22
sezon başında yaptığı uzunca tatilden, para uğruna günlerce işi yokuşa sürdüğünden, sezon sonu artık götüne teneke bağlanıp yollanması gerektiğinden, formsuzluğuyla takımın ve selçuk inan'ın performansını olumsuz etkilediğinden bahsedilen felipe melo'yu bir anda tekrardan "adamın dibi" mevkisine taşıyan hareket. "nasıl oluyor da oluyor" demek manasız tabi bu saatten sonra, hayat ne garip vapurlar falan diyesim de yok. taraftarı coşturmuş, orgazm geçirtmiş ve daha bir ton şey yaşatmıştır. herkes ne yaptığını yazdığına göre yazmakta fayda yok, daha iki gün öncesine kadar melo'ya sallayan beni sadece utandırmıştır. bir diğer tarihe geçmesi gereken ayrıntı da şudur ki, melo'nun top gelmeden kaleden 4-5 adım öne çıkması sebebiyle tekrar edilmesi gerekmektedir. penaltıyı atan takım galatasaray olsaydı muhtemelen özgür yankaya'ya ana avrat giydirecekken şimdi melo'nun hangi hammade olduğu üzerine derin analizler yapacak olmamız da, futbolun hayata ne kadar benzediğinin bir göstergesidir. ha özgür yankaya maç boyunca gösterdiği tutarsız yönetimiyle, uçan kuşa sarı kart gösterme sevdasıyla zaten eleştirileri yeterince haketmiştir ya...