209
orsan yedek parçanın sahibi, iş adamı. 2012 yılında beşiktaş başkanı oldu. 2004 yılında beşiktaş başkanlık yarışını yıldırım demirörene kaybetti.
beşiktaşın başına geçtiğinde feda kampanyası başlattı. sebebi beşiktaşın 580 milyon 994 bin 498 tl'lik net bilanço borcuydu.aslına bakılırsa galatasarayın da borcu (yaklaşık 328 milyon dolar) bu rakamlardan çok aşağıda sayılmaz. ama bir taraf tarihinin en iyi transferlerini yapıp, takımını güçlendirirken diğer taraf tarihinin en karamsar tablosuyla karşı karşıya. burada beşiktaşın nakit sıkıntısı çok önemli bir ayrıntı. borç rakamı her ne kadar aynı da olsa beşiktaşın bu borcu 1-2 senelik bir sürede çeviremeyeceği çok açık. çünkü açıklamalara göre; fulya ve plaza kira gelirleri 2016 eylül tarihine kadar temliklidir. federasyon gelirleri, 2016-2017 sezonu dahil kredi sözleşmesi gereği temlik edilmiştir. gelecek yıllara ait sponsor gelirlerin 20 milyon 109 bin 338 lirası peşin tahsil edilip kullanılmıştır. uefa'da 2012-2013 sezonu söz konusu olmayacağı için gelir kaybı yaklaşık 15 milyon liradır. gişe hasılatları da 2014 sezon sonuna kadar kullanılamayacaktır. yani beşiktaşın 2 sene boyunca kasasına hiç para girmeyecektir.
burada yapılacak bir iş tek gelir kapısı olarak kalan kombine ve stad gelirlerini arttırmaktı ki bunun için tt arena çok zorlandı. ama inönü stadının yıkımı ile ilgili ortada herhangi bir şey yokken tt arenada oynama fikri çok mesnetsiz kaldı. devlet de bir yere kadar sahip çıkabildi. hoş inönü stadındaki kombine satışları bile komik durumdayken tt arenaya geçmek te birşeyler değiştirmeyecekti. hem küçülüp yıldız oyuncuları satmak hem de taraftarın tribünlere geleceğini beklemek günümüz futbolunda çok safça bir davranıştı.
diğer taraftan gelirleri arttıramayan yönetim giderleri kısmaya çalıştı. bunun içinde en büyük gider kalemi olan futbolcu maaşlarını düşürmeye çalıştı. aslında beşiktaşa bugüne kadar kaç lira hibe ettiği belli olmayan fikret orman futbolculardan sözleşme ile sabitlenmiş rakamlarından beşiktaşa yardımda bulunmasını istedi. burada da feda kampanyası ile taraftar baskısını kullandı. bu fedakarlıkta bulunmayanları beşiktaş için oynamamakla itham etti. nihatın 3 yıldır alamadığı parası için nihatı suçladı ve beşiktaşın çocuğu değildir dedi. q7 yi herhangi bir disipsizliği olmaksızın takımdan ayrı çalışmaya zorladı. herhangi bir işyerinde mobbing olarak nitelendirilebilecek bütün herşeyi denedi. türkiyede bir futbolcu derneği olsaydı belki farklı şeyler olurda ama neyse. aslında bu feda kampanyası ile beşiktaş futbolcu maaşlarını yüksek oranda düşürdü ama aynı zamanda bir futbol şirketinin en önemli bilanço kalemi olan futbolcu değerlerini de büyük oranda yitirdi. egemeni bonservissiz verdi. quaresmayı bedelsiz vermek dışında bir seçeneği kalmadı. elinde yüklü nakte dönüştürebileceği bir tek almeida ve fernandes kaldı ki bunlarda kötü geçen bir sezondan sonra değerlerini büyük oranda yitirme tehlikesi ile karşı karşıya. yani fikret orman kaş yapayım derken göz çıkarmış ta olabilir. neyse.
