1
galatasaray'ın gündeminde bulunan sağ beklerdir.
okan hoca'nın ilk tercihinin doue olduğu yazılıyor ama daha önce oluşturulan listedeki tercihlerinde de üçüncü sıradaydı. diğer ikisi olmayınca(biri wan bissaka) mecburen ilk tercih haline geldi.
jelert ise doue ile anlaşılamadığı durumda yedekte bekletilen oyuncuydu. oyuncu tarafıyla kesin olarak anlaşılmış, kulübüyle de orta yol bulunmaya çalışılıyordu.
bugün son çıkan haberlere göre doue ile anlaşma noktasına gelmişiz.
öncelikle okan hoca doue'yi istiyorsa, onunla ilgili belli planları ve oyun şablonu varsa elbette ki saygı duyarım, sonuçta hocadan daha fazla bilmiyorum ama naçizane yorumum, sanki jelert çok daha iyi olurdu. nedenlerime gelirsek de;
geçmişte doue ile yaptığım analizde de sözünü ettiğim üzere, doue çizgiyi kullanmayı seven bir oyuncu değil. birçok maçını izledim, son çizgiye kadar inip orta kestiğini veya pas yaptığını çok az gördüm. bunun yerine, topu alıp içe kat ederek pozisyon üretmeye çalışır. tekniktir, defanstan iyi top çıkarır ama öyle aman aman bir hızı yoktur.
jelert ise, doue'nin tam tersine sürekli çizgiye iner. kanadındaki partnerine sürekli destek verir ve sürekli bindirir. kopenhag büyük takım olmasından dolayı oyuna hükmeder ve dolayısıyla rakipleri de genelde kontra arar. işte bu kontralarda jelert'in geriye dönüşleri de çok iyi sevide. her ne kadar cılız gibi gözükse de ikili mücadeleleri iyi seviyededir. eksiklikleri var mı, tabi ki de var,
mesela koşar, bindirir ama skora katkı anlamında baya kötüdür. orta isabet oranı da bir o kadar kötüdür.
yukarıda da dediğim gibi, biri transfer edilse ben kesin olarak jelert'i seçerdim. büyük takım tecrübesinin olması, şampiyonlar liginde mücadele etmesi, çalışkan olması...
doue ise yeni bu sene meydana çıktı. jelert'in sadece avrupa kupalarında forma giydiği süre 1477 dakika iken, doue'nin üst liglerde ve avrupa'da kariyeri boyunca çıktığı süre 1900 dakikadır. kariyer mücadelelerinde ise jelert 3 kat fark atmıştır. üstelik jelert, doue'den yaklaşık 1 yıl küçüktür.
gönül ister ki ikisi de gelsin, neler yaparlar görelim ama işte...
okan hoca'nın ilk tercihinin doue olduğu yazılıyor ama daha önce oluşturulan listedeki tercihlerinde de üçüncü sıradaydı. diğer ikisi olmayınca(biri wan bissaka) mecburen ilk tercih haline geldi.
jelert ise doue ile anlaşılamadığı durumda yedekte bekletilen oyuncuydu. oyuncu tarafıyla kesin olarak anlaşılmış, kulübüyle de orta yol bulunmaya çalışılıyordu.
bugün son çıkan haberlere göre doue ile anlaşma noktasına gelmişiz.
öncelikle okan hoca doue'yi istiyorsa, onunla ilgili belli planları ve oyun şablonu varsa elbette ki saygı duyarım, sonuçta hocadan daha fazla bilmiyorum ama naçizane yorumum, sanki jelert çok daha iyi olurdu. nedenlerime gelirsek de;
geçmişte doue ile yaptığım analizde de sözünü ettiğim üzere, doue çizgiyi kullanmayı seven bir oyuncu değil. birçok maçını izledim, son çizgiye kadar inip orta kestiğini veya pas yaptığını çok az gördüm. bunun yerine, topu alıp içe kat ederek pozisyon üretmeye çalışır. tekniktir, defanstan iyi top çıkarır ama öyle aman aman bir hızı yoktur.
jelert ise, doue'nin tam tersine sürekli çizgiye iner. kanadındaki partnerine sürekli destek verir ve sürekli bindirir. kopenhag büyük takım olmasından dolayı oyuna hükmeder ve dolayısıyla rakipleri de genelde kontra arar. işte bu kontralarda jelert'in geriye dönüşleri de çok iyi sevide. her ne kadar cılız gibi gözükse de ikili mücadeleleri iyi seviyededir. eksiklikleri var mı, tabi ki de var,
mesela koşar, bindirir ama skora katkı anlamında baya kötüdür. orta isabet oranı da bir o kadar kötüdür.
yukarıda da dediğim gibi, biri transfer edilse ben kesin olarak jelert'i seçerdim. büyük takım tecrübesinin olması, şampiyonlar liginde mücadele etmesi, çalışkan olması...
doue ise yeni bu sene meydana çıktı. jelert'in sadece avrupa kupalarında forma giydiği süre 1477 dakika iken, doue'nin üst liglerde ve avrupa'da kariyeri boyunca çıktığı süre 1900 dakikadır. kariyer mücadelelerinde ise jelert 3 kat fark atmıştır. üstelik jelert, doue'den yaklaşık 1 yıl küçüktür.
gönül ister ki ikisi de gelsin, neler yaparlar görelim ama işte...