resim
Cüneyt Çakır
Görev:Eski Hakem
Yaş:47
Uyruk:Türkiye
Görev Aldığı Maçlar
  • 536
    hakemlik mevcut kuralların uygulamasına yönelik mesleklerden biridir. yani işin yasaması olan bir kurallar varsa, hakem işin yürütme kısmındadır denilebilir. mevzuatın, yönetmeliğin, yasanın vb. uygulandığı bir işte çalışanlar vardır aramızda, onu geçtim hepimiz günlük hayatta -misal hükümet, belediyeler- bunun örneklerini görürüz. dolayısıyla, her hakem aynı şekilde maç yönetmez, hakemlik tarzı vardır. öyle olmasa bazı meslekler olmazdı zaten. misal her avukatın aynı şeyi söylediğini düşünün.

    öncelikle belirteyim cüneyt çakır'ın hakemlik tarzı benim favori hakemlik tarzım değildir. bu bağlamda değerlendirirsek benim açımdan favori bir hakem de değildir. ancak yazacaklarımın temelini de bu oluşturuyor. tüm eleştirilerimizi -haliyle- kendi oluşturduğumuz hakem modeline göre yapıyor, yeri geldiğinde de işin içine bir miktar duygusallık katarak "iyi hakem, kötü hakem" diyoruz. ben, her ne kadar futbol bilgime ve onu destekleyecek yan bilgilere hayatta hemen hiçbir şeye olmadığı kadar güvensem de cüneyt çakır için kolaylıkla "kötü hakem" diyemiyorum. "içeride daha kötü, dışarıda daha iyi maç yönetiyor" diyebiliyorum.

    yurt dışında daha iyi maç yönettiği algısının arkasında da ligimize ve aslında bizim futbola bakışımıza bağlı bir durum var. yaklaşık 20 yıl öncesi, yatılı okulda bir milli maç sonrası arkadaşım hakemin maçı katlettiğini, hakem yüzünden maçı kaybettiğimizi söylüyordu. o zamanlar yenilgiyi hakeme bağlamak daha yaygındı. ben de yenilgide hatayı hakeme bağlama refleksinin kolaycılık olduğunu savunmuştum. çok aleni hakem hataları tabii ki futbolun içinde var, ama kabul edelim ki -artık çok fazla maç izleme olanağımız da var- yüzlerce maç arasında hakemin net olarak katlettiği maç oranı, üzerinde bu kadar yaygara koparılacak kadar değildir.

    çalıştığım kurumda her sene futbol turnuvası oluyor. maçları yönetmek için de federasyondan hakemler geliyor. geçen bir muhabbet üzerine düşündüm, 4 yıldır 20 civarı maçta tek bir sarı kart bile görmedim. eskiye nazaran -kilo ve aşırı sigara tüketiminin de katkısıyla- daha kötü bir oyuncu olabilirim ama hemen her maç bir stoper olarak ondan fazla fiziksel mücadeleye giriyorum, yatarak kayarak müdahaleler, omuz omuza mücadeleler, biraz deneyim katılmış yarım fauller vb. bunların yarısını bile yapmayan ama profesyonel maçtan da bahsetmiyorum bir kurum içi turnuvada "basit" nedenlerle oyundan atılanlar var mesela. bunun arkasındaki en temel neden de hakeme bakış açısıyla ilgili. hakemi potansiyel ceza kesici olarak görürsen, en ufak düdükteki reaksiyonun daha ters olur. hakemi sahadaki oyunun daha rahat işlemesi için tamamlayıcı bir unsur olarak görürsen reaksiyonun biraz daha yumuşak olur. burada tabii ki hakemin tarzı da önemli. bünyamin gezer misal, en kötü tarzdaki hakemdir benim gözümde. en aklıselim veya deneyimli topçuyu bile çıldırtabilir.

    yurt dışında cüneyt çakır'ın daha rahat maç yönettiği doğrudur. bunun maçı daha iyi yönetmesine yol açtığı da. ama nihayetinde yukarıda söylemeye çalıştığım şey devreye giriyor. bir dolu yabancı lig veya avrupa kupası maçı izliyoruz. hakem etkisi olmasa da çok yüksek tansiyonlu olan maçları geçtim, diğer maçların kaç tanesinde ofsayt gibi, faul gibi, hatta taç gibi maç içerisinde defalarca olan "doğal" durumlarda hakeme uzun itirazlar oluyor, bizde durum nasıl? futbol programlarının yüzde kaçı hakem kararlarıyla ilgili, yüzde kaçı oynanan oyunla?

    sonuç olarak sadece cüneyt çakır değil hemen her hakemimiz yurt dışında daha iyi maç yönetiyor. çünkü bu ülkedeki insanlar galatasaray'ı, fenerbahçe'yi, beşiktaş'ı, vb. takımları tutuyorlar. dolayısıyla ister istemez her hakem kararına daha fazla odaklanıyorlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın