• 740
    burak yılmaz'ın transferi aşamasında "galatasaray'a gitmesin de nereye giderse gitsin" dediği iddia edilen bir başkan, sadri şener.
    ve bu adam trabzonspor başkanı.

    burak yılmaz değildir dertleri muhakkak. dertleri bedelsiz kaybettikleri selçuk inan. trabzonspor'un istenmeyen adamı engin baytar'ın galatasaray'da yeniden doğması dertleri, tasaları. yoksa kimse para için gelmedi, biliyoruz. eğer mesele para olsaydı selçuk inan bizi seçer miydi, hem de çok kötü bir sezondan sonra ve trabzonspor gibi şampiyonlar ligine katılacak bir takımın oyuncusuyken?

    burak yılmaz transferinden sonra birçok trabzonsporlu köşe yazarının yazılarını okudum. mesela ilgi çekicilerinden bir tanesi, yeniçağ gazetesinde murat taşkın yazmış;

    --- alıntı ---

    defalarca satır aralarına sıkıştırmışımdır. trabzonspor, galatasaray dururken fenerbahçe ile neden bu kadar karşı karşıya gelir diye.. galiba bu konu trabzonspor’u yönetenlerin, hatta taraftarı olanların fenerbahçe’nin daha açık tutum sergilemelerini görürken, bunun karşısında galatasaray’ın yıllardan beri alttan alttan kurduğu tuzakları, senaryoları fark edememelerinden kaynaklanmaktadır. birisi açık, diğeri gizli rakip.. sorarım size; hangisi daha tehlikelidir?
    ama her şerde bir hayır vardır denilir ya, burak’ın galatasaray’a transferi inşallah trabzonspor camiasının gözünü açmasına vesile olup, saman altı edilen gerçeği görmesine neden olur. yoksa, en kötü gerçek ortada dururken, en güzel yalanla oyalanmanın değil trabzonspor’a hiç kimseye faydası yoktur.

    --- alıntı ---

    evet şampiyonluğumuzu çaldılar dediğiniz takımdan daha büyük düşman galatasaray size. çünkü sözleşmesine koyduğunuz madde dolayısıyla (!) oyuncunuza 5 milyon euro para verdik sonuçta.

    bir başkası... olcay çakır fotomaç'a yazmış. cazibe ligi başlığıyla yazdığı yazısından dikkatimi çeken birkaç kısım;

    --- alıntı ---

    o söz'leşmesinin gereğini yapıp gitmiştir. sözlerinin değil! tıpkı yakın arkadaşı gibi! elbette, bu güzel hikayenin sonunu böyle bitirmek gerekmiyordu. karakteri, hayat anlayışı, bundan sonraki hayat kurgusu tamamen şahsını bağlar. onun; "türkiye'de trabzonspor'dan başka hiçbir takımda oynamam" sözü 'ar'şivler de mevcut.

    ***

    gelelim trabzon'dan istanbul'a futbolcu göçüne... trabzon şehrinin, cazibe liginde her seferinde istanbul'a yeniliyor olması... ve sonrasında iç-dış fırsatçılar tarafından yutuluyor olması trabzon şehrinin bir hatası değil. trabzonspor'un da hatası değil. bu durum, bu ülkenin temel sorunu. üretenin, kıymetlendirenin ayıplanması diye bir şey dünyada yok... son yılların en üretkeni trabzonspor, gerçek bir lokomotif (moskova'dan oyuncu alanlar değil) gibi çalışıyor. futbolcuların bu vahşi cazibeye kapılıyor olması ülkemizin her şehrinin ortak derdi. giden oyuncuların istanbul'da aidiyetsiz ve takım ismine bakmaksızın yaptıkları tercihler, paraspor'un istanbul'un tek büyüğü olduğunu gösteriyor.

    --- alıntı ---

    sevgili başkanınız sadri şener "galatasaray 5,5 verdi, lokomotif 5 verdi lokomotife sattık. 7 verselerdi galatasaray'a satardık. özel şartlar oluşmalıydı" demecinde olduğu gibi 7 milyona burak'ı alsaydık gıkınız çıkacak mıydı? hangi aklı selim sözleşmesi gereği 5 milyon avro'ya bonservisi alınan bir oyuncuya o kadar para verir!? hiçbir avrupa kulübü vermedi keza. ki lazio'ya da alay konusu oldunuz. o kadar peşkeş çekmeye çalışırken oyuncuna bir kere ne yapmak istediği sorulmuş mu? yoksa bir inat uğruna oyuncunun kariyerini heba etmesini istediniz ve burak'ın da buna biat etmesini beklemediniz siz, değil mi? keza böyle bir şeye göz yummadı burak yılmaz. kariyeri seçti, galatasaray'ı seçti.

    bu yazının ikinci kısmına gelirsek; halil altıntop eskişehir'i gezerken, birden trabzonspor'a imza atmasında sorun yok değil mi? ya da engin baytar istanbul'a geldiğinde? bir de futbolcuların takım ismine bakmaksızın istanbul'a para için geldiğini yazmış. bunla güldürdün, yalan yok.

    ve bunlar gibi onca yazı. arada aklıselim insanların yazdığı yazılara da denk geldim, dozajı makul derecede olan negatif yöndeki eleştirili yazılara da. yazarsın yazamazsın değil. sonuçta seni o köşeye koymuşlar yazasın diye. ama sorun; kahve muhabbetinden farksız, futbolcuları nefret ortamına bırakılmasına göz yuman yazılara itimat edilmesinde, başkanının basiretsiz açıklamalarına göz yumulmasında ve başkanının yaptığı onca yönetimsel hatadan sonra sorunu başka yerlerde aranılmasının trabzonspor gibi büyük bir camiaya ve trabzon gibi büyük bir şehrin takımının taraftarına yakışmamasında.
App Store'dan indirin Google Play'den alın