303
beni çok rahatsız eden maçtır. genel olarak derbi maçlarında çok rahat oyunlarla fazla sıkmadan kazanabilecekken tek farklı galibiyetleri çekişe çekişe, uğraşa uğraşa alıyoruz veya beraberliğe razı geliyoruz. son birkaç derbiyi ele alırsak; fenerbahçe'yi oyun olarak darmadağın ettiğimiz, kalite farkını sahaya yansıttığımız son iki sezonun maçları:
-2011-2012 normal sezonunun iç saha maçında 3-1 galibiyet
-2011-2012 normal sezonunun kadıköy deplasmanında 2-2 beraberlik
-2011-2012 play-off grubunun iç saha maçında 1-2 yenilgi
-2012-2013 sezonu başında erzurum'daki süper kupa finalinde 3-2 galibiyet
beşiktaş'a karşı aynı şekilde üstün oynadığımız son iki sezon maçlarında:
-2011-2012 normal sezonunun iç saha maçında son dakika golüyle 3-2 galibiyet
-2011-2012 play-off grubunun iç saha maçında 2-0 öne geçtiğimiz maçta 2-2 beraberlik
-2011-2012 play-off grubunun deplasman maçında 2-0 galibiyet
-2012-2013 sezonu deplasman maçında son dakikalardaki penaltıyla 3-3 beraberlik
derbi performansına bir de bu tablo üzerinden bakınca sinir olmamak elde değil. 8'de 8 yapabilecek kadar iyi oynadığımız, futbolun cilvesini hesaba katıp 6 galibiyet 2 beraberlikle kapatabileceğimiz bu 8 maçta sadece 4 galibiyet almışız ve çok daha vahim bir boyut olarak da 19 gol atıp 14 gol yemişiz.
19 gol atıp 14 gol yemek çok endişe verici bir tablo. en kritik, atmosferi en yüksek, en güçlü rakiplere karşı yapılan 8 maçta oldu bu istatistik. 2011-2012 sezonundan itibaren sahaya çıkan galatasaray takımının bu maçlarda bulduğu 19 gol doğal ama yenilen 14 gol ile zor maçlarda büyük savunma sıkıntıları yaşadığımız ortada. yediğimizden fazlasını atamıyoruz her zaman. yaklaşmakta olan şampiyonlar ligi maçlarını göz önüne alırsak galatasaray'ın acilen büyük maçlara özel bir taktik ve hazırlık programı planlaması gerekli. her derbi maçında akıl almaz savunma hataları; ıskalar, kendi kalemize gol atmalar, basit golleri kaçırmalar gibi büyük motivasyon sorunları yaşıyoruz.
fatih terim bu konuya el atmazsa yine son maça kalan bir lig şampiyonluğu ve şampiyonlar ligi grubundan 6 maçta 12 gol atıp 21 gol yiyerek elenme gibi istatistiklerle kapatacağız bu sezonu en iyi ihtimalle.
büyük maçlardaki motivasyon problemimize ek olarak; transfer politikamızda defans-ofans dengesinin kurulmadığını, savunmamıza sadece dany takviyesi yapıp ileriye dönük pek çok adam aldığımızı zaten hep söylemiştim. los galacticos tarzı transfer politikasının başarı getirmediği daha önce defalarca yaşanan bir tecrübe iken, en az bir stoper ve bir sol bek daha almamız gerçeği ortadayken hala çilek peşinde koşuluyor.
3-3 berabere kaldığımız beşiktaş maçı umarım yeterli uyarıyı vermiştir. pastanın üstündeki çilek muhabbetine daldık ama pastanın altı yanmak üzere. taraftar başta olmak üzere herkesin rüyadan uyanıp gerekenleri yapması lazım.
-2011-2012 normal sezonunun iç saha maçında 3-1 galibiyet
-2011-2012 normal sezonunun kadıköy deplasmanında 2-2 beraberlik
-2011-2012 play-off grubunun iç saha maçında 1-2 yenilgi
-2012-2013 sezonu başında erzurum'daki süper kupa finalinde 3-2 galibiyet
beşiktaş'a karşı aynı şekilde üstün oynadığımız son iki sezon maçlarında:
-2011-2012 normal sezonunun iç saha maçında son dakika golüyle 3-2 galibiyet
-2011-2012 play-off grubunun iç saha maçında 2-0 öne geçtiğimiz maçta 2-2 beraberlik
-2011-2012 play-off grubunun deplasman maçında 2-0 galibiyet
-2012-2013 sezonu deplasman maçında son dakikalardaki penaltıyla 3-3 beraberlik
derbi performansına bir de bu tablo üzerinden bakınca sinir olmamak elde değil. 8'de 8 yapabilecek kadar iyi oynadığımız, futbolun cilvesini hesaba katıp 6 galibiyet 2 beraberlikle kapatabileceğimiz bu 8 maçta sadece 4 galibiyet almışız ve çok daha vahim bir boyut olarak da 19 gol atıp 14 gol yemişiz.
19 gol atıp 14 gol yemek çok endişe verici bir tablo. en kritik, atmosferi en yüksek, en güçlü rakiplere karşı yapılan 8 maçta oldu bu istatistik. 2011-2012 sezonundan itibaren sahaya çıkan galatasaray takımının bu maçlarda bulduğu 19 gol doğal ama yenilen 14 gol ile zor maçlarda büyük savunma sıkıntıları yaşadığımız ortada. yediğimizden fazlasını atamıyoruz her zaman. yaklaşmakta olan şampiyonlar ligi maçlarını göz önüne alırsak galatasaray'ın acilen büyük maçlara özel bir taktik ve hazırlık programı planlaması gerekli. her derbi maçında akıl almaz savunma hataları; ıskalar, kendi kalemize gol atmalar, basit golleri kaçırmalar gibi büyük motivasyon sorunları yaşıyoruz.
fatih terim bu konuya el atmazsa yine son maça kalan bir lig şampiyonluğu ve şampiyonlar ligi grubundan 6 maçta 12 gol atıp 21 gol yiyerek elenme gibi istatistiklerle kapatacağız bu sezonu en iyi ihtimalle.
büyük maçlardaki motivasyon problemimize ek olarak; transfer politikamızda defans-ofans dengesinin kurulmadığını, savunmamıza sadece dany takviyesi yapıp ileriye dönük pek çok adam aldığımızı zaten hep söylemiştim. los galacticos tarzı transfer politikasının başarı getirmediği daha önce defalarca yaşanan bir tecrübe iken, en az bir stoper ve bir sol bek daha almamız gerçeği ortadayken hala çilek peşinde koşuluyor.
3-3 berabere kaldığımız beşiktaş maçı umarım yeterli uyarıyı vermiştir. pastanın üstündeki çilek muhabbetine daldık ama pastanın altı yanmak üzere. taraftar başta olmak üzere herkesin rüyadan uyanıp gerekenleri yapması lazım.