bunun fanatizmle ilgisi yok. bunun hayata bakışınızla, sizin için mühim olan şeylerle ilgisi var.
bazılarımız için ırkçılıktan hüküm giymiş bir adamın
milli takım formasını giymesinde bir sıkıntı yoktur ve sahadaki performansı daha önemlidir.
bazılarımız içinse ırkçılıktan hüküm giymiş bir adamın milli takım gibi koca bir ulusun temsil edildiği yerde işi olamaz, sahada mucizeler yaratacak olsa bile.
fatih terim konusunda da çoğu arkadaşımızla ayrıldığımız yer tam da burası. biz
galatasaraylı olmanın tarifini yaparken, değerleri ve hayata karşı bir duruşu, kazanılacak veya kazanılmış her başarının ve kupanın önüne koyuyoruz. çünkü
galatasaray'ı yüz yılı aşkın süredir ayakta tutan şeyin bu değerler ve bu duruş olduğuna inanıyoruz. ve de bu duruştan ödün veren kim olursa olsun, yeri geldiğinde
adnan polat'ı, yeri geldiğinde
fatih terim'i, yeri geldiğinde
emre belözoğlu'nu, hatta yeri geldiğinde de mevcut başkanımız
ünal aysal'ı hak ettiği şekilde eleştiriyoruz.
sizin bakış açınızsa daha farklı. bir oyuncunun sahadaki performansını, bir teknik direktörün kazandığı kupaları, bir başkanın başarılarını her şeyin önüne koyabiliyorsunuz.
bu yüzden emre belözoğlu bazılarımız için iyi topçu, fatih terim hala imparator, adnan polat'da büyük başkan. bazılarımız içinse
emre belözoğlu bu ülkenin en rezil futbolcusu,
fatih terim durduğu yer itibariyle bir ihanet içinde,
adnan polat'da stad açılış gecesi kongre üyelerine ve taraftarına sahip çıkamamış bir başkan.
bu duruma da kızmayın. nasıl bazılarımızın kupalar ve başarılar üzerinden galatasaray'ı ve futbolu tanımlamaya hakkı varsa; bazılarımızın da kendi değerlerince ve mensubu olduğumuz camianın öğretilerince galatasaray'ı ve futbolu tanımlamaya hakkı var.