1029
her seyine tamam, attığı goller yaptığı asistler falan filan. cidden fenerbahce'ye gelmis en buyuk veya en azından en başarılı yabancı oyuncudur. amma ve lakin laf sözüm ona efendiliğine gelince resmen çıldırma noktasına geliyorum. benim bildigim 2 türlü efendilik vardır. 1.si herkese karşı efendi olmak, rakibinden bile üstün saygı görmektir.
(bkz: metin oktay)
2. tür efendilik ise genel itibari ile kendi camian tarafından kabul edilmişliktir. genellikle herkes tanımaz böyle futbolcuları. sessiz sakin görevlerini yerine getirirler. çok tanınmamalarının nedenleri ise oynadıkları kulübün büyük bir kulüp olmaması veya oyuncunun çok kalburüstü bir oyuncu olmaması olabilir. medyatik değillerdir yani. ne olursa olsun kulüplerine ihanet edip halel getirtmezler.
şimdi alex'i düşünüyorum, her iki gruba da dahil edemiyorum. kesinlikle fair-play oyuncusu değildir. 26 ağustos beşiktaş galatasaray macında burak yılmaz'ın pozisyonuna benzer 1637295839 tane pozisyonunu bulabiliriz alex'in. serbest vuruştur veya penaltıdır, fenerbahce'ye bugüne kadar haketmediği birçok puanlar kazandırmıştır. konuşulur mu, tabiiki konuşulmaz. hakeme de itiraz eder, söylendiği gibi efendi olsa eğer başını gider (en azından haksız olduğu durumlarda). ama onu da yapmaz, haksız olsa bile bir sonraki pozisyonu düşünür ve şikeci deyimiyle 'tarlayı sürer'.
birkaç gün öncesine kadar, zorlansam da 2. gruba dahil edebilirdim. ancak artık o gruba da dahil olamaz, çünkü direk kendi menfaati için teknik direktörünü daha önceleri de yaptığı gibi basının önüne atmıştır. ancak bu sefer aziz yıldırım'ın da etkisi ile kesin bir zafer kazanmamıştır.
uzun lafın kısası, kendisine yapılan muameleyi, fenerbahçe'yi kendi menfaatleri ardına koyarak sonuna kadar hak etmiştir. metin oktay'ın ya da hagi'nin bizim için ifade ettiği değerleri, benim gözümde fenerbahçeliler gözünde ifade etmeyeceklerdir (antulu gençler bu yorumdan muaftırlar).
kimsenin üzülmesine gerek yok.
8 yılda fenerbahçe'den aşağı yukarı 40 milyon euro kazanan ve daha fazlasını kazanmanın yollarını arayan fenerbahceli futbolcudur.
(bkz: metin oktay)
2. tür efendilik ise genel itibari ile kendi camian tarafından kabul edilmişliktir. genellikle herkes tanımaz böyle futbolcuları. sessiz sakin görevlerini yerine getirirler. çok tanınmamalarının nedenleri ise oynadıkları kulübün büyük bir kulüp olmaması veya oyuncunun çok kalburüstü bir oyuncu olmaması olabilir. medyatik değillerdir yani. ne olursa olsun kulüplerine ihanet edip halel getirtmezler.
şimdi alex'i düşünüyorum, her iki gruba da dahil edemiyorum. kesinlikle fair-play oyuncusu değildir. 26 ağustos beşiktaş galatasaray macında burak yılmaz'ın pozisyonuna benzer 1637295839 tane pozisyonunu bulabiliriz alex'in. serbest vuruştur veya penaltıdır, fenerbahce'ye bugüne kadar haketmediği birçok puanlar kazandırmıştır. konuşulur mu, tabiiki konuşulmaz. hakeme de itiraz eder, söylendiği gibi efendi olsa eğer başını gider (en azından haksız olduğu durumlarda). ama onu da yapmaz, haksız olsa bile bir sonraki pozisyonu düşünür ve şikeci deyimiyle 'tarlayı sürer'.
birkaç gün öncesine kadar, zorlansam da 2. gruba dahil edebilirdim. ancak artık o gruba da dahil olamaz, çünkü direk kendi menfaati için teknik direktörünü daha önceleri de yaptığı gibi basının önüne atmıştır. ancak bu sefer aziz yıldırım'ın da etkisi ile kesin bir zafer kazanmamıştır.
uzun lafın kısası, kendisine yapılan muameleyi, fenerbahçe'yi kendi menfaatleri ardına koyarak sonuna kadar hak etmiştir. metin oktay'ın ya da hagi'nin bizim için ifade ettiği değerleri, benim gözümde fenerbahçeliler gözünde ifade etmeyeceklerdir (antulu gençler bu yorumdan muaftırlar).
kimsenin üzülmesine gerek yok.
8 yılda fenerbahçe'den aşağı yukarı 40 milyon euro kazanan ve daha fazlasını kazanmanın yollarını arayan fenerbahceli futbolcudur.