---
alinti ---
biz kısır gündemimizle kör dövüşü içindeyken, kendi hallerinde mücadele eden, ama sonunda türkiye’de tüm takım sporlarında en büyük başarıyı elde eden, azmin, emeğin neler yapabileceğini gösteren efsane bir takım: galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı. üç yıl önce 2. lig’de spora başladılar. 2005-2006’da birinci lige şampiyon olarak çıktılar. 2006-2007 sezonunda türkiye şampiyonu, 2007-2008 sezonunda namağlup avrupa şampiyonu ve nihayet geçen pazar, yine hiç yenilmeden kıtalararası dünya şampiyonu unvanını alarak türk spor tarihine geçtiler.
kimi yanlış iğneden, kimi depremde enkaz altında kalmaktan, kimi geçirdiği trafik kazasından dolayı engelli. takımın başarısının ardında bir mucize adam var: hiçbir maddi destek, sponsor olmadan küçücük bir evde beş engelli sporcusuyla yaşayan, yer olmadığı için yine aynı evde 14 kişi kamp yaparken bile pes etmeyen, takım ilk kurulduğunda hem şoförlük, hem menajerlik, hem masörlük, hem koçluk işini üstlenen, “aslan yürekli” lakaplı sedat incesu. 2.05 cm’lik, 160 kiloluk biri olmasa, omuzlara alınıp gezdirilecek bir spor adamı. takımın yıllık bütçesi bir futbolcu kadar etmiyor. bomboş tribünlere karşı sadece sandalyelerinin sesiyle motive oluyorlar. aldıkları kupa, bize attıkları bir tokat aslında.
2005 yılında galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı kurulduğunda, iki önemli hedef vardı: bu takımın kurulması, galatasaray’ın bir sosyal sorumluluk projesi değildi ve yönetim, başarı için futbol takımı üzerinde hangi baskıyı kuruyorsa aynısını onlara da uygulayacaktı. ve tabii uluslararası başarı bekleniyordu onlardan.
sponsorları olmayan bir takım olarak yola çıkmışlardı. bir yıl boyunca sadece can isminde tek bir taraftarları vardı. ancak ikinci sezonda, galatasaray genel kurul üyesi ve engellilerle ilgili ne yapılıyorsa altından ismi çıkan yavuz kocaömer’in ultraslan’ları organize etmesiyle tribünlerden destek sloganları gelmeye başladı.
koç sedat incesu, bu ilk sloganları duyduklarında nasıl şaşırdığını şöyle anlatıyor: “2006-2007 sezonunun ilk maçında, salona girdiğimizde yine kimse yoktu. sonra bir anda ali sami yen’de duymaya alışık olduğumuz sesler kulağımıza gelmeye başladı. dört otobüs gelmişlerdi; bütün salon dolmuştu. o günden sonra aralarından bazıları bizim fanatiklerimiz oldu.”
yaşadıkları tek engel belden aşağısı tutmayan bedenleri değildi. galatasaray’ın florya tesislerinde tekerlekli sandalyelerini kullanabilecekleri rampalar bile yoktu. başlarda, kulübün diğer sporcuları, belki de o güne kadar sadece sokakta gördükleri tekerlekli sandalyeli kişilerle aynı tesisi kullanmayı yadırgamıştı. antrenman yapacakları saha o kadar doluydu ki, ilk sezon gs tesislerinde çalışamadılar bile. ama söz verdiler: “gece 2’de antrenman yapmak zorunda kalsak da, bu kulüpte kendimize bir yer edineceğiz.”
florya’da iki oda bir salon evde yaşadilar
ilk sezon, bir ilçe belediyesinin spor salonunda antrenman yaptılar. o sırada takımın hem şoförü, hem malzemecisi, hem menajeri, hem de koçu olan sedat incesu, sabah 5’te uyanıyor, her biri istanbul’un dört bir yanına dağılmış sporcuları evlerinden topluyor, saat 8’de de spor salonunda antrenman için hazır ediyordu. başlarda, beş engelli sporcu ve sedat incesu, florya’da düz girişli, iki oda bir salon evde birlikte yaşadılar. takımın yeri bile olmadığı için, daha sonra 14 kişi kamp yapmak için aynı evi kullandı.
daha sonra yer ayarlandı ama onlar yine o evde kamp kurmayı tercih ettiler. avrupa şampiyonası kupasını aldıklarında bile kamp yeri yine o evdi. sedat incesu, küçücük evde kaos yaşanmasın diye tatlı sert kurallar koydu: “banyodan çıktıktan sonra yerdeki suları temizle, yoksa içmek zorunda kalırsın! kendi bulaşığını yıka, tabağını yemek zorunda kalma!”
sporcular yerleri de temizlediler, camları da sildiler. sedat incesu onlara sadece makarna pişirebiliyordu, adanalı sporcular da kepap yapmayı denediler, sonuç felaket de olsa afiyetle yiyorlardı. “galatasaray’da maddi sıkıntılar çekebilirsiniz ama hayatta yaşayamayacağınız başarıları yine burada yaşarsınız. bu da galatasaray’ın büyüsüdür” diyecek kadar da kanaatkár ve kulüplerine sadıktılar.
diğer kulüplerde engelli sporculara hafif antrenmanlar yaptırılırken sedat incesu, çok sert kurallar uyguladı. “özel davranılması gereken tek engelliler, zihinsel engellilerdir. baştan sporcularımla anlaştım, bacaklarınız tutmuyor diye size zihinsel engelli gibi davranmayacağım, özel muamele görmeyeceksiniz, her şeyi yapabilirsiniz dedim.”
galatasaray tekerlekli basketbol takımı’nın mimarı üç sacayağıydı: kulüp başkanı özhan canaydın, yavuz kocaömer ve genel sekreter sinan kalpakçıoğlu. şimdiki başkan adnan polat ve şube sorumlusu dilara endican da çok çaba harcadı. japonya’da kazandıkları kıtalararası şampiyona’dan sonra cumhurbaşkanı’ndan tebrik aldılar. spordan sorumlu devlet bakanı ve başbakan aramadı bile. ama kendileriyle duydukları gurur, onlara yeterdi.
taraftar sloganlari
tek engelli fenerli -üç büyüklerden bir tek fenerbahçe’nin tekerlekli sandalye basketbol takımı olmadığı için, taraftar her maçta bu pankartı açıyor-
---
alinti ---