73
sözlükte yaklaşık 1 yıldır yazıyorum. çok farklı iddialar ve düşüncelerle karşılaştım, karşılaştık. fatih terim'e, galatasaray'a bile saygısızlık gördüm ortak amaç galatasaraydır dedim sustum. tepki verdiysem de elimden geldiğince kırıcı olmamaya çalıştım. şu an kırıcı olmama gibi bir çabam yok, backspace kullanmadan her düşüncemi yazacağım. yazacaklarım başlığı açan arkadaşa falan değil direkt olarak böyle düşünenlere.
önce işin adını koyalım; olay emre'nin küfür yemesi falan değil. olay elitistlik. olay kendi içinde yaşadığı toplumu beğenmeme, kabullenememe veya en iyi ihtimalle anlayamama.
burda oturup fatih terim'in teknik direktörlük yöntemini, sert tavrını, otoriterliğini baştan sona anlatıp kendimi de sizi de yormayacağım. eğer siz bu adamın tüm başarılarının arkasında yatan şeyleri bilmiyorsanız çıkın gidin zaten sözlükten. gerçekten şu küfürü neden ettiğini anlayamadıysanız, hala şaşkınlık içerisindeyseniz gerçekten bizi yormayın, bunlar klavyeden anlatılacak, konuşulacak kadar basit şeyler değil. gidin babanıza, abinize, arkadaşınıza onlar anlatsın size uzun uzun. ''fatih terim nasıl başarılı oluyor?'' diyin dinledikten sonra küfürü de anlamlandıracaksınız.
gelelim size evet. her şeyin farkında olan ama kendi normlarına yenik düşenler. kafanızda oluşturduğunuz ''küfür=terbiyesizlik'' ilkenizden yola çıkarak galatasaray hocasını, hocaların hocasını kötüleyemezsiniz. siz beğensenizde, beğenmesenizde içinde küfürün olmadığı bir fatih terim olmayacak. onun sert tavrının, oyuncular üzerinde yarattığı etkinin bir parçası olan bu sözcükler sizin minnoş dünyanızda ne kadar ayıp, ne kadar kötü olursa olsun bize en güzel günleri yaşatan sözcükler.
türkiye'de yaşıyorsunuz artık şunu kabullenin. burası insanların güzel sözcüklerle birbirleriyle anlaştığı masallar diyarı değil. burada erkekler evlerine döndüklerinde kadınlarına çiçek getirmiyorlar. burada insanların üzüntüsü farklı, sevinci farklı. burada teknik direktör küfür etti diye dava açan futbolcular yok, aksine bununla motive olan, kedine gelen futbolcular var. siz de bununla uğraşmayı bırakın. kabullenemiyorsanız da susun. çünkü gördüğünüz gibi ortada bir başarısızlık yok.
fatih hoca bunları hep yapıyor, yapacak, birçok maçta da kameraya da yansıyacak. siz bu şekilde önünüze geleni düşünmeden yargılamaya devam ettikçe gerek ibne basın, gerekse kuşlar korosu sizin verdiğiniz bu yemlerin üzerine atlayacak, kullanacak. kendinize gelin, insanları kabullenmeyi öğrenin.
önce işin adını koyalım; olay emre'nin küfür yemesi falan değil. olay elitistlik. olay kendi içinde yaşadığı toplumu beğenmeme, kabullenememe veya en iyi ihtimalle anlayamama.
burda oturup fatih terim'in teknik direktörlük yöntemini, sert tavrını, otoriterliğini baştan sona anlatıp kendimi de sizi de yormayacağım. eğer siz bu adamın tüm başarılarının arkasında yatan şeyleri bilmiyorsanız çıkın gidin zaten sözlükten. gerçekten şu küfürü neden ettiğini anlayamadıysanız, hala şaşkınlık içerisindeyseniz gerçekten bizi yormayın, bunlar klavyeden anlatılacak, konuşulacak kadar basit şeyler değil. gidin babanıza, abinize, arkadaşınıza onlar anlatsın size uzun uzun. ''fatih terim nasıl başarılı oluyor?'' diyin dinledikten sonra küfürü de anlamlandıracaksınız.
gelelim size evet. her şeyin farkında olan ama kendi normlarına yenik düşenler. kafanızda oluşturduğunuz ''küfür=terbiyesizlik'' ilkenizden yola çıkarak galatasaray hocasını, hocaların hocasını kötüleyemezsiniz. siz beğensenizde, beğenmesenizde içinde küfürün olmadığı bir fatih terim olmayacak. onun sert tavrının, oyuncular üzerinde yarattığı etkinin bir parçası olan bu sözcükler sizin minnoş dünyanızda ne kadar ayıp, ne kadar kötü olursa olsun bize en güzel günleri yaşatan sözcükler.
türkiye'de yaşıyorsunuz artık şunu kabullenin. burası insanların güzel sözcüklerle birbirleriyle anlaştığı masallar diyarı değil. burada erkekler evlerine döndüklerinde kadınlarına çiçek getirmiyorlar. burada insanların üzüntüsü farklı, sevinci farklı. burada teknik direktör küfür etti diye dava açan futbolcular yok, aksine bununla motive olan, kedine gelen futbolcular var. siz de bununla uğraşmayı bırakın. kabullenemiyorsanız da susun. çünkü gördüğünüz gibi ortada bir başarısızlık yok.
fatih hoca bunları hep yapıyor, yapacak, birçok maçta da kameraya da yansıyacak. siz bu şekilde önünüze geleni düşünmeden yargılamaya devam ettikçe gerek ibne basın, gerekse kuşlar korosu sizin verdiğiniz bu yemlerin üzerine atlayacak, kullanacak. kendinize gelin, insanları kabullenmeyi öğrenin.