale getirdiğin müddetçe o oyuncu "zaten beni oynatmak zorunda" kafasını iliklerine kadar yaşıyor. ispanya 3 turnuvadır şampiyon oluyor fakat liglerinde sınırlama filan yok. ona rağmen altyapılarından yüzlerce ispanyol futbolcu çıkartıyorlar. yani ülkenin milli takımının yükselmesi zihniyetle, altyapıyla, planla projeyle gerçekleşebilir, kısıtlamayla, "zorla oynatacaksın" ile değil.