yapılması gereken en doğru iş zamanında özhan canaydın'ın yaptığı gibi gerekirse şahsi teminat verip yeni uzun vadeli borçlanmalarla kısa süreli nakit girdisi sağlamaktı. ancak fikret orman çapında birisinin bunu yapması çok zor. yıldırım demirörenin bile 100 milyon tl lik fedakarlık yapıp en büyük beşiktaşlı olduğu yerde fikret ormandan en ufak bir feda göremedik. ama neyse..
bunlar işin mali boyutları. bir de işin sportif başarı bölümü var. son 10 yılda necip dışında altyapıdan bir genç çıkaramayan beşiktaşın aslında 12-13 tane beşiktaş seviyesinde genci olduğunu öğrendik. dünyadaki en hızlı gençleştirme operasyonu yapıldı. 10-15 yıllık planla yapılabilecek bir sistemi samet aybaba ve fikret orman 2 ayda beşiktaşa getirdi. galatasarayın her kupayı alan gençlerinden bile zamanla a takıma ancak 3-4 oyuncu girebilmişti. diğer oyuncular cafercanlar, özgürcanlar, cem sultanlar 2. ligde ancak tutunabildi. 2. ligde beşiktaşın altyapısından yetişen oyuncu bile göremezken 12 futbolcuyu a takımla denemek çok mantıklı bir karardı! neyse...
şimdi bütün bu neyselerin sonunda fikret orman güya gemisini kurtarmaya çalışan kaptan. ateşten evin içine giren don kişot.
her başkan kendi reklamını yapar ama takımını aşağılayıp bu sayede büyümeye çalışan tek insan galiba fikret ormandır. beşiktaşın durumunu ne kadar kötü gösterirse kendi beceriksizliklerinin kapanacağını düşünen, kendi egoları uğruna 100 yıllık camiayı ayaklar altına aldıran bir insandır fikret orman. ayrıca tayfura, carvalhale, nihata, futbolculara yapılan etik dışı davranışlar, 100 milyon tl'lik senet yüzünden geçmişle hesaplaşamayan başkanın ağzından seba duruşu, beşiktaşlılık duruşu lafının düşmemesi de ironiktir.
not: gelmeyen teknik direktöre erikksona 1.5 milyon euro borçlanılmışsa bunun da hesabını verecektir herhalde...
beşiktaşın başına geçtiğinde feda kampanyası başlattı. sebebi beşiktaşın 580 milyon 994 bin 498 tl'lik net bilanço borcuydu.aslına bakılırsa galatasarayın da borcu (yaklaşık 328 milyon dolar) bu rakamlardan çok aşağıda sayılmaz. ama bir taraf tarihinin en iyi transferlerini yapıp, takımını güçlendirirken diğer taraf tarihinin en karamsar tablosuyla karşı karşıya. burada beşiktaşın nakit sıkıntısı çok önemli bir ayrıntı. borç rakamı her ne kadar aynı da olsa beşiktaşın bu borcu 1-2 senelik bir sürede çeviremeyeceği çok açık. çünkü açıklamalara göre; fulya ve plaza kira gelirleri 2016 eylül tarihine kadar temliklidir. federasyon gelirleri, 2016-2017 sezonu dahil kredi sözleşmesi gereği temlik edilmiştir. gelecek yıllara ait sponsor gelirlerin 20 milyon 109 bin 338 lirası peşin tahsil edilip kullanılmıştır. uefa'da 2012-2013 sezonu söz konusu olmayacağı için gelir kaybı yaklaşık 15 milyon liradır. gişe hasılatları da 2014 sezon sonuna kadar kullanılamayacaktır. yani beşiktaşın 2 sene boyunca kasasına hiç para girmeyecektir.
burada yapılacak bir iş tek gelir kapısı olarak kalan kombine ve stad gelirlerini arttırmaktı ki bunun için tt arena çok zorlandı. ama inönü stadının yıkımı ile ilgili ortada herhangi bir şey yokken tt arenada oynama fikri çok mesnetsiz kaldı. devlet de bir yere kadar sahip çıkabildi. hoş inönü stadındaki kombine satışları bile komik durumdayken tt arenaya geçmek te birşeyler değiştirmeyecekti. hem küçülüp yıldız oyuncuları satmak hem de taraftarın tribünlere geleceğini beklemek günümüz futbolunda çok safça bir davranıştı.
