35
bu ruhu 1996-2000 dönemi maclarini canli seyretmeyenler ya da o dönemde 5-6 yaslarinda olan gunumuzun genc galatasaraylilarinin anlamasi ve hissetmesi oldukca zordur. fatih terim galatasaray'in basina ilk gectiginde oldukca bocalamisti takim. sonra topladi ve taslar yerine bir daha dagilmamak uzere oturdu. elimde biram, masada tuzlu fistik o kadar emin mac seyrederdim ki, genelde ilk 30 dakika hayvani pres yapar skoru 2-3'e getirirdik ya da en azindan golumuz gelirdi. ilk yari golsuz bitince sasirirdim hep. takim öyle bir butundu ki, herkes en iyisini takim olarak yapmaya calisiyordu.
mesela günümuzde barca ve dortmund'un o ruhu var. sadece teknik, fizik ve bireysel yetenek yetmiyor iste. öyle bir ruhani guc var ki, sanki görunmez bir kubbe takimin ustunu örtuyormus gibi his kapliyor icini. gercekten tarif edilemez.
ben dahil o dönemin gencleri cok sansliydik. en güzel yillarinda, gelmis gecmis en iyi kadroyu ve o ruhu canli canli seyrettik ve hafizalara unutulmamasi icin kazidik.
mesela günümuzde barca ve dortmund'un o ruhu var. sadece teknik, fizik ve bireysel yetenek yetmiyor iste. öyle bir ruhani guc var ki, sanki görunmez bir kubbe takimin ustunu örtuyormus gibi his kapliyor icini. gercekten tarif edilemez.
ben dahil o dönemin gencleri cok sansliydik. en güzel yillarinda, gelmis gecmis en iyi kadroyu ve o ruhu canli canli seyrettik ve hafizalara unutulmamasi icin kazidik.
