4
yıllardır medya sülükleri şikeyi, haksız rekabeti, cebimizdeki hortumu sakladılar.
direnenler sürekli ezilmeye çalışılmakta.
işsiz kalan yorumcular, işsiz bırakılan haberciler, üstü örtülen hortumlar.
temiz basın olmadığı ve her şeyden önemlisi iyiler aktif olmadığı sürece tff'nin başında her daim bir pislikleri örten adam bulunur.
iyiler aktif olmadığı sürece tff adil bir rekabet ortamı sağlayamaz ve sporun gelişimine katkıda bulunamaz.
iyiler örgütlenmeli ve sesleri duyurmak zorundadır. aksi halde soygun düzeni artarak devam edecektir.
konuya en uygun şiir ise nazım hikmet'ten olup tekrarda fayda var diyerek aynen yazıyorum;
dünyanın en tuhaf mahluku;
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
direnenler sürekli ezilmeye çalışılmakta.
işsiz kalan yorumcular, işsiz bırakılan haberciler, üstü örtülen hortumlar.
temiz basın olmadığı ve her şeyden önemlisi iyiler aktif olmadığı sürece tff'nin başında her daim bir pislikleri örten adam bulunur.
iyiler aktif olmadığı sürece tff adil bir rekabet ortamı sağlayamaz ve sporun gelişimine katkıda bulunamaz.
iyiler örgütlenmeli ve sesleri duyurmak zorundadır. aksi halde soygun düzeni artarak devam edecektir.
konuya en uygun şiir ise nazım hikmet'ten olup tekrarda fayda var diyerek aynen yazıyorum;
dünyanın en tuhaf mahluku;
akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
bir değil,
beş değil,
yüz milyonlarlasın maalesef.
koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
ve bu dünyada, bu zulüm
senin sayende.
ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
kabahat senin,
- demeğe de dilim varmıyor ama -
kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!