polonya

spora gerekli önemin verildiğini bir fiil gördüğüm ülke.. adamlar sabah akşam çatır çatır alkol almasına rağmen ne çok göbekli erkek, ne de vücudunu dağıtmış hatun görmek mümkün değil..

sabahları parklarda büyük çoğunluğu yürüyüş yapıyor.. daha bugün öğle arasında, varşova merkezde bir parkta, ellerinde demir zımbırtılarla küçük tepelere çıkıp inen insan toplulukları gördüm..

sadece spor yapma anlamında da değil.. örneğin şehrin takımı legia varşova için de hoş şeyler yapılıyor..
"graffiti" diye bilinen sağı solu çeşitli resim ve şekillerle boyama sanatında ustalar bu alanda..
örneğin; şehre yeni gelen bir yolcu, tren rayları boyunca, varşova'ya yaklaşık 15 - 20 kilometre mesafeden itibaren sürekli olarak "legia varşova" takımının sembollerini, armalarını, yazılarını görebiliyor her duvarda.. bu kadar mı özenerek çizilir kardeşim..

bizim tribünlerde hazırladığımız pankartları, adamlar şehrin her noktasında duvarlara kazıyorlar..

polonya milli maçının olduğu akşamlarda, daha çok orta yaşlı insanlar fanatik şekilde hazırlanıyorlar..
çünkü üniversite öğrencileri, milli maçlarını takip etmek yerine, akşam gidecekleri parti için hazırlık yapıyorlar.. ama hepsi değil tabi, çok sağlam genç taraftar oluşumları da var..

ve burada kitapçılarda dahi polonya atkıları bulabiliyorsunuz.. özellikle euro 2012'nin getirdiği bir nimet bu.. daha önce bu kadar yaygın spor eşyası ya da simgesi sattıklarını sanmıyorum..

iddia oranları da bizim ülkeye göre fena değil, söylemeden geçmeyeyim..

velhasıl kelam, bu adamlarda spor kültürü oturmuş durumda.. bağlı sektörler de gayet canlı gidiyor.. ancak malumunuz, öyle ahım şahım başarıları ya da iyi takımları pek yok.. yine de futbol anlamında yıllarca renkli kalmış ve daha da renklenecek bir ülke burası..