• 11
    sermaye artırımları şirketlerin mali yapılarını güçlendirmeye yönelik yapılır. bedelsiz yapılması, şirketin hali hazırda kendi öz kaynaklarıyla kendini finanse edebileceğini gösterirken, bizdeki örneği olan bedelli sermaye artırımın en basit açıklaması, iflas etmek üzere olan bir şirkete hissedarlarının tekrar para koyarak daha fazla hisse almalarını sağlamaktır. bir yerde yatırımcılarını yeni hisse almaya zorunda bırakmak ta denebilir. ama sözlükte şöyle yanlış bir algı mevcut. bedelli sermaye artırımında hissedarlar koydukları ekstra parayı babalarının hayrına vermezler. verdikleri ücret karşılığında kendilerine daha fazla hisse verilir. yani bizim örneğimizde kimse, kulübe karşılıksız bir para vermeyecek. kabaca anlatmak gerekirse;

    sportif a.ş'nin elinde 100 hisse olsun. bir hissenin değeri de 200 tl olsun. bu hisselerin yüzde 45'i halka açık. düşünülen bedelli sermaye artırımı yüzde 9900. yani her 100 hisse için 9900 adet yeni hisse basılıcak. bu örnekte, sermaye artırımından sonra kulübün elinde 9900 yeni, artı 100 eski olmak üzere, toplam 10 bin hisse olacak. bu yeni hisselerin yüzde 45'lik kesimi halka açık olduğu için, şirket bu hisseleri yatırımcılarına tekrardan satarak kulübe nakit girişi sağlayacak. en kısa ve çömez anlatımla yapılıcak işlemin kulüp tarafında yansıması bu şekilde.

    aynı örneğe hisse sahipleri açısından bakarsak, sermaye artırımından önce diyelim ki krush'un elinde 1 adet hisse olsun. sermaye artırımı sırasında elimdeki 1 hisseye karşılık kulüp bana 99 hisse daha al, yoksa elindeki hissenin değeri yakında yüzde 9900 oranında değer kaybedicek, sende babayı alacaksın diye açıklamada bulunuyor. bende ne yapayım ozaman babayı alacağıma biraz daha galatasaray hissesi almaya razı oluyorum. evet zenginim. bu 99 yeni hisseyi bana toplamda 99 lira karşılığında satıyor. elimde toplamda 100 galatasaray hissesi oluyor. buna mukabil yeni hisse değeri:

    1 eski hisse 200 tl
    99 yeni hisse 99 tl
    toplam 100 hisse 299 tl'den yola çıkarak, hissenin yeni değeri 2.99 tl oluyor.

    (bkz: sözlükteki deha yazarlar)

    bu açıklamalardan sonra gelelim işin özüne. bu süreçte bedelli sermaye artırımı nasıl mümkün oldu önce buna bakalım. zaten eleştirilmesi gereken noktalar da yoğunlukla bu kısımda. adnan polat zamanında sportif a.ş'nin halka açıklık oranı sadece yüzde 20'ydi. bu seviyelerde yapılacak bir sermaye artırımında, kulübün kendi koyması gereken nakit miktarının çok yüksek olması, bu işlemi hem imkansız, hem de halka açık kısım az olduğu için hissedarlardan alınarak kasaya girecek nakit miktarının da haliyle oldukça sınırlı olmasından dolayı oldukça manasız olacaktı. bu sebeple, yaşanan sürecte kritik nokta sportif a.ş'den yapılan hisse satımlarıdır. bu noktayı iyi analiz edip sonuçlarını iyi okumak gerekir. kısaca süreci özetleyip endişelerimi paylaşmak istiyorum.

    öcelikle, borsada işlem gören bir şirketin hisselerine sahip olmak demenin finansal lügattaki manası yatırımdır. her nekadar hepimiz galatasaray'lı olsak ta kulübün hissesini almakla formasını almak arasında çok ciddi bir fark var. bu sebeple dolaylı/dolaysız yollardan para kaybeden yatırımcıyı* görmezden gelmek, sportif a.ş denen şirketin itibarının yok olduğunu söylemekle eşdeğerdir. bunun altını önemle çiziyorum. günümüzde modern şirketler, büyük küçük tüm yatırımcılarına değer veren, onlara kazanç sağlayan şirketlerdir. bu sebeple yatırımcı/taraftar ayrımını iyi yapmak gerek.

    mevzuya dönecek olursak, ünal aysal başkanlığındaki yönetim kurulumuz, göreve geldikten 2 ay sonra genel kuruldan aldığı yetkiyle, kulübün yüzde 25 hissesini daha sattı. ciddi miktarda nakit girişi sağlandı sağlanmasına ama galatasaray markasının para kazandıran tüm değerlerine ait, kendi faaliyetlerini sürdürdüğü şirketinin yüzde 45'i artık bize ait değil. kime ait dersen, bu hacimli satış gizli yapıldığı için onu da kestirmek güç. ancak spk raporlarından yola çıkarsak, bu yüzde 45'in büyük bölümü, küçük yatırımcıdan çok, yurtdışı kaynaklı bazı büyük fonlar, ve isimlerini açıklamayan bazı büyük para pardon iş adamlarının elinde. bok at izi kalsın demiyorum, desem öyle isimler sayarım ki hepinizin dudağı uçuklar.