diğer taraftan gelirleri arttıramayan yönetim giderleri kısmaya çalıştı. bunun içinde en büyük gider kalemi olan futbolcu maaşlarını düşürmeye çalıştı. aslında beşiktaşa bugüne kadar kaç lira hibe ettiği belli olmayan fikret orman futbolculardan sözleşme ile sabitlenmiş rakamlarından beşiktaşa yardımda bulunmasını istedi. burada da feda kampanyası ile taraftar baskısını kullandı. bu fedakarlıkta bulunmayanları beşiktaş için oynamamakla itham etti. nihatın 3 yıldır alamadığı parası için nihatı suçladı ve beşiktaşın çocuğu değildir dedi. q7 yi herhangi bir disipsizliği olmaksızın takımdan ayrı çalışmaya zorladı. herhangi bir işyerinde mobbing olarak nitelendirilebilecek bütün herşeyi denedi. türkiyede bir futbolcu derneği olsaydı belki farklı şeyler olurda ama neyse. aslında bu feda kampanyası ile beşiktaş futbolcu maaşlarını yüksek oranda düşürdü ama aynı zamanda bir futbol şirketinin en önemli bilanço kalemi olan futbolcu değerlerini de büyük oranda yitirdi. egemeni bonservissiz verdi. quaresmayı bedelsiz vermek dışında bir seçeneği kalmadı. elinde yüklü nakte dönüştürebileceği bir tek almeida ve fernandes kaldı ki bunlarda kötü geçen bir sezondan sonra değerlerini büyük oranda yitirme tehlikesi ile karşı karşıya. yani fikret orman kaş yapayım derken göz çıkarmış ta olabilir. neyse.
yapılması gereken en doğru iş zamanında özhan canaydın'ın yaptığı gibi gerekirse şahsi teminat verip yeni uzun vadeli borçlanmalarla kısa süreli nakit girdisi sağlamaktı. ancak fikret orman çapında birisinin bunu yapması çok zor. yıldırım demirörenin bile 100 milyon tl lik fedakarlık yapıp en büyük beşiktaşlı olduğu yerde fikret ormandan en ufak bir feda göremedik. ama neyse..
bunlar işin mali boyutları. bir de işin sportif başarı bölümü var. son 10 yılda necip dışında altyapıdan bir genç çıkaramayan beşiktaşın aslında 12-13 tane beşiktaş seviyesinde genci olduğunu öğrendik. dünyadaki en hızlı gençleştirme operasyonu yapıldı. 10-15 yıllık planla yapılabilecek bir sistemi samet aybaba ve fikret orman 2 ayda beşiktaşa getirdi. galatasarayın her kupayı alan gençlerinden bile zamanla a takıma ancak 3-4 oyuncu girebilmişti. diğer oyuncular cafercanlar, özgürcanlar, cem sultanlar 2. ligde ancak tutunabildi. 2. ligde beşiktaşın altyapısından yetişen oyuncu bile göremezken 12 futbolcuyu a takımla denemek çok mantıklı bir karardı! neyse...
şimdi bütün bu neyselerin sonunda fikret orman güya gemisini kurtarmaya çalışan kaptan. ateşten evin içine giren don kişot.
her başkan kendi reklamını yapar ama takımını aşağılayıp bu sayede büyümeye çalışan tek insan galiba fikret ormandır. beşiktaşın durumunu ne kadar kötü gösterirse kendi beceriksizliklerinin kapanacağını düşünen, kendi egoları uğruna 100 yıllık camiayı ayaklar altına aldıran bir insandır fikret orman. ayrıca tayfura, carvalhale, nihata, futbolculara yapılan etik dışı davranışlar, 100 milyon tl'lik senet yüzünden geçmişle hesaplaşamayan başkanın ağzından seba duruşu, beşiktaşlılık duruşu lafının düşmemesi de ironiktir.
not: gelmeyen teknik direktöre erikksona 1.5 milyon euro borçlanılmışsa bunun da hesabını verecektir herhalde...