45
son oynanan galatasaray - fenerbahçe derbisi sonrası yaşanılan tatsızlıklar bir yana
kendi konuşma tarzı, ve düşünmeden yaptıkları, hatta sonucu ne olur kaygısı duymadan söylemeye çalıştıkları türk spor medyasının kötü gidişatıydı. hep mi böyle olur?
neden hep ahmet çakır'a muhtacız?
ahmet çakar olduğu için!
işte öylesine gergin sonuçlanan maç sonrası özet görüntüler değerlendirilirken ahmet çakar bir anda şeref tribününde bulunanları gösterdi ve durun şimdi diyerek cümlelerine başladı.
o görüntülerde bir kişiyi kendince seçti ve o kişiyi kırmızı yuvarlak bir çembere aldırarak
aynı anda serhat ulueren ve tanju çolak'a şöyle bir soru yöneltti;
''şimdi tanju sen bu adamı tanıyor musun ?''
-tanju çolak: ''yok abi tanımıyorum.''
peki ya sen serhat?
- serhat ulueren: ''hayır ben de tanımıyorum.''
bunun üzerine ahmet çakar şöyle devam etti;
bakın işte bu da futbolun bilinmezi. giren çıkan belli değil tribünlere. bu da bir noktada futbolun terörü dercesine laf kalabalığı yaptı ve daha da yüklenip prime time'ın tadını yaşamaya koyuldu.
fakat ne canlı yayını izleyenler ne de program ekibinden bir kişi de çıkıp;
yahu ahmet hoca dur bir dakika ne yapıyorsun ? diyemedi...
benim aklım alamıyor bunun nasıl bir ruh hali olduğunu. şeref tribününde bulunan bir kişiyi görüntülerde afişe ederek onun hakkında nasıl konusabilirsin ?
tabii ki o kişileri tanıyamadıklarından dolayı bu tarzda konusabiliyorlar!
futbolu bu kadar iyi biliyorsunuz madem, peki ya spor ile içli dışlı olan insanları neden bilemiyorsunuz?
o an canlı yayında görüntüyü dondurup '' kim bu adam bilen var mı ? ''
diye gösterdiği kişi gsgm'den yunus akgül'ün ta kendisiydi.
peki ya ne oldu şimdi?
tabii ki ilk reklam arasında yayın yönetmeni ile yapılan acil bir görüşme ve daha sonrası gelen özür dileme...
böyle bir şey işte.
kendi konuşma tarzı, ve düşünmeden yaptıkları, hatta sonucu ne olur kaygısı duymadan söylemeye çalıştıkları türk spor medyasının kötü gidişatıydı. hep mi böyle olur?
neden hep ahmet çakır'a muhtacız?
ahmet çakar olduğu için!
işte öylesine gergin sonuçlanan maç sonrası özet görüntüler değerlendirilirken ahmet çakar bir anda şeref tribününde bulunanları gösterdi ve durun şimdi diyerek cümlelerine başladı.
o görüntülerde bir kişiyi kendince seçti ve o kişiyi kırmızı yuvarlak bir çembere aldırarak
aynı anda serhat ulueren ve tanju çolak'a şöyle bir soru yöneltti;
''şimdi tanju sen bu adamı tanıyor musun ?''
-tanju çolak: ''yok abi tanımıyorum.''
peki ya sen serhat?
- serhat ulueren: ''hayır ben de tanımıyorum.''
bunun üzerine ahmet çakar şöyle devam etti;
bakın işte bu da futbolun bilinmezi. giren çıkan belli değil tribünlere. bu da bir noktada futbolun terörü dercesine laf kalabalığı yaptı ve daha da yüklenip prime time'ın tadını yaşamaya koyuldu.
fakat ne canlı yayını izleyenler ne de program ekibinden bir kişi de çıkıp;
yahu ahmet hoca dur bir dakika ne yapıyorsun ? diyemedi...
benim aklım alamıyor bunun nasıl bir ruh hali olduğunu. şeref tribününde bulunan bir kişiyi görüntülerde afişe ederek onun hakkında nasıl konusabilirsin ?
tabii ki o kişileri tanıyamadıklarından dolayı bu tarzda konusabiliyorlar!
futbolu bu kadar iyi biliyorsunuz madem, peki ya spor ile içli dışlı olan insanları neden bilemiyorsunuz?
o an canlı yayında görüntüyü dondurup '' kim bu adam bilen var mı ? ''
diye gösterdiği kişi gsgm'den yunus akgül'ün ta kendisiydi.
peki ya ne oldu şimdi?
tabii ki ilk reklam arasında yayın yönetmeni ile yapılan acil bir görüşme ve daha sonrası gelen özür dileme...
böyle bir şey işte.