    aynı zamanda bu hisseler tek seferde satılmadı. satış, günler, haftalar hatta aylar sürdü. 300 küsür liralardan yapılan satış da var, daha aşağısından yapılanda. ama ortalamada 230 tl'lerden bir satış gerçekleşti. şimdi bu hisselerin değeri nerelerde hiç baktınız mı? ya, işte öyle, borsa bu, düşer de çıkar da diyorsan yanılıyorsun. var olan sürecin nasıl bir manipülasyon olduğunu görmek için finans uzmanı olmaya gerek yok.

    kulüp şu an, daha önceden satılan ve küçük yatırımcının elinde olduğu tahmin edilen yüzde 10-20 arasındaki hisseye gözünü dikmiş durumda. ortalama 230 tl'den satılan yüzde 25 hisseye karşılık, bedelli sermaye artırımında kulübe ekstra para yatıramayacak olan küçük yatırımcı oyunun dışına itiliyor ve ellerindeki hisseleri satmaya zorlanıyor.

    bu noktada küçük yatırımcı kavramına da bir parantez açmak lazım. küçük denilince akla cep harçlığını borsadaki kağıtlara yatıran insanlar geliyor ama durum öyle değil. küçük yatırımcı dediğimiz bu kitle, ortalama 25-50 bin tl'sini bu kağıtlarda tutan, akmasa da damlasın diye bu işe girmiş, en büyük mal varlığı iki oda bir salon evi olan insanlar. olaya bu açıdan bakarsan elinde 50 adet sportif a.ş hissesi olan küçük bir yatırımcı, 4450 tl daha ödemek zorunda bırakılıyor. bu paraları bulmak, ödemek ha deyince çıkarıp vermek herkes için kolay olmayabilir.

    peki bu küçük yatırımcılardan" ben yokum arkadaş alın hissenizi ne haliniz varsa görün" diyecek olanların sattığı hisseleri kim alıcak. hisse fiyatlarının dip yaptığı bir dönemde bu hisseleri kimin alacağını büyük ihtimalle hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. tek bir istisnai durum var. o da bu hisseleri ünal aysal'ın alması. bakalım borsada daha önceden galatasaray hisselerini elinde tutarak temettü kazanan başkanımız bu sefer dip seviyeden bu hisseleri alıp kulübe geri kazandırmayı mı tercih edecek, yoksa ortada yaratılan arbitrajı finansal bir argüman gibi değerlendirip, parası bol insanlara gelin bu hisseleri alın para kazanın diyip pazarlama yöntemini mi seçecek. üçüncü ve son bir ihtimal, hiç müdahale etmeyip, hisseleri kendi haline bırakmak ama dünyada henüz böyle bir örnek yok.

    bedelli sermaye artırımına ortak olacak nakti olmayan ve pozisyonlarını mecburiyetten kapatarak zarara uğramış olan sözlük yazarlarına tek verebileceğim teselli stop loss'da bir kazançtır. birgün siz de kendi şirketinizi kurarsanız sakın ola böyle bir sermaye artırımına gidip paydaşlarınıza aynı şeyi yapmayın diyeceğim ama elinizde olsa siz de yaparsınız bunu da biliyorum.

    işin özeti, bu bedelli sermaye artırımı, hisse satışlarının devamı niteliğinde olup, günü kurtarmak, ve acil nakit sıkıntılarını çözmekten öte hiç bir anlam ifade etmeyecektir. "yaaa kulübe yüz milyonlarca dolar nakit girişi sağlandı" diyen bir kişinin açıp önce bir bilançolarımıza bakmasını şiddetle tavsiye ediyorum. sanıyorsunuz ki kulübün bakkal ahmet amcaya çokomel borcu var, onu da kapattık üstü kalsın dedik. verilen temliklerden, kulübün sadece faiz borcunun kaç yüz milyon dolar olduğuna kadar hiçbir şey bilmeden bu sermaye artışının finansal olarak kulübü düzlüğe çıkartacağını düşünüyorsan, sen sadece iyi bir tafartarsın ve kulübüne gözü bağlı bir şekilde bağlısın demektir.

    not: iş bu entry, hayatı boyunca borsada 1 lot bile işlem açıp kapatmamış, finans mezunu fakat finans sektörüyle alakası olmayan bir ihracat uzmanı sözlük yazarı tarafından yazılmış olup, sadece şahsımı bağlayan bazı bilgilerin paylaşılması tarafımca uygun görülmediğinden gerekli noktalarda gizlilik ilkesine sadık kalınmış ve üçüncü kişiler hakkında herhangi bir ithamda bulunulmamıştır. bu da spk'ya kapak olsun.

    edit: imla*
App Store'dan indirin Google Play'den alın