takımımıza hayırlı olmasını temenni ediyorum kendisinin. transferini birkaç farklı pencereden değerlendirmek istiyorum.
öncesinde belirmek istediğim husus, oyuncuyu yalnızca geçen sezon bize karşı oynadığı iki maçta izledim. hem bu sebepten hem de futbol oyununu hobi olarak takip ettiğim için hakkında keskin yorumlar yapamayacağım. burada, oyuncu hakkında çok olumlu ya da çok olumsuz konuşan, sanırım yüzlerce maçını takip etmiş olan arkadaşlarımız var. o nedenle, amatör yorumlarımı maruz görün lütfen.
(bkz:
#3790885)
geçen sezon kopenhag deplasmanı öncesi zayıf halka olarak görmüştüm onu. şüphesiz, bu görüşümün temel sebebi karşılaşmanın oynanış şekliydi. kompakt bir alan savunması tercih eden ve oyunu geride karşılayacak bir kopenhag’ta üzerine oynanabilir, hataya meyilli bir görüntüsü vardı.
oyuncu, aradan geçen zamanda bir miktar ilerleme kaydetmiş olabilir tabi. ancak yine de yarım sezonluk kısa süre zarfı ve henüz 21 yaşında olduğu göz önünde bulundurulduğunda, halen bu konuda eksiklikleri olduğunu kabul etmek mümkün.
yukarıdaki zaaf önemli bir eksi olsa da okan buruk galatasaray’ın da bu konudaki endişe biraz azalıyor açıkçası. okan buruk, kısa sekanslar dışında bu bekleyen savunmayı istemiyor çünkü. temel anlayışını, sahanın tamamında savunma yapan ve hücum eden bir genişliğe yaymak istiyor.
bu noktada da oyun motoru yüksek, fiziksel dayanıklılığı üst seviyede olan, önde kalmaktan tedirgin olmayan bir savunma dörtlüsü ve merkez ikili hayal ediyor. sanırım jelert’e olur vermesinin temel sebebi de bu. jelert, zaman zaman rakip alanda, özellikle bizim alanımızda karşılama hataları yapabilir. ancak, sahada kaldığı her anda yüksek bir oyun motoru vaat edecektir.
hücum yönünde ise, baskı altında rahat hareket eden bir intiba oluşturmuştu bende. top sürme ve hızına güvenen, top kendisine gelmeden rakip baskıyı okuyarak hareketleneceği yönü tayin eden bir profil olmasını olumlu buluyorum. özellikle, topla içe kat ederek baskıyı kırabilmeyi tercih etmesi önemli. şiddetli rakip baskısının panzehirlerinden olan bir yöntem bu. takımımızda geçmişte forma giyen marcelo saracchi’nin, seriyi bitiren kadıköy deplasmanında bu şekilde bizi ne kadar rahatlattığını hatırlayanlarınız olacaktır.
asist rakamları ile ilgili endişeler görüyorum. umarım bizde bu rakamları arttırır tabi. ancak, ferdi’nin geçen sezon 1 gol 4 asist ile oynadığını hatırlatmak isterim. takımımızın son gerçek sağ beki boey’da bu konuda mahir değildi. modern futbolda bek pozisyonunu üçe ayırıyorum kendi zihnimde. stoperleşen bek ( kyle walker, nathan ake) , teknik bek ( alexander arnold, cancelo ) , tempolu bek (cucurella, mendy, carvajal). 4’lü savunmalarda genelde keskin şekilde tercihini yapıyor teknik adamlar. üçlü savunmalarda ise daha karışım bekler görmek mümkün. (frimmpong, di marco, dumfries) bizim seviyemizde ondan da olsun biraz da şundan olsun deme şansımız çok yok. bek pozisyonunun artan önemi de göz önünde bulundurduğumuzda kıtlık olan bir pozisyon olduğunu söylemek mümkün. bu noktada, okan hoca stoperleşen bek ya da tempolu bek arasından seçimini tempodan yana kullanmış görünüyor.
salt olarak bu tercihe doğru ya da yanlış demek mümkün değil. merkez orta saha tercihimiz bunu belirleyecek. ancak şu an görünen o ziyech arkasında oynayacak jelert. bu açıdan parçalar birleşiyor ve ilk bakışta uyumlu görünüyor. köhn’le olan uyumunu değerlendirdiğimizde ise, iki bekin da kanadın tamamını kullanmayı sevmesi, torreira’yı öndeki baskıda kullanma isteğimizi göz önünde bulundurduğumuzda, orta saha transferimizin oyun bilgisi yüksek, savunma önünde merkezde aldığı pozisyon ile stoperlerimizin kanada açılarak karşılama yapabilmesini mümkün kılan bir profil olması canlanıyor gözümde. bakalım o tercihimizi yaptığımızda detaylı değerlendiririz ortaya çıkan tabloyu.
bu bilgiler ışığında bonservisini de değerlendirmek isterim jelert’in. 21 yaşında, fiziksel tavanı yüksek, 100’den fazla profesyonel maçı olan, şampiyonlar ligi gruplarından çıkan takımın ana iskeletinde olan bir oyuncuyu göndermek için kopenhag’ın kabul ettiği rakam bana makul geliyor.
daha ucuza alabilir miydik kendisini? evet alabilirdik. oyuncu bize gelmek istiyordu ve kopenhag yerine transfer yaparak elini gösterdi sonuçta. ancak o zaman transfer 25 temmuz değil 25 ağustos’ta gerçekleşse de sorun yok dememiz gerekiyordu. sanırım, aramızda 2-3 milyon euro için buna evet diyecek kişi sayısı bir elin parmaklarını geçmez.
son olarak, bu tür görece düz oyuncuları 1-2 milyon euro iken neden almıyoruz? kesinlikle alabilmeyiz. ancak, öncelikle bu kadar sabırlı bir yapımız yok camia ve ülke olarak. efsane teknik adamımız üç sene müsaade istedi bir sene sabredemedik mesela. o planlama çok doğruydu demiyorum. biz sabırsızız ve her sene şampiyonluk istiyoruz. kopenhag, ajax , benfica gibi imrendiğimiz örnekler istemiyor mesela. bazen aşıları tutmuyor ortadan bir iki sene kayboluyorlar. ancak yeni planlarına sabrediyorlar.
bizim bu tür hamleleri yapabilmemizin yolu gözlemle-al- hemen kirala ve gelişmesini bekleden geçiyor. bunun için de sürdürülebilir bir kurumsal yapı gerekiyor. bir çok bileşeni barındıran bu gereksinimlere erişmemiz için konuşulması gereken onlarca başlık var. bunları jelert’e yüklemeyelim. kopenhag yerine 2 milyona huescas almış ilk maçında asist yapmış biz gidip onu alsaydık gibi sığ bakış açıları kadar basit değil bu işler maalesef.